.

.
.

28 Ocak 2019 Pazartesi

28 OCAK (FIRTINADAN SONRA)

Doğa Ana'nın birkaç yıllık sabrını sonunda tükettik ve geçen hafta defalarca kafamıza en ıslak ve en ağırından banyo terliğini yedik. Hem de ne yemek, doyduk ama hazmedemedik.

Antalya'ya taşındığım ilk yıllarda kışın yağan yağmurları hayretle içinde seyreder, göğün bunca suyu nereye sığdırdığını, toprağın bunca suyu nasıl çektiğini, gökyüzünün bunca şimşekten nasıl yırtılmadığını çocuk gibi düşünür dururdum. İki saat deliler gibi yağıp litrelerce su yere indikten taş çatlasa onbeş dakika sonra güneş çıkar, yerler kupkuru olurdu. Sanırsınız gökten damla düşmemiş. Resmen dalga geçerdi tabiat bizimle. Kimi zaman günlerce sürer, bunalıp depresyon eşiğine gelirdik. "Kadıkaçıran Yağmurları" derlermiş eski Antalyalılar, bir de öyküsü var bunun ama şimdi anlatıp uzatmayayım. Çok zaman o yağmurun altında sırılsıklam okula gider, kapıdan girdiğimiz anda tatil haberi gelir, aynı berbat yağmur eşliğinde bir de dönüş çilesi yaşardık. Son zamanlar Meteoroloji uyarılarını dikkate alan yetkililer tatili akşamdan ilan etmeye başlamışlardı ama bu defa da tahminler tutmaz, yağış olmaz, öğrenciler gökten gelen bu tatilin mutluluğunu yaşardı.

Birkaç yıldır bu şiddetli yağmurlar kesilir gibi olmuştu, küresel ısınmaya bağlıyorduk, iklim değişikliğine veriyorduk. Hatta kocam yağmur sevmediğim için küresel ısınmadan beni sorumlu tutuyordu 😀 Biz de unutmuşuz bu deli yağmurları, arada kendini gösteren hortumları, devrilen ağaçları, uçan çatıları, perişan olan seraları. Bu kadar geniş alana yayılmaz ve bu kadar yoğun telefat olmazdı belki ama Akdeniz iklimi gereğini yapardı. Yeşil alanları azaltıp şehri betona karınca, altyapı artan nüfusa yetmeyince, bir de alelusul yapılınca "Alın size" dedi doğa, "benimle oynamak nasıl oluyormuş görün". Korkunçtu fırtına ve ardından iki parti indiren dolu. Şehri allak bullak etti, yaralananlar, ölenler, yıkılan harabolan binalar, patlayan trafolar, devrilen ağaçlar, uçan çatılar, hurdaya dönen araçlarla başka yönden benzeyemesek de tropik iklim açısından Florida'ya yetiştik şükür(!). Evde de kendi çapımızda sıkıntılar yaşadık, ödümüzün kopması bir yana pencere altlarından giren sularla ıslanan perdeleri, halıları hala kurutmaya çalışıyoruz.

Ne diyelim umarım ki bu sondur, bir daha böyle felaketler hiçbir yerde yaşanmasın.

Fırtına dışında haftanın en güzel olayı sinemada izlediğim iki filmdi; "Kefernahum" ve "Arakçılar".


Lübnanlı kadın yönetmen Nadine Labaki'nin yönettiği film göçmen, mülteci sorunlarını ele alan şahane bir yapım olmuş. Başroldeki ufaklık ise kelimenin tam anlamıyla döktürmüş. Mutlaka izlenmeli.


Bir Kore filmi olan Arakçılar'ı diğerinden sonra izleyince haliyle daha az beğendim. Finalde ters köşe yapan filmde ufak-tefek hırsızlıklarla yaşamlarını sürdüren bir aile ele alınmış. Neşeli bir film aslında, izlenesi.

Benden bu kadar, fırtına yorgunuyum. ayrıca kutlu, mutlu doğum haftama giriş yapmış bulunuyorum. Çalsın sazlar 😀 🎶 🎉 🎂

9 yorum:

  1. Doğayı bozuyoruz sonrası yine bize zarar

    YanıtlaSil
  2. Sen Q klavyede yazarsın da ben geldim demez miyim? ;)) Bodrum'da aynı fecaatlardan geçiyor, sonumuz hayrola.

    YanıtlaSil
  3. çoook büyük geçmişler olsun size ve tüm Antalya 'ya gerçekten bir felaketin eşiğinden dönüldü sanırım...doğaanne İzmir'e de kızgın bu aralar...bu sene yağmurlarımız bir garip yağıyor gerçekten de...ortalığı gölet yapmadan bitmiyor ve ard arda kesilmeden 3 gün yağabiliyor..haftasonu yağmurlu fırtınalı depremli geçti bizim de maalesef...Allah hepimizi beterinden korusun inşallah..Kefernahum'u çok merak ediyorum...listemde baş sıralarda zaten..şimdiden yeni yaşınızın size güzellikler getirmesini dilerim...sevgilerimle...eğer fırsat bulursanız ben de beklerim bir gün sayfama...https://duvartakvimi.blogspot.com...

    YanıtlaSil
  4. Haberlerden takip ediyoruz ama birebir tanık birinden dinlemek bunları çok daha etkiliyor insanı. Çok geçmiş olsun. Hayatlarımı kaybeden o gencecik insanlara da rahmet diliyorum. Allah ailelerine ve sevdiklerine sabır versin.

    Her iki filmi de çok merak ediyorum diyerek uzuun yorumumu bitireyim 👈

    YanıtlaSil
  5. Geçmiş olsun! İzmir, Bodrum, Antalya çok fenaydı. Arabalarıyla sürüklenenler oldu, çok üzüldüm. Dilerim yıkıcıları yaşanmasın bir daha.
    Haydi dinlenin madem şimdi:) İyi haftalar Nurşen Hocam!

    YanıtlaSil
  6. Merhaba, yazınızı ve bloğunuzu inceledim. Çok hoşuma gitti. Bende bugün bir blog yazısı yazarak blogculuğa geçişe karar verdim sizin gibi birinin yorumuna çok ihtiyacım var yazımı inceleyip yorumlar mısınız acaba?
    https://magazintur.blogspot.com/2019/01/hint-cingeneleri-2019-ylnda.html?m=1

    YanıtlaSil
  7. sayfanızı yeni keşfettim ve yazılarınız çok hoşuma gitti inşallah uzun yıllar paylaşımlarınıza devam edersiniz ^_^ sayfama da beklerim profil resmime tıklayıp ulaşabilirsiniz :)

    YanıtlaSil
  8. Sitenizi yeni fark ettim ve takibe aldım, paylaşımlarınızı takipteyim...İnsana davet sitesine de beklerim, blog ailesi olarak daha çok geniş kitlelere yayılmak bizim elimizde...Selam ve Dua ile...

    YanıtlaSil