.

.
.

3 Ocak 2019 Perşembe

3 OCAK (ARALIK OKUMALARI)

Evin içinde inceden bir sümbül kokusu. 2018'in son günlerinden birinde aldığım tomurcuk sümbüller dün akşam açmaya karar verdiler. Gecikmeli bir yeni yıl hediyesi de bizden olsun dediler sanırım. Öyle güzeller ki burnumun direği sızlıyor. Sümbül hem görünümüyle, hem de kokusuyla beni mesteder, bir yandan da hüzünlendirir. Sebebini birkaç yıl önce burada yazmıştım, okumak isterseniz tık: Sümbül

Yeni yıla öğretmenliğimin ilk yıllarında derslerine girdiğim sınıftan bir grubun davetiyle öğrencilerimle birlikte girdim. Bir öğretmene sunulan en güzel armağandır diye düşünüyorum, 35 yıl öncesinden hala hatırlanıp aranmak. Ve yıl 2019'a evrilirken başlayan yağmur ancak bugün kesildi. Bulutlar tekrar toplanmaya başladığına göre akşamı yağmurlu geçireceğiz gibi geliyor, derken damlaların sesi gelmeye başladı.

Henüz 2019'un dışarı hayatına hiç dahil olmadım. Üç gündür evdeyim. 2 film izledim; "The Bookshop" ve "Everybody Knows". İkisine de bayılmadım, izlesen de olur, izlemesen de kategorisinden. Oysa ikinciden epey ümitliydim, Asghar Farhadi'nin çektiği ve ana rollerinde Penelope Cruz ve Xavier Bardem'in yer aldığı filmin daha iyi olduğunu düşünmüştüm, vasat buldum. Yılın ilk kitabına başladım, Lale'nin Bahçesi'nin yeni yıl armağanı olan Zanzibar'lı yazar Abdulrazak Gurnah'ın "Sessizliğe Hayranlık" isimli eseri. Blogun ilk yıllarından beri gelenektir, yılbaşında birbirimize kitap yollar ve yıla o kitapla başlarız. Sonra bu olaya Macera Kitabım Özlem de dahil oldu. Üçümüz de çok okuyan insanlar olduğumuzdan önce hangi kitabı istediğimizi birbirimize soruyor, istek üzerine alıyoruz hediyelerimizi. Alan memnun, veren memnun, ne güzel değil mi :)

Yeni yılın ilk yazısında eski yılın son ayının kitaplarından söz etmek istiyorum. Aralık ayı hem nitelik, hem nicelik olarak pek verimli geçmedi kitaplar açısından. Yılbaşı telaşı, çocukların ziyareti, konserdi, sinemaydı ve okumaya niyet ettiğim kitapların pek tadı tuzu olmaması yüzünden istediğim sayıya ulaşamasam da yılı 127 kitapla bitirmek de fena bir sonuç değildi. Şimdi gelelim Aralık kitaplarına:


-Kazuo Ishiguro'yu sevip sevmemek arasında kararsızım. Bazı kitaplarını çok beğenerek okurken bazılarından sıkılıyorum. "Değişen Dünyada Bir Sanatçı" ikinci kategoriye girdi mesela. Giderek yaşlanan bir ressamın gözünden 2. Dünya Savaşı sonrası harabeye dönen şehrini, mahallesini ve toplumun geçirdiği değişim sürecini anlatmış yazar. 


-Okuduğum ilk Mişima kitabı oldu "Dalgaların Sesi". Açıkcası beklentimi yüksek tutmuşum, arzu ettiğim derinliği bulamadım. Sonu iyi biten sade bir aşk romanı "Dalgaların Sesi", sadeliğinin dışında çok fazla bir şey vermedi okur olarak bana. Belki yanlış kitapla başladım. "Bereket Denizi Dörtlemesi" ile yazara bir şans daha vermek istiyorum. Bir de itiraf edeyim ki Uzakdoğu edebiyatına çok sıcak bakmıyorum.


 -Filiz Ali'nin "Müzikli Geziler"ini 5 yıl kadar önce almış ve kitaplıkta unutmuşum. Düzenleme yaparken elime geçince okumaya başladım. Klasik Batı Müziğine ilgi duymayanların pek hoşlanacağı bir kitap değil. Ama eğer bu tarz müziği seviyorsanız oldukça ufuk açıcı...


-Hayattaki tek amacı iyi bir evlilik yapmak olan Kitty, evlenme yaşının geçmeye başladığına karar verip panikleyince  istemeyerek de olsa bakteriyolog Walter'la evlenip görev yaptığı Hong Kong'a gider onunla birlikte. Başlangıçta küçümsediği kocası, Kitty'nin kendisini aldattığını öğrenince onu boşanmak ya da kendisiyle birlikte kolera salgını olan bir uzak yöreye gelmek seçeneğiyle başbaşa bırakır. Çaresizce ikinci seçeneği kabul eden Kitty bu mahrumiyet bölgesinde kendisini ve hayatın anlamını keşfetmeye başlayacaktır. "Duvak" adıyla filme de çekilen "Boyalı Peçe" rahat okunan akıcı bir  kitap.



-"Temiz Aile Çocuğu", "Zenne" ve "Çekmeceler" filmlerinin senaristi ve yönetmeni olan Caner Alper'in kendi yaşam öyküsünü kaleme aldığı bir kitap. Çocukluğundan bu yana hissettiği aile baskısı, gay oluşunun getirdiği sıkıntılar, toplumun kabul ettiği normların dışında olmanın karşı karşıya bıraktığı zorluklar üzerine ufuk açıcı bir kitap.


-"Örümcek Kadının Öpücüğü"nü evvelki sene yaptığımız  Antakya gezisinde bir sahaftan almıştım, okuma sırası ancak gelse de bana beklediğim keyfi nedense veremedi. Kitabın baskısının çok eski oluşu, harflerin dizilişi okuma zorluğu yarattı, belki ondan, belki uygun zaman ve ortama denk gelmedi ondan, hayli zorlanarak bitirdiğim bir kitap oldu. Biri katı devrimci, biri siyasetle ilgisi olmayan eşcinsel iki mahkumun hapishane hücresinde birbirlerini oyalamak için yarattıkları oyunları kaleme almış Manuel Puig. Beyazperdeye de uyarlanmıştı, kitabı sağlama açısından filmini izlemeyi planlıyorum.


-Daha önce yine YKY'den çıkan "Balıkçıl" isimli kısa romanını çok severek okuduğum Giorgio Bassani'nin yaşadığı şehir olan Ferrara'yı ve oradaki Yahudi cemaatini anlattığı öykülerden oluşan "Kuru Otların Kokusu"nu ilk kitap kadar beğenmesem de ilginç bir okuma oldu. 

Yeni kitaplarda buluşmak dileğiyle 2019 huzurlu, sağlıklı geçsin diyor, sevgilerimi yolluyorum tüm takipçilerime...

5 yorum:

  1. harika seçkiler ve tanıtım için teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Mişima en sevdiğim Uzakdoğulu yazar olabilir aslında. Gerçekten etkileniyorum onu okurken. Murakamigillere göre çok daha uzman bence. En sevdiğim kitabı Denizi Yitiren Denizci aslında fakat size onu önermek yerine Yaz Ortasında Ölüm'ü okumayı önerebilirim. Sanki daha çok seversiniz gibi hissediyorum :)

    YanıtlaSil
  3. Nurşen Hanım çok güzel, bol hareketli, yazmalı, okumalı, izlemeli bir yıl olsun diliyorum.
    Tam kitap siparişi veriyordum ve sizin okuma listelerine bir göz atayım siparişi tamamlamadan dedim. Listemde iki adet Mişima kitabı var. Denizi Yitiren Denizci ve Bir Maskenin İtirafları. Yorumunuzdan sonra biraz tedirginlik duysam da, bu seneki okumalara paralel yazarlar üzerinden gideceğim için Kobo Abe'nin döneminden bir yazar olarak azimle okuyacağım.
    Okumadıysanız Kobo Abe'nin Kumların Kadını isimli kitabını tavsiye ederim. Filmini de ayrıca seyredeceğim.
    Sevgiyle kalın.
    Avare Peyman

    YanıtlaSil
  4. 127'yi görünce yine tansiyonum düştü! :)

    YanıtlaSil