Son postumdan çok kısa bir süre sonra sanırım bunca yıllık hayatımın en güzel, en mutlu olaylarından biri gerçekleşti, aramıza minik bir can katıldı. Umutla gelsin, sağlıkla büyüsün dilerim. Haliyle geçen haftayı biraz telaşlı geçirdik ama arada etkinliklere kaçmayı da başardım.
Aslında bir konuk bekliyordum heyecanla ama kısmet değilmiş, başka bahara kaldı. Onun için aldığım tiyatro biletini sevgili Bilgeveannesi ile değerlendirdik. Diyarbakır Devlet Tiyatrosu yapımı olduğunu daha sonra oyun dergisini okurken farkettim. Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi'nin yazdığı "Amak-ı Hayal"i Ahmet Açıkgöz oyunlaştırmış, İpek Atagün Gezener yönetmiş. "Hayalin Derinlikleri" anlamına gelen "Amak-ı Hayal" tasavvufi bir eser, sahneye ilginç bir biçimde konmuş. Tasavvufi ögelerin yanısıra farklı dinlerin önemli unsurları da dans, müzik ve diyaloglar aracılığı ile verilmişti. Kitabı önceden okumuş olmak oyunu daha iyi anlamak açısından faydalı olabilirdi aslında ama bu fırsatı kaçırdık. Akün Sahne'de izledik oyunu, Ankara'nın en sevdiğim salonlarından biridir, hem sahneyi görüşü engellemeyen hayli dik bir anfi şeklinde oluşu, hem de zamanında pek çok güzel filmi izlediğimiz, açılışına tanık olduğumuz bir sinema salonundan dönüştürülmüş olması gönlüme girme sebeplerindendir. "Hababam Sınıfı", "Rüzgar Gibi Geçti", "Dersu Uzela", "Skandal (Submission)", "Survive", Wynona Ryder'in "Jo" rolünde oynadığı ilk "Küçük Kadınlar" orada izlediğim filmlerden hatırlayabildiklerim. Bir ara satışı söz konusu olmuştu da topluca isyan etmiştik, neyse ki sinema salonu olmaktan çıksa da tiyatro salonuna dönüşerek bizleri hüsrana uğratmadı.
Bu aralar son gaz kitap okumaktayım, bu yıl hedeflediğim 120'ye ulaşmak biraz zor gibi görünüyorsa da denemekte yarar var. Şu an elimde 112. kitap var. Aralık ayında sanırım bu yıl okuduğum en güzel kitabı bitirdim: "Kayıp Çocuklar Arşivi". Çok nitelikli, ince ayrıntılı, tam gönlümce bir okuma oldu. Bu nedenle sonraki tüm okumalarıma ihtiyatla yaklaşıyorum.
Metis Yayınları'nın internet sitesinden son indirim kapsamında yüklü bir sipariş vermiştim, doymamış olacağım ki dün Çankaya Belediyesi'nin açtığı 2. Kitap Buluşması'na gidip 2 poşet dolusu kitapla döndüm. Bütün bunlar ne zaman okunacak, ömrümüz yetecek mi, cevaplanması zor sorular. Ne yapalım, bizden de geriye okunmamış kitaplar kalsın 😃 Fuar geçen yılkine oranla daha nitelikliydi. Küçük yayınevlerine yer verilmiş olması beni ayrıca sevindirdi, hele de Alef'in varlığı pastanın üstündeki kiraz misali oldu. İndirimler de özellikle bazı standlarda hayli doyurucuydu.
Kitap Buluşması öncesinde Cermodern'in "Yılbaşı Pazarı"na uğradım. Çok sıcak, çok kalabalık, çok gürültülü ve çok pahalı idi. 2-3 parça ıvır-zıvırla çıktım, aklımın kaldığı herhangi bir tasarım da olmadı, genellikle hep aynı şeyler.
Ankara bu yıl ılıman bir kış sergiliyor, ısıtmayan ama ışıtan bir güneş ve aşırı üşütmeyen bir soğuk. Katlanılabilir düzeyde. Arada yağmur indiriyor, kaldırımlar yapraklarla kaplanıyor. Henüz ne kar gördük, ne de meşhur Ankara ayazını. Beklemedeyiz...
Hoş geldi Umut, umutları ve yaşamı nar bereketinde olsun, artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin misali. Kocaman öpüyorum.
YanıtlaSilBabaannelik de yakıştı sana tabi ki,
YanıtlaSilLeylağım 112. kitap okumuş maşallah valla
torununa mirasın kitapların olacak ne şahane
Ankara'da ılıman bir kış hüküm sürüyor gerçekten de
sevgiler
Hoş gelmişsiniz belki tiyatro festivalinde ya da kitap fuarında size radtlarım diye düşündüm. Denk gelemedik. Belki bir gün denk gelir ya da zaman uyarsa buluşuruz. Torununu ömürlü olsun. Kitap okuma hızınıza sayısına hayranım. Sevgiler.
YanıtlaSilMinik bebeğe mutlu bir ömür diliyorum.
YanıtlaSilmetis çok severim yaa. ayrıntı ile birlikte. 112 kitap iyi skor zaten. bilge ve annesi çok tatlıııı :) amakı hayal okudum peki oyunu da aklımda olsun. minik can maşallah :)
YanıtlaSil