.

.
.

4 Eylül 2025 Perşembe

RUTİN DIŞI 5

 

Bir miktar keyifsizim. Evvelsi gün sıkı bir temizlik yaparak günlerdir biriken tozları çöpe postaladım, ter içinde bitirdim temizliği ev arındı, ruhum arınmadı. 

Dün neredeyse bir ay önce okumak için ayırdığım kitaba nihayet başlayabildim, başlamayı bekliyormuşum gün içinde yarıladım hatta geçtim yarıyı. Üstelik o minicik puntoları şu ara muhtemelen yakın gözlüğüne ihtiyacı olan gözlerimle nasıl okudum şaşıyorum. İlkokul sonda taktım miyop gözlüğünü gözüme. Ortaokulu bitirene kadar mütemmim cüzüm oldu. Hem de sağda 0.50, solda sıfırla başladım, ne kadar gereksizmiş o gözlük, taktıkça ilerlettim. Annem çok dağınık olduğumu düşünürdü ki bence kendisi benden dağınıktı, yegane yeri belli olan eşyamın gözlüğüm olduğunu söylerdi. Her akşam yatarken çıkarır, saplarını katlar, gözlükçünün tembihinden dolayı asla camlarının üstüne koymazdım kitaplığın aynı rafına yerleştirirken. Ben ona itina ettikçe o bana ihanet etti. Liseyi bitirdiğimden sağ gözüm 2,5'a, sol gözüm 1'e yükselmişti. Fırlattım attım o kıymetli gözlükleri, ancak sinemada, tiyatroda takar oldum. Miyobumu ilerlettim yıllar içerisinde ama şu yaşa geldim hâlâ yakın gözlüğü takmıyorum. Prospektüsleri bile okuyabiliyorum ama kaşlarımda çıkan telleri göremediğim oluyor 😂 Fakat geçen yılki kuruyup parçalanan ve gözümün önünde dans eden tırnak boyutundaki göz sıvısı parçası  hem okumama, hem bakışıma sıkıntı yaratıyor. Antalya dönüşü ilk işim bir göz doktoruna uğramak olacak. 

Bugün de kızkardeşle Tunalı'da buluştuk, biraz yürüdük, kahve içtik, dönüş yolunda şuna rast geldik, bir türlü görmek kısmet olmamıştı, kısmet ayağımıza geldi (ne kısmet ama 😂)


O zaman fark etmemiştim ama fotoğrafa bakınca kızkardeşin pantolonuyla renk uyumu mükemmel 😉 Flacking ismini verdiği bir sanatla iştigal eden "Ememem" denilen sanatçının işlerinden biri bu. Tunalı kaldırımlarından birinde, başka yerlerde de var tabii ama biz şimdilik bunu görebildik. Sanatçinin "Flacking" dediği şey "Healing Craks" yani "Çatlakları İyileştirme" anlamına geliyormuş, kendisi bulmuş o terimi. Arkadaşın zevki de bulduğu boşlukları mozaikle doldurmak demek ki, helal olsun, kaldırımlar renklenmiş sayesinde. 

Eve dönerken ihtiyaç olan birkaç şeyi almak için markete uğradım, nedense tek kasa çalışır bizim market her zaman, akşam saati kuyruk vardı. Elimdekiler ağırdı ve kasanın yanı doluydu. Önümde duran iri-yarı, 50 yaşlarında, düzgün giyimli bir adam kendi sepetini yana çekerek "Anneciğim buyur buraya koy" dedi. Teyzeye hak veriyoruz da eşek kadar adamın (sözüm meclisten dışarı) ben niye annesi oldum onu anlamadım, olumsuz puan 1. Koydum çaresiz zira bileklerimin taşıyacak gücü kalmamıştı. Sonra üstüme eğildi, zira epeyce uzundu, neredeyse ağzını kulağıma yapıştırıp; "Biz Hatay'dan geliyoruz, o öldü, bu öldü, şu öldü (tabirimi mazur görün ama o kadar uzun bir liste çıkardı ki aklımda tutamadım) diyerek depremde vefat eden yakınlarını saydı, motor gibi konuştuğu için önce ne dediğini bile anlamadım. Efendim ilerde bir apartmanda kapıcılık vermişler, aile efradıyla geçinmeye çalışıyormuş, bir yardım edebilir miymişim? Olumsuz puan 2, zira adam basbayağı şık, sepetine göz attım, 6'lı Çamlıca gazozu, 3 kilo kadar şeftali, 2 şişe kefir, çikolata ve şu an hatırlayamadığım asla zorunlu ihtiyaç olmayan bir-iki ürün daha. Dedim size geçmiş olsun ama ben de emekli maaşıyla geçiniyorum, yardım yapacak durumum yok. O sırada kasa boşaldı, hazret sepetindekileri görevliye uzatırken bana dönüp "O zaman şu sepeti ödeyiverin çocuklar için" demesin mi?. Olumsuz puan onyüzmilyonbin. Modern dilencilik değilse nedir bu? 2 ekmek, bir paket peynir görsem gariban hadi ödeyim diyeceğim ama adam doldurmuş benim bile alırken düşündüğüm malları (Sepet muhteviyatı da 780 lira tuttu bu arada) elaleme ödetecek, hem de anneciğim diyerek, bari küçük hanım deseydin 😂

Çıkınca takip ettim, yan taraftaki benzinliğin duvarına poşetini koydu, içinden kefirleri çıkarıp lak lak içti. Hani çocuklaraydı? Sonra da benzinliğin marketine doğru yollandı, bilmem orada birini dolandırabildi mi? Bu olay da bugünün "Rutin Dışı"sı oldu. Kalın sağlıcakla...

14 yorum:

  1. Yuh dedim okurken, insanlar ne kadar fütursuzca dolandırıcılğa meyledebiliyorlar…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çeşidini gördüm de böyle lüksünü görmemiştim

      Sil
  2. Olay rutin dışı sana göre ama bence artık bu bazılarının rutini olmuş. Mağduriyet edebiyatı yaparak insan kullanmak. Ben beyle durumlarda ne diyeceğimi hiç bilemiyorum. Kız kardeşinizle gezmelerinize bayılıyorum. Aklımda hep uzaklarda olan kardeşim... Neyse ki bu yaz doya doya gördüm, nasıl iyi geldi bana. Bu postu bir öykü okur gibi okudum. Her zamanki gibi esprili kalemin beni gülümsetti. Rutin dışı serisini geriden takip ediyorum. Eski yazılara da yeni yeni bakabiliyorum ama takipteyim. Ne okuyorum kısmında Bir Noel Hikayesi'ni gördüm. Nasıldı? Gelirken ben de aldım ama henüz okumadım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir Noel Hikayesi'ni Zambra uğruna aldım ama editörüyle karşılıklı yazışmalar dışında ilgi çekici bulmadım. Zaten bir saatte okunuyor. Zambra olsun çamurdan olsun diyelim.
      Güzel sözlerine çok teşekkürler, kız kardeş candır, Allah eksikliklerini göstermesin.
      Bu tarz bir dolandırıcı ilk kez gördüm, aldığı lüks tüketim ürünlerini bana ödetecekti sersem. Uzun zamandır tövbeliyim zaten. Bilindik, tanıdık olmayan kimseye yardım yapmıyorum. Aptal yerine konuyoruz, millet hazır yemeye alıştı. Hiç unutmam ilkokulda bir arkadaşımız vardı, 5 yıl boyunca okula aile birliğinden ayakkabı, palto ve benzeri yardımlar aldı. Sonra öğrendik ki o yılların çok ünlü bir baklavacısının kızıymış. Millet böyle zengin oluyor demek

      Sil
  3. Çok yaygınlaştı modern dilencilik, küçük çocuklarla market, restoran kapısında bekleyip gelen birine doğru çocuğu iteliyor alışveriş yaptırıyorlar, insanlar da hâlâ inanıyor, sonra markete iade edip parasını alıyorlar diye duydum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilencilik mi, fırsatçılık mı bilemedim ama bu türüne hiç denk gelmemiştim. Duyduğunuz şeyin de doğru olduğuna eminim.

      Sil
  4. Güzel bayan dese, ödemez miydiniz güzel bayan? :))
    Dubai çikolatası neden almamış acaba, yakışırmış o sepete….
    Mozaikler çok tatlı, bir de ağaçlara dantel oya örenler vardı onu da sevimli buluyor içimdeki oryantalist…
    Gözlere maşallah, ben bu sene aşdım ilk yakın gözlüğü, yavruların tırnaklarını kökten kesip bas bas bağırtıyordum yoksa :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ona da inanmazdım zaten, o gün canım çok sıkkındı ve güzellik yanıma pek uğramamıştı :) Ama anneciğim lafı gerçekten komik oldu. Ve hala çok tuhaf buluyorum yaşadığımı.
      Ağaçlara dantel sık sık karşıma çıkıyor ama en can sıkıcısı Ankara Gar'ının önünde, 10 Ekim Gar katliamının anısına bir ağaca ölenlerin isimleriyle örülmüş motifler. İçim acıyor her geçişte.
      Gözler tıbbi bir süreç C'cim, miyop olanların büyük bir bölümü yakın gözlüğünü çok geç takıyor ya da hiç takmıyormuş. Birbirini nötrleme gibi bir durum varmış. Am bu aralar küçük bir numara alıp denemek istiyorum, hem kırışıklıklarımı daha net görürüm :)

      Sil
  5. Ev çarşamba pazarına döndü. Kitap dizme işine ara verip geldim. Evi de toplayamadım, ruhumu da. ☺ Kaldırımları renkli taşlarla bezeme işlerini internette görüyorum. Gerçek hayatta karşıma çıkmadı. Güzelmiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ruhlar bu ara ne arınıyor, ne toparlanıyor galiba, mevsim geçişi olsa gerek. Biz de yapıldıktan epey sonra gördük kaldırımlardaki mozaiklerden birini.

      Sil
  6. Bir de bunun hastaneden çıktım yol param yok yardım edermisiniz şekli var ki ben düştüm bu oyuna. Üstü başı düzgün eşim uyardı çok varmış hastane etraflarında bir yol tutturmuş gidiyor insanlar. Kaldırım çok güzel ben hiç görmedim sanki tarihi bir kalıntı gibi duruyor. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hastaneden çıktım yol parası olayı artık inandırıcılığını kaybetti, gündemden düştü, yeni teknikler deniyorlar, şu ara depremzedelik yaygın-gerçek depremzedeleri ayrı tutuyorum haliyle-insan bazen boş bulunuyor, onlar da iyi niyetli olduğunu düşündükleri insanlara yanaşıyorlar zaten.
      Evet renk katmış mozaikler kaldırımlara

      Sil
  7. Bize de öyle mantıcıda hesap ödettiydi kızın biri:)
    yakını görememek kadar berbat bir durum yok ,maşallah diyeyim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık asla yapmıyorum çünkü inandırıcılıklarını yitirdiler. Yakını görememek zor gerçekten, ben yıllarca miyop olmanın ekmeğini yiyorum, yoksa şimdiye çoktan takmıştım o gözlüğü. Sağolun, sevgiler

      Sil