.

.
.

13 Ağustos 2013 Salı

İŞTE ÖYLE BİR ŞEY


Bayramdan bu yana fabrika ayarlarıma dönemedim. Yorgunluğun getirdiği geleneksel ağrılara (diz, el, bilek, varis) eşlik eden bir de ruh sıkıntısı vardı ki dün gece uykumdan sıçrayarak uyanmama sebep olan bağrışmaların eşlik ettiği görüntü bu halime tavan yaptırdı. Çok ender olarak şanslı günümdeydim ve fazla tepinmeden derin bir uykuya dalmıştım ki açık pencereden içeri canhıraş feryatlar doldu. Adeta yataktan düşercesine kalkıp kalbim çarparak cama koştum. Yolun kıyısına parketmiş iki arabanın arasında 3-4 kişilik bir erkek grubu travesti mi, hayat kadını mı olduğunu karanlıkta tam kestiremediğim bir kadını kıyasıya dövüyordu. Çığlıklara küfür, yumruk ve tekme sesleri eklenirken ergen denebilecek yaşlarda birkaç genç de dahil oldu kavgaya. Bir süre sonra gençlerin kavgayı ayırmaya geldiklerini dayakçı grubun bir arabaya atlayıp gitmelerinden sonra anlayacaktım. Dayaktan perişan kadın arabanın tamponuna sunturlu küfürün eşlik ettiği bir tekme savurduktan sonra yere yığıldı. Gençler kadını yerden kaldırıp üstünü başını silkelediler, hastaneye götürmeyi teklif ettilerse de oncağız yediği dayağın etkisiyle çığlıklar atıp çıplak ayaklarının üstünde tepinerek "herşeyim gitti, ayakkabılarım, çantam, telefonum" diye ağlıyordu. Kavganın başlangıcını görmediğim için bir pazarlık anlaşmazlığının sözkonusu olduğunu ve dayakçı tiplerin para vermekten kurtulup üstüne bir de kadını arabadan atıp dövdüklerini tahmin etmekte gecikmedim. Lakin bir anda biriken ergenler ve daha sonra onlara dahil olan motosikletli genç kimdi, kadını tanıyor muydu bilemedim. Olayın cereyan etme sebebi her ne ise de sonuçta mağdur olan yine bir kadındı, bir "öteki" kadın. Herşey durulup yan apartmandaki komşuların çağırdığı polis de gittikten, kadın çıplak ayaklarıyla seke seke uzaklaştıktan sonra hâlâ çarpan kalbimi de yanıma alıp yatağıma döndüm ama uyumak ne mümkün. Geceyarısı savunmasız bir kadını kıyasıya döven bu adamlar evlerine dönüp çocuklarının üstünü örttüler mi acaba diye düşündüm. Ya da bugün takım elbiselerinin içine kravatlarını takıp işyerlerinde ciddiyetle çalışmaktalar mydı? Hiç vicdan azabı ya da üzüntü duymuyorlar mıydı? O kadının hayat kadını ya da travesti olması her kötü muameleyi hakettiği anlamına mı geliyordu onlarca, erkek olmaları onlara bu nefret edilesi fiziksel üstünlüğü mü sağlıyordu? Hasılı düşündüm durdum, zihnimde kadının çekiştirilip yolunmaya çalışılan sarı saçlarının görüntüsü, insanların cidden kötü olduğuna kanaat getirmiş olarak rahatsız bir uykuya daldığımda ortalık ağarmıştı bile.

Bu nedenle tatsız başladığım güne bir parça keyifi çalan zille kargo görevlisi getirdi, son kitabı "Katilin Şahidi"ni okuyup çok sevdiğim Algan Sezgintüredi'nin diğer polisiyelerini geciktirmeden yollamıştı sipariş verdiğim D&R. Elimdeki 50 sayfası kalan "Emanet Gölgeler Defteri"ni acilen bitirip ilk kitap "Katilin Şeyi"ni okumaya başlayacağım, belki dedektif  Vedat ve ortağı Tefo kafamı biraz olsun dağıtmaya yardımcı olur.

11 yorum:

  1. İnsanların kötülüğüne inancım sarsılmaz.
    İçim acıdı, yazık...
    Başka bir insana -canlıya- acı çektirme hakkını nereden buluyorlar anlamıyorum :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ella, tüm gece düşündüm mantıklı bir açıklama bulamadım, kötülük başka adı yok :(

      Sil
  2. Vicadan denen şey, vücuttan çıkarılıp atılabiliyormuş, bunu anladık artık! Benimkinin nerede ikamet ettiğini bulamadım. Bi bulsam ben de çıkarıp yollayacağım vicdan mezarlığına ya, nerdeeee?

    Kitapların güzel gözüküyor. Öyle hepsi bir arada daha da şahane! Özledim seni çok... Yaz bitsin istiyorum artık nedense:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özlem, çok etkilendim gece, berbat bir şeydi :( Sen vicdanının yerini bulsan da çıkarıp atamazsın şekerim boşa uğraşma :)
      Peki madem beni özledin, her yerleri geziyorsun sonbaharda (mesela Kasım'da) haftasonu bir Antalya yapsan, özlem gidersek, gezsek tozsak. Ne dedin bu şaaane fikrime :)

      Sil
  3. Kısa öykü gibiydi okuduğum...
    mevzuysa hakikaten dramatik...
    kitap listen listemdir...
    çoook faydalanıyorum...
    Sevgilerimle öperim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de seni öperim canım, kitap konusunda faydam olduysa ne mutlu. Sevgiler...

      Sil
  4. çok kötü bir şey sen izlerken biz okurken fena olduk
    onu yaşayan kimbilir ne olmuştur
    insan olamaz bunu yapanlar
    kitap kurdu okumaya devam ediyor .))
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorma Maviannem pek fenaydı :(
      Okumak iyi geliyor bana, çok sevgiler...

      Sil
  5. mantık ve vicdan aradıkça ve sizin gibi tiyatro sahnesi kurup, olayın diğer detaylarını düşünüp, nasıl, niye diye düşünüp durdukça, bu hayat çekilmez oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın Zeynepcim ama olaylardan da soyutlayamıyor ki insan kendini...

      Sil
  6. Algan Sezgintüredi çokça işittiğim ama henüz okumadığım bir yazar. Bu aralar yazı teknikleriyle ilgili kitaplarla haşır neşirim ama bu kitaplar da iştahımı fazlasıyla kabarttı, çok güzel duruyorlar :)Haklarında şöyle güzel bir yazı okumak isterim kaleminden sevgili Leylak :)
    sevgiler.

    YanıtlaSil