.

.
.

24 Ocak 2018 Çarşamba

BALIKLI, KUŞLU BİR ŞEYLER

Aslında bu yazıyı dün yazacaktım ama önce çok işim vardı, sonra da çok yoruldum yazamadım. Siz dünmüş gibi okuyunuz lütfen, bir de bir gün öncesinin diliyle uğraşmayayım. 

Yatarken aldığım antiallerjik ilaç ve bolca süründüğüm Vicks sayesinde derin ama aynı zamanda kaotik ve de mentol kokulu bir uykudan uyanıp tek gözle saate baktığımda 11.00'i gösteriyordu (Gece 02.30'da yattığımı belirteyim bu arada). Kendimi yataktan resmen fırlattım, mutfağa geldiğimde tek gözle saate bakmamam gerektiğini anladım, zira saat 10.00 imiş, yine de pek erken bir saat sayılmaz ama ben de emekliyim arkadaşlar. Yıllarca sabahın köründe kalkmanın böyle bir geri dönüşü olmalı artık. Çayı koyduktan sonra yarıyıl tatili nedeniyle küçük yiğenin bize evci çıkmış balıklarını beslemeye gittim. 5 adet balık var ve içinde yaşamaya, yemeye ve yüzmeye çalıştıkları ortam bir bira bardağından az hallice. Kendilerini yurttan bıkıp eve çıkmış ama maddi imkansızlıklar nedeniyle küçük bir daireye tıkılmış üniversite öğrencilerine benzetiyorum. Beşi bir yerde, kuyrukları birbirine çarpa çarpa dolanıyor garipler. Verdiğim yemleri itişe kakışa paylaştılar. Ben de bekar kiracılara çorba götürmüş merhametli komşu teyze modundan sıyrılıp kendime kahvaltı hazırlamaya gittim. 

Öğleye kadar dizi izledim, internette gezindim, blogları okudum. Sonra birden domestik ruhum sağı-solu devirerek ortaya çıktı, "Yeter!" dedi "kalk biraz evinle ilgilen". Ruhuma saygım sonsuzdur, emir telakki ettim ve önce mutfağa yönelip bulaşık makinesini boşalttım. Ocağı sildim, tezgah üstü işgalcilerini yerlerine kaldırdım. Ruh dürtmeye devam ediyordu bu arada. Epeydir aklımda olan bir faaliyeti gerçekleştirmeye karar verdim: Hâlâ salonda dikilip duran yılbaşı ağacını söküp kaldırmak ve çalışma odasında duran rafı çamın yerine taşıyıp kuş koleksiyonuna yuva yapmak. İşe ağaçtan başladım. Kurmak ne kadar keyifliyse kaldırmak o kadar angarya. Söylene söylene toparladım, umarım önümüzdeki yıla kadar süsleri nereye koyduğumu unutmam. Sonra sıra rafı boşaltmaya geldi. Çektim en baştaki kitabı, "Almanya'dan kuşlarım geldi, evi boşaltmanız lazım" dedim. "Sözleşme, zamanaşımı, önceden bildirim" gibi laflar ettiyse de yüz vermedim. Geri kalanları da indirip yere yığdım, kiracının lafına mı bakacağım 😝 En alt rafta sıralı albümlere dalınca işi gücü bırakıp bir süre zamanda yolculuk yaptım. Eskiden ne kadar zayıf olduğumu görünce hiç yakışmadığını farkedip diyeti bırakmaya karar verdim (şaka şaka). Sonra baktım zaman makinesi gittikçe gidiyor, "müsait bir yerde inecek var" dedim şoföre, pardon albümlere, boşalmış rafı toparlayıp salona götürdüm. Kuşlar bir aydır kış uykusuna yattıkları kutudan çıktılar, raflara ferahfeza yerleştiler. Lakin rafın bulunduğu konum hoşuma gitmedi, kendisini antre duvarındaki kitaplığın altına taşımaya karar verdim. Kuşları indirmeye üşendiğim için sürüklemeye başladım. Kendisi masif olduğundan yeterince ağır, bir de şıngır şıngır eden kuşlarla biraz sıkıntılı bir eylem oldu. Küçük bir kuşun kuyruğunu fire olarak verip sonunda yerine yerleştirebildim. Sıra geldi raftan çıkan öteberiye. İyi de nereye koyacağım onca kitabı, albümü, ıvır zıvırı. Ha söylemeyi unuttum, albümlerin arkasından bir sürü kaset çıktı, iki adet de walkman 😀 Hepsini bir poşete doldurup kaldırdım, belki atarım. Kitapları küçük odadaki kitaplığa sıkış tepiş sığdırdım. Albümleri geçici bir süre için kuşlara emanet ettim, hala ortada bir sürü döküntü kaldı. Gavur fazladan koymuş 😀

İşler böylece bitti-mi acaba? Perşembe günü temizlik var, ancak o zaman bitti diyebilirim. Aşağıda kuşların yeni yuvaları, nasıl buldunuz?



Not: Merak ettiğim bir konu var, sizlerde nasıl, aydınlatırsanız sevinirim. Birkaç gündür bloga giriş sayımda anlamsız bir artış var, 5000'leri falan aşan bir  tıklama mevcut ki blogumun en çok talep gördüğü zamanlarda bile bu kadar tıklama sayısına ulaşmadım. Böyle bir şey olabilir mi? Ben bunun bir hatadan kaynaklandığını düşünüyorum, bir kontrol edin bakalım sizlerin bloglar ne durumda?

9 yorum:

  1. =) Kuşların yuvaları pek güzel olmuş, yazı da eğlenceli hehe. Blog görüntülemelerime baktım da benim her zamanki gibi günlük üç - beş tıklamada, bir hata olabilir yahut belki bir yazınız bir yerde paylaşılmış, çok tıklanan bir site yazınızı adresiyle birlikte alıntılamış olabilir, hatta Pinterest de kaydedilen bazı görselleri orijinal adresiyle birlikte panoladığı için belki bir görsel bile Pinterest'te yer almış olabilir, oradan yoğun bir ziyaret yönlendiriliyor olabilir, tahminlerim bunlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet dediğiniz doğru olabilir, sabahın köründe 2000 i geçik tıklama görünce "Noluyoruz yahu" diyor insan, milletin işi gücü yok bloga mı bakıyor :))) Yardımlarınız için teşekkürler, güzel bir gün dileğimle...

      Sil
  2. Öncelikle kuşların yuvası çok güzel olmuş 😊. Anlatımın da harika, kitabını daha çok merak ettim şimdi 😍.

    O tıklanmalar bazen bende de oluyor anlamsız bir şekilde ve herhangi bir yayına da tıklanmamış oluyor. Tıklanma gelen yer olarak da zaten dikkat edersen Rusya falan gösteriyor. Bu konu aydınlanırsa ben de çok sevineceğim 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler öncelikle güzel sözlerinize :)
      Valla bu konuya bir türlü akıl erdiremedim, daha 10 gün önce 500-600 ün üstüne çıkmayan tıklama sayısı iskonto yapmış dükkan gibi aniden izdihama sebep oldu :) Ben bunun objektif bir şey olduğunu düşünmüyorum, muhtemelen var bir tuhaflık. Gerçi bende Rusya değil, hemen hemen hepsi Türkiye ama yine de garip :)

      Sil
  3. Çeşit çeşit kuşlar ne kadar da güzeller yahu, baktıkça içi açılır insanın. :D Bende tık mık yok bu arada, giderek de azalıyor. :D

    YanıtlaSil
  4. leylağım tık yapanların çok olsun :))
    bende tık yok
    yazın her zamanki gibi şahane

    YanıtlaSil
  5. Benim bu tür tıklanma artışı darbe sonrası oldu. herhalde bizleri de
    araştırdılar diyorum, memuruz ya. yoksa hepimizin ortalmaları belli.
    kuş koleksiyonu çok güzel, benimde baykuş koleksiyonum var.

    YanıtlaSil
  6. geçmiş olsuuuun ve çok sırıttım yaa yazınızaaa, bir artış yok, yazsonundan buyana düşüş var hatta hepimizde, peki o beşbin tıklama yazılardan belli olmuyo muuu, yazıların tıklaması az mı görünüyoo, bir de eski yazıları bir kontrol edin, belki biri birden çok okunmaya başlamıştır. beş bin hiç görmedim ben yaaa. benim hep en çok 500 olur günde :)

    YanıtlaSil
  7. ben de blogdan aynı soruyu soracaktım; o kasetleri ne yapacağız? Gönül atmaya razı değil, yer daha fazla stoklamaya... çalışıyorlar mı ondan bile emin değilim üstelik...

    YanıtlaSil