.

.
.

6 Ağustos 2013 Salı

6 AĞUSTOS 1945


6 Ağustos 1945
2. Dünya Savaşı'nda Hiroşima'ya ilk atom bombası atıldı


Sadako o tarihte küçük bir kızdı. 9 yıl sonra maruz kaldığı aşırı radyasyon nedeniyle kansere yakalandı. 


 "1000 Turna Kuşu" efsanesine göre hastalanan kişi 1000 tane kağıttan turna yaparsa iyi olurmuş. Sadako turnalar katlamaya başladı umutla. Onlarla konuştu, "Kanatlarınıza huzur yazacağım, tüm dünyada uçacaksınız" dedi. 644. turnayı katlarken öldü. Arkadaşları geri kalan 356 turnayı katlayıp onunla birlikte gömdüler. O zamandan beri turna kuşu barışın ve nükleer silahsızlanmanın simgesidir. 
Sadako bir sembol oldu, ölümünden sonra yüzlerce çocuk yüzlerce turna katlayıp hastanelere yolladılar. Hiroşima'da Sadako adına bir anıt ve ABD Seattle'da bir heykeli bulunmaktadır.


Nazım'ın 1956 da yazdığı şiirle bitirelim:

Kapıları çalan benim  
Kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
Göze görünmez ölüler.
 
Hiroşima'da öleli
Oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
Büyümez ölü çocuklar.
 
Saçlarım tutuştu önce,
Gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
Külüm havaya savruldu.
 
Benim sizden kendim için
Hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
Kâğıt gibi yanan çocuk.
 
Çalıyorum kapınızı,
Teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin  
Şeker de yiyebilsinler.


Hiroşima'lar olmasın, çocuklar ölmesin, turna kuşları ülkemize ve dünyaya barış ve huzur getirsin...

 

9 yorum:

  1. Merhabalar;
    Blogunu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.
    1086. takipçin benim.. :)
    Bana da gelirsen sevinirim :)
    ¦ Sevgiler ¦
    http://whiteglaze.blogspot.com
    twitter: @_gamzeahmet_

    YanıtlaSil
  2. Ben bu şiiri okuduğumda çocuktum,çocuk aklımla ne demek istediğini anlayamamış ve araştırmıştım Hiroşima da ne oldu diye.. Ne zaman ki Hiroşima'nın gerçek olduğunu anladım işte o benim büyüdüğüm andı...

    YanıtlaSil
  3. Dokunaklı bir hikaye gerçekten, bilmiyordum, Nazım'ın şiiriyse ne kadar sade ama vurucu...

    YanıtlaSil
  4. Savaş ve savaşta çocukların ölümü. Aslında herhangi bir insanın ölümü çok acı. Yetişkin veya çocuk fark etmez diyesim geliyor fakat çocukların ölümü insanın canını daha bir acıtıyor. Onlar yetişkinlere emanet. Sahip çıkamıyoruz. Ben daha doğmamış olsam bile o fotoğraftaki yüzü yaralı bereli üzgün bakan çocuğa baktığımda ilk hissettiğim bu: sahip çıkamadım. :_(

    YanıtlaSil
  5. Hatırlattığınız için teşekkürler Leylak Dalı! Sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. Yaziyi okumaya baslayinca Fazil Say'in Kiz Cocugu performansi beynimde calmaya baslamisti, o kucuk kizin lalalalala lalalaa deyisi, tuylerim diken diken oldu yine :(

    Bu yaziyla aglattin beni Nurşen ablacim. Turna hikayesini bilmiyordum, biraz daha icimi acitti Sadako'nun hikayesi.

    YanıtlaSil
  7. Fazıl Say'ın bestesi kulaklarımda, yine boğazım düğümlendi...

    YanıtlaSil
  8. daha gençken bu şiiri okurken ağlardım. :( şimdi sadece olaylara sebeb olanlara kızgınlık duymak, daha ağır basıyor

    YanıtlaSil