Antalya'ya dönmeye günler kala bir kitap fuarına katılmak kısmet oldu. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'ndeki fuar çok kapsamlı olmamakla birlikte yine de İletişim, Metis, Can, Sel, Ayrıntı, İthaki, T. İş Bankası Kültür gibi önemli yayınevlerine evsahipliği yapıyor. Elbette ki ilk gün damladım. Niyetim sadece bakmaktı ama niyetle akibet birbirini tutmadı, nasıl olduğunu anlamadan 6 adet kitap torbama girivermiş, hayret :) Fuar 5 Ekim'de sona eriyor, kaçırmayın derim:
Buna bayıldım, kitapların üstüne tünemiş okuryazar karga
Okuyacağım kitaplardan okuduğum kitaplara geçecek olursam; bu ayı 10 kitapla bitirmişim, lakin o kitaplardan biri öylesine bir tuğla idi ki 5 kitaba bedeldi. Şimdi görelim bakalım neler okumuşum:
-Norveçli yazar Dag Solstad'ın "Mahcubiyet ve Haysiyet"i Eylül ayının ilk kitabı oldu. Çok
fazla methini duyduğum 110 sayfalık bir roman, lakin YKY dışında başka
bir yayınevi bassa 110 sayfa olur muydu emin değilim. O minnacık
puntoları takip edeceğim diye gözlerimden olacaktım :) Son zamanlarda
enfes kitaplar basıyor YKY, gelgelelim puntolar, ah o puntolar...
Kitaba gelince, beklentim epey yüksekti umduğumu fazla bulamadım ama yine de iyi bir okumaydı. Meslek yaşamının sonuna yaklaşmış, kendi halindeki edebiyat öğretmeni Elias Rukla sıradan bir okul gününde, Ibsen'in "Yaban Ördeği" isimli eserini yorumladığı bir dersten çıkınca yaşadığı, görünüşte basit bir olayla hayatını sorgulamaya başlayacaktır. Merak ediyorsanız okuyun :)
-"Yeniden Doğmak İçin Bir Bitki Çayı Alır mıydınız?", ismi cafe menüsünü hatırlatan kitabı Donatella Rizzati yazmış. Eğer
natüropatiye, aromaterapiye, reikiye, çakraları açmaya meraklıysanız bu
kitap tam anlamıyla sizin için. Bu konular benim hiç ilgimi
çekmediğinden kitabı sıradan bir aşk romanı gibi okudum. Bir nevi pembe
dizi:) Biraz da kitapta adı geçen çok sevdiğim yazarların
ve kitapların (Isabel Allende, Daniel Pennac, Buddenbrook Ailesi vs)
hatrına sonuna kadar geldim ve de güzel tercümesinin. Yazdığım gibi, yukarıdaki konular ilgi alanınıza giriyorsa hiç durmayın, okuyun bu kitabı...
-"Gülsün, Agavni, Zilha", Tomris Alpay'ın kaleme aldığı kitap Ayizi Yayınevi'nin son kitaplarından biri. 1950'li yılların İstanbul'undan kadın hikayeleri anlatıyor. Acılar, aşklar, sürgünler, yangınlar ve daha neler yaşamış çeşitli ırk ve dinlerden kadınların öyküleri. İdare eder kategorisinden...
-Bir Ayizi kitabı daha. Sevgili arkadaşım Sevgi Can Yağcı Aksel'in kimi
kısacık, kimi uzun ama hepsi de birbirinden çarpıcı öykülerinden oluşan "Kapıya Not
Bıraktım" şahane bir kitap olmuş. Hüzünle yoğrulmuş bir humor, çok
sevdim. Kesinlikle tavsiyemdir...
-60'lı yılların sonu ve 70'li yılların başında Türkiye ve Fransa'da çok tanınan bir şarkıcı olan Tülay
German çocukluğundan başlayarak şarkıcılık yaşamına adım atışını,
karşılaştığı güçlükleri, yaşamına girenleri, Erdem Buri ile tanışmasını,
kariyerindeki yükselişi, Burçak Tarlası'nı, Fransa'da geçen günlerini
ve hayat arkadaşı Erdem Buri'yi içtenlikle anlatmış "Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu"nda. Okunası bir yaşamöyküsü olmuş,
"Burçak Tarlası", "Kumbaya", "Ave Maria" ve diğer şarkıları eşliğinde
okunması önerilir :)
-Thames nehri üzerindeki
tekne evlerde yaşayan bir grup insanı anlatan-ki yazarın kendisi de bir
süre bu teknelerde yaşamış-"Salapurya Mahallesi"ni ilginç olduğunu düşünerek almıştım ama
beklediğimi bulamadım. Ben tavsiye etmiyorum ama siz bilirsiniz :)
-790
sayfalık, küçücük puntolu, neredeyse alt-üst, sağ-sol marj payı bile
bırakılmadan tıkış tıkış yazıyla dolu kitabı, okunmasındaki tüm teknik
zorluklara karşın her sayfasından zevk alarak, kendime belirlediğim
süreden önce bitirdim. Fonunda Gürcistan ve Sovyetler Birliği'nin
gayrıresmi tarihinin yazıldığı 6 kuşaklık 8 hayatın destansı öyküsüydü
okuduğum, müthişti. Bu kadar kocaman bir kitabı, bu derece rahat
okunacak biçimde çevirdiği için Etem Levent Bakaç'a ayrıca teşekkürler.
"Sekizinci Hayat" bu ayın, belki de bu yılın en iyi kitabıydı diyebilirim. Sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın, mutlaka okuyun. Nino Haratischwili'nin diğer kitaplarının da Türkçe'ye çevrilmesini
sabırsızlıkla bekleyeceğim...
-Telif hakkı zamanaşımına uğradığından beri neredeyse her yayınevi Stefan Zweig'in kitaplarını basmaya başladı. En güzel kapakları ise T. İş Bankası Kültür Yayınları yapıyor, "Mürebbiye" de oradan alınmış bir kitaptı. Bana son Eskişehir yolculuğumda trende eşlik etti. İçinde yer alan 4 öykünün ikisi gidişte, ikisi dönüşte okunup bitti. Stefan Zweig'i eleştirmek elbette ki haddime düşmez, hepsi güzeldi öykülerin ama özellikle 1. ve 3. öyküler favorim oldu.
-John Berger'in zaman konusundaki alıntılarından hareketle Selçuk Demirel'in resimlediği ve Maria Nadotti'nin yayına hazırladığı "Saat Kaç?" bir nevi koleksiyon kitabı. Özellikle Selçuk Demirel'in desenleri harika, benim alış sebebim biraz da o desenlerdi. Bu tarz kitapları seviyorsanız kaçırmayın derim.
-Ve geldik ayın son kitabına, az sayfalı ama ünlü bir kitap bu, Marguerite Duras'tan okumakta biraz geciktiğim "Moderato Cantabile". Bir cinayet, bir kadın, bir erkek, cinayetin sebep olduğu diyaloğlar, ruh çözümlemeleri. İlginç bir okuma, aynı adlı bir de filmi var...
Sonbahara yavaştan girerken yeni kitaplarda buluşmak üzere diyorum, kalın sağlıcakla...
Yine not aldım bana uyanları,teşekkürler :)
YanıtlaSilNe mutlu bana referans olduysam, sevgiler...
SilNasıl girmiş o yaramaz kitaplar torbaya? Allah allah 😂
YanıtlaSilValla ben de şaştım, çok tuhaf değil mi :)))
SilNaif bir etkinlik olmuş. Fakat benim de torbalar kitapla doluverdi :) İnternetten kitap almak daha hesaplıyken maalesef fuarların imza günleri ve şok indirimler harici cazibesi yok.
YanıtlaSilEvet naifti gerçekten ve getirilen kitaplar hep piyasada çok rağbet görenlerdi. Yine de kitaplı bir ortam iyi geliyor insana ve daha ucuza alabileceğini bildiğin halde dayanamıyor alıyorsun :)
SilOkuyacağım kitapları planlarken sizin aylık yorumlarınızı bekler oldum. Hazır kitap zevklerimiz de benzer olunca..... Hazıra konuyorum kitap alış verisinde.
YanıtlaSilSayende bir çok kitaptan haberimiz oluyor Leylak Dalı. Ben de internetten
YanıtlaSilyeni kitaplar aldım. Ama kitap fuarlarını da çok seviyorum. Büyük bir şehir de
yaşamadığımdan kitapçı gezemiyorum ne yazık ki. Mayıstan mayısa fuara
gidiyoruz bizde. Hem gelen yazarları dinlemek, kitaplara dokunmak, incelemek
çok güzel. Fiyatlar yüzde şu kaDAr indirim falan diyor
ama aldatmaca ne yazık ki.
https://duvartakvimi.blogspot.com
YanıtlaSilşirin sayfamda sizleri görmekten büyük mutluluk duyarım...herkesi beklerim...kucak dolusu sevgilerimle....
Kitap listelerimi oluştururken sizin yazılarınızdan çok yararlanıyorum. Yine güzel öneriler, emeğinize sağlık.
YanıtlaSil