Dışarıda tipik Antalya yağmurlarından biri şarıldıyor, yer gök birbirine karışmış durumda. Gökyüzü gri ötesi, ev karanlık. Şaşılası birşey ilk kez bu durumdan şikayetim yok, klimatik depresyonum bir süreliğine tatile çıkmış galiba. Yılbaşı ağacının ışıklarını açıyorum ışıltı olsun diye, ismi "Eylül Şarkıları" olsa da her mevsim dinlemekten bıkmadığım başucu CD'mi sürüyorum yuvasına, Melihat Gülses çağıldamaya başlıyor: "Bir sihir gibiydi şehre inerken gece/Mektubun güvercin oldu vardı gizlice". Kendime bir yuva hazırlıyorum kartlaşmış bir tekir kedi gibi kanepenin sağ köşesine; örgü battaniye dizime, kahve masaya. Neşe palamutları yaprakların ve kozalakların arasında göz kırpıyor fanusun içinden. Atalet'e sessiz bir selam yolluyorum, o bilir. Kokina bulamadım bu yıl, üzgünüm. Çakmasıyla idare ediyorum. Kucağıma kâdim dostum, ezelî ve ebedî yazarım Füruzan'dan her yılbaşı öncesine yakışan, okumaktan bıkmadığım "Gecenin Öteki Yüzü"nü yerleştiriyorum. Ayracım iki şirin minik kızın eseri, onu da zulalıyorum yanıbaşıma. Hazırım açalım ilk sayfayı:
"Genç kadın, küçük kızın elini acıtırca sıktığını kızın o bildik "Yürüyorum anneciğim!" deyişindeki iniltili söyleyişten anlamıştı. Annenin kokusu sonbaharın sert lodosuna karışıp burnuna vuruyordu......."
Böyle başlar ve binbir ince ayrıntıyı oya gibi işleyerek devam eder. Çekinilerek gidilen yılbaşı davetine kokinalar götürülür, uygun olduğu için siyah döpiyes, ince uzun topuklu, bilekten atkılı iskarpinler giyilip sırta muton dore kürk ceket atılır. Oysa bunlar geçmişte kalmış bir şatafatın acınası artıklarıdır, bunlar ve annenin kullanmakta ısrar ettiği suardöpari, emprime, dökar, pudrier, Zahaviadis ruj gibi sözcükler küçük kızda uzaklık duygusu yaratır. O aradığı yakınlığı yılbaşı davetine katıldıkları üst kat komşuları iki kardeşin evinde bulacaktır. İkram edilen tulum peynirinin üstüne serpilen çörekotu, fokurdayan pirinç semaver, kuşkesimli tutmalıkları olan kalaylı sahanlar, radyodan yayılan tango, bakır tepsinin içindeki elmalar, yerdeki renkli kilim, sobadan ve iki kardeşten yükselen sıcaklık küçük kızın içini ısıtırken annenin buzlarını da çözmeye başlayacaktır inceden inceden...
CD son şarkıyı tüketti, yağmur hafifledi, hatta güneş titrek ışıklar yollamaya başladı pencereden. Kedi olma zamanı sona ermiştir, kendimize ışınlanalım...
İyi ki varsınız Öğretmenim, içim ısınıyor.
YanıtlaSilAntalya'dan yola çıkan leylaklar, tamda bu güzel yağmurlu günü okurken İstanbul'un yağmuruyla zarfı biraz ıslanmış şekilde bana ulaştı çok güzel teşekkür ederim :)
YanıtlaSilkarşı koltukta bir yerim olsaydı keşke
YanıtlaSilSeninle ben de bir koltuğa kıvrılabilirdim ve dizimde örtümle FüRUZAN konuşabilirdim.
YanıtlaSilTabi kahvenden bir yudum eşliğinde...
Leylak Ablam;
YanıtlaSilBol resimli bir çok güzel girdin olmuş, bunların hepsini eve dönünce sindire sindire okumak ve yeniden sessizleşip kimsesizleşmiş günlerimi senin renklerinle doldurmak için saklıyorum. Şimdiyse İstanbul'dayım, Çarşamba günü annem ve teyzemle Beyazıt Meydanı'na karşı (üniversite içinden)yemek yerken seni andık, kulakların çınlamış mıydı?
Görüşmek üzere, İstanbul'dan sevgiler, selamlar...
Sevi
Bu kadar güzel kitapların olduğu,huzur dolu bir odada kitap okumak,müzik dinlemek,kahve içmek çok çok güzel..Keyfiniz her zaman devam etsin.Sevgiler.
YanıtlaSilNe kadar güzel bir tablo. :)
YanıtlaSilNe güzel bir oda... Ve yine döktürmüşsün. Kartın biraz önce geldi. Güzel dileklerin beni mutlu etti. Antalya adresin bende yok. Cevap yazamadım. Bende unutamayacağın kadar güzel bir 2012 diliyorum sana. Öpüyorum...
YanıtlaSilMihribancım,
YanıtlaSilSağ salim ulaştığına sevindim kartın, seni mahrum bırakmak istemedim:) Cevap sorun değil ya, gönüller bir olsun. Benden de aynı dilekler bir kez daha. Sevgiyle...
Semih,
YanıtlaSilÇok teşekkürler...
Selma,
YanıtlaSilÇok teşekkürler, birgün bu odada birlikte kahve-çay içebilmek dileğiyle...
Sevi, canım,
YanıtlaSilAh yanınızda olmayı ne kadar isterdim, kulaklarım çınlamaz mı hiç:) İnşallah günün birinde hep birlikte yeriz o yemeği.
Öpüyorum çok...
Buğdayım,
YanıtlaSilKahvemin hepsini veririm sana yudum ne demek. Yaparız bir gün o keyfi merak etme sen...
Yeliz,
YanıtlaSilKeşke. İster karşı koltukta, ister yanımda nasıl istersen:))
Ülkü,
YanıtlaSilRica ederim. Sağ salim ulaştığına sevindim, ıslanmış bile olsa. Zira daha bana posta kutusundan tek bir şey çıkmadı:)
Ecehan,
YanıtlaSilSağolasın, iyi ki sizler de varsınız...
nekadar güzel bir odaa o:)kitap doluu aman yaraabbimm:)
YanıtlaSilAssoRTieK,
YanıtlaSilTeşekkürler, gördükleriniz yarısı dersem övünmüş gibi mi olurum:)))
Sıcak bir odada şömine de olmalı çıtır çıtır yanan odunların sesiyle kedi olasım geldi..kıvrılıp günlerce uyusam :) burasıda yağmurlu puslu iç açıcı değil yani..Çok sevgilerimle,keyifli zamanlar diliyorum.
YanıtlaSilHuzur nedir diye sorsalar bana uzaklardan gelen o sesin heceleri derim.Ben bazen heycandan saçmalayanlardanım ama konuşurken inşallah iyi toparlamışımdır.
YanıtlaSilSana sevgi ile sarılıyorum...
Elif,
YanıtlaSilNe demek saçmalamak? İçimi ısıtan çok güzel bir konuşmaydı, iyi ki duydum sesini.
Ben de seni kucaklıyorum...
Asiiis hoşgeldin,
YanıtlaSilÖzledik seni ya, nerelerdesin. Yağmurlu havayı hiç sevmem ben de, güneş çıkınca havam değişir ama en azından evde olunca yat yuvarlan vakit geçiyor.
Şimdiden yeni yılını kutluyor sevgiler yolluyorum...
dolu kitap, keyifli eşyalar..gelipte bir köşeye kıvrılıp kitap okuyasım geldi :)
YanıtlaSilKitaplar..ah kitaplar.. ne de çoklar..Hepsine tek tek dokunasım hepsini okuyasım geldi.. Bir de bu sımsıcacık blogu geç keşfetmenin mutluluğunu yaşıyorum şu anda..
YanıtlaSilSevgiler İstanbuldan :)
Selfet
Selfet,
YanıtlaSilHoşgeldin:) Güzel sözlerine teşekkürler, her daim bekleriz ben de kitaplarım da:))
Sevgiyle...
Buket,
YanıtlaSilBeklerim, buyrun:))
Ablacım nefis bir kitap gerçekten Fürüzan okurken kalbimde bi sancı hissediyorum sanki bana iyi gelmiyor sanırım =) bu kitabı okuyalı 5 sene olmuştur sanırım.
YanıtlaSilMutlu seneler.