.

.
.

29 Ocak 2018 Pazartesi

HAFTANIN SORUSU

Cumartesi günü yılın 2. tiyatro oyununu izledim, ilki Ankara'da idi. Bunu izleyince Ankara'dakine çamur attığım için utandım. Sanırım ağzı burnu yerinde oyun izlemek için artık ya seçkin özel tiyatrolara gitmek ya da Tiyatro Festivali'ni bekleyip yabancı bir gruptan oyun izlemek gerek. Daha önce aynı oyunun İstanbul versiyonunu "Demir Somyanın Altı" blogunda okumuştum, onun görüşleri de hiç olumlu değildi ama sonuçta bu bir oyun ve yorum çok önemli, belki farklı oyuncuların yorumu farklılık getirir diye düşünmüştüm. Getirmedi diyecektim ki bloga girip baktığımda aynı oyuncuları gördüm, aynı oyunu aynı kişilerden izlemişiz demek ki, turne imiş ve orada ne oldu ise bizde de o olmuş. Bir kere ben 2. sırada oturuyordum, sahnede konuşan kadının sesini zor bela duydum, üstelik son derece hızlı konuşuyordu, arka sıradakilerin hiçbir şey duymadığına eminim. Arada bir "Ah sevgili hayat" dedi de oyunun adıyla da bir bağlantı kurabildim. Kısacası emeğe, hele tiyatrocuların emeğine saygım sonsuz ama üzgünüm bu oyunu hiç sevemedim. 

Çarçabuk biten ve pek bir keyif alamadığımız oyundan çıkınca "bari gidip kahve içelim" dedik, gitmişken mis gibi de bir muhallebi götürdük, diyetteyim ama o kadar çatlak su kaçırmaz :) Pazar günü bütün vaktimi evde geçirdim, sinyal veren dizimi dinlendirdim. "Ufak Tefek Cinayetler"den iki bölüm daha izledim. Pazı kavurması pişirdim. Çay, kahve, ıhlamur içtim. Yeni bir kitaba başladım. E daha ne yapayım yani. Bir haftayı daha maziye yolladık, neredeyse Ocak ayını da bitireceğiz, bitişi muhteşem olmalı, zira son günü doğum günüm, çalsın davullar, ötsün zurnalar :)

Hafta başı olduğuna göre 52 haftalık çelıncın 5. sorusunu da cevaplamak gerekir. Lakin öyle bir soru ki verecek cevap bulamadım, buyrun bakın, siz olsanız ne yazardınız:

5. Hafta: Hayatınıza yön veren bir alıntı:

Alıntı derken tatlım benim? (Ufak Tefek Cinayetler izliyoruz herhalde yoğun bir şekilde, Merve'den etkilenmemek mümkün mü?) Yani alıntı kitap alıntısı mı? Eğer öyleyse bir kitap alıntısı insanın hayatına nasıl yön verir, o kadar şapşik miyiz yahu? "Ayy ne okuyorum yareppim, alıntı mı pusula mı bu, şimdiye kadar nedan okumamışım ben bunu? Hemen yönümü değiştireyim, kuzey soğuk olur, güneye ineyim" falan mı demek gerekiyor acaba? Ya alıntı hoşa gidebilir, etkileyebilir ama insanın hayatının yönünü de değiştirmez müsaadenizle, yani bu saatten sonra benimkini değiştirmez, haydi genelleme yapmayayım. Orhan Pamuk'un en sevmediğim kitabı "Yeni Hayat" da böyle başlar: "Bir gün bir kitap okudum, ve bütün hayatım değişti". Necmettin Erbakan sesiyle "Hadi ordan!" diyor ve cevaplanmış farzediyorum. Soruyu yanlış anladıysam da affola artık.

Neyse meydanı şu benim ekran koruyuculara bırakıp gideyim artık:



5 yorum:

  1. :) Şalanjın orijinalinde "quote" soruyor, başka birinin söylediği bir laf yani. Kitaptan olur, meşhur biri söylemiş olur, bunlar hep olabilir. Mesela Tansu Çiller'in "Allahı size emanet ediyorum" lafı, benim hayatıma zaman zaman yön veriyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İngilişçe bilmeyince böyle oluyor işte :) Başka birinin söylediği lafa da çarpayım ayrıca :) Ama bak metinde de yazdığım "Hadi ordan" etkilemiş olabilir :)Çiller'in her lafı hayata yön vermelik zaten :)

      Sil
  2. Aynı şeyi dün Bilge'yle yarısında bayılıp kaçtığımız tiyatro oyunu için söyledim. Bizim izlediğimiz ne güzelmiş dedim:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ee işte ustalar gidince meydan acemilere kalıyor biz de böyle boşa para vermiş oluyoruz, kader utansın :)

      Sil
  3. küçüklüğümdeki siyasetçiler daha mı sempatikti acaba... :) şunu iletişimle ilgili bir eğitimde izletmişlerdi, aklımdan çıkmıyor... https://www.youtube.com/watch?v=Func2oCsCrM ay siz de gülün :))

    YanıtlaSil