.

.
.

19 Şubat 2022 Cumartesi

HAFTA SONU / 19 ŞUBAT

Serin ve kapalı bir sabaha kulağımda çalan şu müzikle uyandım, Ruhi Su anılmak istedi sanırım:


"Kulakta mengüş küpeler/Bir bir yandan, bir bir yandan" diye mırıldanarak önce banyo, sonra mutfak tarafına yöneldim. Bir hafta süren baharlık reklam yayını sona ermiş, mevsim aslına rücû etmişti, hem de ilk cemreye bir kala. Gece şakırdayan yağmur dinmiş, yerini kapalı, puslu bir hava almış. Pencereye yanaştığımda artık evlat edindiğimiz kumru Moklukuyruk (bir diğer kumru sıkı gübrelemiş kuyruğunu, on gündür öyle dolanıyor) balkon korkuluğuna tünemiş, "Nerde kaldı kahvaltım?" bakışlarıyla beklemekteydi. Özür dileyip ekmek ıslattım, gittim koydum denizliğe. Daha ben balkon kapısını kapatmadan başladı yemeye, çok acıkmış belli, birini yutmadan diğerini gagalıyordu. Derken doydu sanırım, uçup gitti. O gider gitmez kaç gündür görünmeyen Paf ile Pof teşrif etti. Ardından serçeler sökün etti, bir, iki, beş derken balkonumuzda bir serçe curnatası yaşandı. Sonuçta yediklerini yediler, yemediklerini aşağı fırlattılar, balkon tertemiz oldu. Ben de çayı demlemek için terkettim "Camdaki Kız" modumu. Neredeyse su demliyordum ki son anda ayıldım, demliğe çayı koymadan kuşları izlemeye koyulmuşum.

Yere düşürdükleri ekmeklerden de mahallenin diğer kuşları nasipleniyor, apartmanın önünde bir kuş kalabalığı her zaman, buna alıştık da iki gün önce yürüyüşten dönerken baktım bir kara tavuk giriş kapısına yanaşmış, kuşlardan artanları gagalıyor. İyice organik oldu mahallemiz, gezen tavuğumuz bile var 😃🐔 Kocam Bey'e danıştım "Ne alaka bu tavuk apartmanların arasında?" diye, ilerdeki bahçeli eski apartmanlardan birinde kümes yapmış besliyormuş birisi. Saçma sapan zamanlarda uzun uzun öten horozun esbab-ı mucibesi de anlaşılmış oldu böylece. Haydi horoz kendi çöplüğünde ötüyor da, yavrum tavuk sen niye elin çöplüğünde eşiniyorsun, bas git kümesine, kuşların rızkına ortak olma 😃

Baharı taklit eden haftanın son günlerinden birinde uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşımın teklifiyle gitmeyi alışkanlık edindiğimiz cafede buluştuk yine. Antalya kışın da açık havada oturmaya müsait olduğundan şanslı sayılırız pandemi döneminde. Gerçi artık kimsenin kapalıya, açığa, maskeye falan dikkat ettiği yok, bir biz varız galiba hala titizlenen.

Hep aynı manzarayı görmekten sıkılmış olabilirsiniz ama ne yapayım ki Antalya böyle bir yer, denize yakın olduğunuzda batıya bakarsanız Bey Dağları'nı, doğuya bakarsanız şehri görürsünüz. Hatta bir arkadaşım Antalya'ya geldiğinde "Şehrin neresine gidersek gidelim Bey Dağları'nı görüyorum, hep aynı yere geldim sanıyorum" demişti. Eh Bey Dağları da Mona Lisa gibi bir şey, siz ona ne yönden bakarsanız bakın, o hep size bakıyor 😄

Gördüğünüz gibi sahil çok kalabalıktı, hatta denize giren vardı ama hava oldukça sıcaktı, deniz için aynı şeyi söyleyemeyeceğim tabii ki.

Oscar filmleri izlemeye devam, neredeyse bitmek üzere ama bulamadıklarım var. Belki onlar da bir süre sonra bulunur hale gelir. "Tick, Tick...Boom!"u izledim dün, sinemada müzikal sevmem pek, o yüzden filmi biraz görev icabı izledim ama Andrew Garfield'in oyunu iyiydi (o çocuğu sevemedim bir türlü, nedense itici geliyor. Hele "The Eyes of Tammy Faye" filminde felaketti, rol icabı olsa da.) "Dune"a başladım ve ancak ilk 20 dakikasına dayanabildim, zira bilim kurgu ve fantastik türüne de bakışım pek dostça değil. Varsın Oscar alırsa da izlememiş olayım. Timothy Calamet aşkına bile çekemedim. "Parallel Mothers" sıradan bir filmdi ve Penelope Cruz sanırım hayatının en sıradan oyununu oynamıştı, yoklukta aday yapmışlar işte ve keşfettim ki bacakları Skoda (kısssskannnçlık😂) Şimdilik Spencer ve West Side Story ile Uluslararası yarışma filmlerinden iki tanesi kaldı izlenecek. Bulursak ne ala, bulamazsak da zaman içinde izleriz elbet. Benim adaylarım değişmedi. Film olarak "Belfast" diyorum ama mihtemelen "Drive My Car" alacak. Yönetmen Kenneth Branagh ama Hamaguchi alacak. En iyi kadın oyuncu adayım Jessica Chastain. Olivia Colman da iyiydi ve muhtemelen o alacak ödülü ama Olivia her zamanki rollerinden farklı bir performans göstermemiş, Jessica'yı ise filmin künyesinde görmesem tanımam mümkün değildi ve çok farklı bir canlandırma yapmıştı. En iyi erkek oyuncu dalında Serena ve Venüs Williams'ın babaları rolünde gösterdiği performansla Will Smith adayım, lakin yine bir türlü sevemediğim Benedict Cumburlop 😀a verecekler (insana bu kadar zor isim mi konur yahu). Sen de kimseyi sevmiyorsun diyeceksiniz ama sevmek ZORUNDA MIYIM? Dilber Ay'a da bir selam çakmış olayım, sinemaya da gidemiyorum ki hâlâ filmini izleyeyim, pek severdim rahmetliyi. Yardımcı erkek oyuncularda adayım-ki hepsini izledim-CODA'daki oyunuyla Troy Kotsur'a. Eğer ona gitmezse ödül küseceğim Akademi'ye bir daha değil kırmızı mum, altın mumla davet etseler katılmayacağım törenlerine 😋 Yardımcı kadın oyuncu dalında "King Richard"da anne rolündeki Aunjanue Ellis ile "Lost Daughter"deki Jessy Buckley arasında kararsızım. İlk isim biraz daha ağır basıyor. 

Şimdilik bu kadar izledikçe fikrim ve zikrim değişebilir. Kitap olarak şu aralar okur alemlerinde fırtına gibi esen "Shuggie Bain"e başlamıştım ama kargo Isabel Allende'nin Türkçe'de yayınlanan son kitabı "Denizin uzun Taçyaprağı"nı getirince önceliği ona verdim, ne de olsa tanışıklığımız uzun yıllara dayanır, bu torpili hak ediyor. Allende birkaç kitabından sonra eşsiz tipik anlatımına kavuşmuş diyebilirim. Soluksuz okuyorum.

Biz gri bir hafta sonuna girdik, dilerim sizinki güneşli ve aydınlıktır...

19 yorum:

  1. Siz böyle keyifli keyifli yazınca, insanın keyfi yerine geliyor yahu :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, motive ediniz beni böyle :)

      Sil
  2. Benedict Cumburlop :))))) Cereeeeeeen nerdesin? Canım Ceren çok sever Benedict Cumburlop'u :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvahlar olsun, Ceren, sen o paragrafı atla kuzum :)))

      Sil
    2. Keyifle okurken o paragraf.. O paragraf! :))) Şaka ayol.
      Ya bu Benedict’i ben tiyatroda (Hamlet) izleyip vurulmuştum, inanılmaz bir tiyatro hakimiyeti var o adamın. Keşke sırf tiyatroda kalsaydı dediğimiz insanlardan ama demek ki sanat yetmiyor, para ve ün de lazım maalesef..
      “Bey dağları bizi izliyoooooor” :))) Olivia alacak bence de. Ve o kadıncağız hep aynı rolü oynuyor, eyvallah güzel oynuyor ama hep aynı kabak tarz!
      Beni son zamanlarda zevkten delirten bir başka oyuncu var bu arada! Yahu hangi role girse altından kalkıyor minicik de bir kadın, hayranıyım: Julia Garner. En son “Inventing Anna”daydı fakat Ozark…! Bir Marilyn Monroe biyografisi yapılsa ve onu bu rolde izlesek diye deliriyorum (normal değilim kabulüm) ve söz buraya nasıl geldi onu da çözemedim ama sevgiler :))

      Sil
  3. Allen'denin kitabını bende almıştım ama henüz başlamadım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okursun nasılsa, güzel ama çabucak okunur...

      Sil
  4. bizim de evlat edindiğimiz bir martı var, ihmal edildiğini düşündüğünde cama vuruyor :) biraz hırçın birisi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Martılar zaten iyice evcimen, utanmasalar evde yaşayacaklar, hoş kumrular da pek farklı değil :)))

      Sil
  5. çok sırıtarak keyifle okudum hepsini :) oskar da maşallah hızlı izlemişsiniz. dört tane izledim henüz, oskar maratonu yaptık bikaç arkadaş, oytunla hayat, ada denizi, şule uzundere, vulnicure, ben filan, arada belki siz de fikir sölersiniz. yani sölemişsiniz de burda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyfiniz bol olsun :)Oscar maratonuna ilk katılanlardanım esasen ve neredeyse bitirdim. Bakıyorum diğer katılanların görüşlerine de. Bazılarını bulamadım ne yazık ki, artık kısmet :)

      Sil
    2. o zamansa, oskar adaylarını izliyoruz, oskar maratonu 2022 gibi bir yazı başlığı ile oskar filmlerini düşüncelerinizii ayrı yazıda yazsanızaaaa, maratona katılanlar da gelir, film dedikodusu yaparııız :) filmler arasında yemek tarifi de olabilir, tas kebabı gibi hihihi :)

      Sil
    3. Sizi mi kıracağım efenim, bir-iki film kaldı onları da halledeyim, ayrı bir yazı yazarım :) Ama tas kebabı olmaz da Oscar güveci olabilir :)

      Sil
  6. İsabel Allende dedin, beni benden aldın! Dur ben de alayım bu kitabı. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Al bence de, çünkü çok güzel. Son iki-üç kitabını tarzının dışında bulmuştum ama bunda Allende yazmış bunu dedirtiyor...

      Sil
  7. Ben Oscar'da kendi izleyeceklerimi yarıladım ama oyunculuk kategorilerinde aday filmleri pek izlememişim, Troy kotsur'un adaylığı dışında Fransız kaldım yorumlarınıza :) Yine de okuması çok eğlenceliydi, deep gibi sırıtarak okudum ben de :) Dune'un temposu yavaş ve herkesi içine almaya müsait değil, herkese hitap etmemesini anlıyorum. Farklı türler olsa da benzer durum Tick Tick Boom için de geçerli aslında, müzikalleri sevmiyor herkes.

    Bu arada hep aynı manzaradan sıkılmadıkk :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende emeklilikten kaynaklı vakit ganî olunca bir güne iki film sığdırıp epey ilerledim, 2-3 tane kaldı bulup izleyebilirsem ama yoruldum biraz da, Mubi'deki güzel filmlere bakamaz oldum ve açıkcası bu yıl Oscar filmleri biraz tırt geldi bana. Yine de yılda bir yaşadığımız eğlence işte.
      Manzaradan sıkılmadığınıza sevindim, sevgiler...

      Sil
  8. Listedeki filmlerden tek izlediğimin Dune olması, onunda kitabını okuduğum için meraktan izlemiştim. Ama adaylarınız ve aslında kime verileceğini düşündüğünüz kısım ilgimi çekti. Şahsen benim adaylarım da pek alamıyor Oscar'ı.

    YanıtlaSil
  9. Yumurta pahalandı, ben demi sitenin sote yerine bir kümes kursam acaba :)))

    Tick Tick Boom, bu hafta sonu izledim. Evet film çok sarmadı ama sonlarına doğru bi sevesim geldi :)))Andrew Garfield oyunculuğunun etkisi sanırım. Zira buradaki oyunculuğunu çok sevdim.

    Dune da Pazar akşamı filmimdi. Bilim kurgu diye elim bir türlü gitmiyordu ama sonuna kadar geldim şükür. Bu sefer her ne hikmetse çok daralmadım ben. 10000 küsür senelerinde hakikaten dünya böyle bir yer mi olacak düşüncesinden sanırım :)) Hayır sanki görecekmişim gibi endişelendim hahahahaaa :))

    Penelope Cruz'un bacakalrı film boyunca benim de gözümü tırmaladı. O kadının hep mi bacakları parantezdi, sonradan mı oldu :)))

    Spencer ve West Side Story bende de eksik, nerden bulabileceğiz bakalım. Belki gelir 27 Marta kadar. Birde Licorice Pizza var, buldum aslında da kötü bir dublaj ve sinema çekimi sanırım. İzlemedim o sebeple.

    Drive My Car almasın lütfen yaaa... Şiştim yeminle ben o filmde :/

    Jessica Chastain'ın olduğunu bende sonradan anladım :)) Bu kadar mı değişir insan hakikaten. Ama dediğin gibi Nurşen ablacım iyi oyunculuk çıkartmış. Sevdim ♥ Spencer filmindeki Kristen Stewart için kadın oyuncu dalında pek övüyorlar ama henüz izlemediğim için yorum yapamıyorum.

    Benim çok az filmim kaldı, anlıyorum ki sende tamamlamak üzeresin Nurşen ablacım. Bu sene erken mi bitiriyoruz ne :))

    Öpüyorum seni ♥

    YanıtlaSil