.

.
.

27 Mart 2010 Cumartesi

PİŞİ PİŞİRMECE

İlkbahar çarptı, yol hazırlığı çarptı, yorgunluk çarptı. Tıpkı Snoopy gibi sırtüstü uzanıp kemiklerimi dinlendirmek istiyorum. Ben yatıp uyurken biri gelse, çamaşır, ütü, temizlik hepsini halletse, her yere yayılmış eşyalarımı toparlasa, valizleri yerleştirse. Bana da arabaya atlayıp yola düşmek kalsa. Oy oy oy, hayali bile güzel.

Bugün misafirlerim vardı, "Pişi" yapmaya niyetlendim. Sabah erkenden kalkıp hamur yoğurdum söylemesi ayıp (ha, ha, ha bu lafa da çok gülerim, hamur yoğurmak niye ayıp ki?). "Pişi" yi biliyorsunuzdur mutlaka, belki başka bir yerel isimle ya da "Hamur kızartması" olarak adlandırıyor da olabilirsiniz ama Antalya'da yukarıda fotoğrafı görülen şeyin adı "Pişi"dir. Antalya mutfağının olmazsa olmazlarındandır; düğünlerde, cenazelerde, bayramlarda pişirilir, çayın yanına eşlik eder, kandillerde konu komşuya dağıtılır. Erbabının elinde de pek lezzetli olur. Bana gelince, itiraf ediyorum ilk pişi denememi yaptım. Tarifini internetten ararken çakma da olsa Antalyalı olarak biraz yüzüm kızardı, malzemeleri biraraya getirip hamur yaparken de beceriksizliğimi ayıplayıp durdum. Esasen hamur yoğurmayı hiç sevmem, daha genel bir deyimle yoğurarak hazırlama işinden hiç hazzetmem ki buna köfte de dahildir. Ama "pişi" yapmayı kafaya koydum ya bir kere inatla sürdürdüm un, yumurta, yoğurt üçlemesiyle aramdaki seviyeli ilişkiyi. Bir yandan elime yapışan hamurlara söylenirken bir yandan da bunca sene Antalya'da oturup da pişi yapmayı öğrenmediğim için kendime kızıyordum. Sonunda elime yapışmayan bir hamur elde etmeyi başardım, bu değerli parçayı bir poşet içinde korumaya alıp istirahat etmesi için manzaralı bir yere yerleştirdim. Kendim de bir müddet istirahat ettikten sonra sıra kızartmaya geldi. Bu yoğurmaktan daha kolay oldu ve neyse ki ilk (ve de son) pişi girişimim fiyaskoyla sona ermedi. Kızaran hamurların tadı muhteşem olmasa da idare ederdi. Bir daha da pişi yapacağımı sanmıyorum, alt tarafı bol kalorili bir hamur topağı için bunca uğraşmaya değmez. Bu işi sanat haline getirenlerin yaptıklarından bir-iki tane yer, nefsimizi körletiriz.

İki gündür yemek blogu gibi faaliyet göstermekteyim galiba, bu işe bir dur demek lazım. Şimdi ben en iyisi kitabımı elime alıp kanepeye uzanayım. Snoopy gibi çatıya yerleşemeyeceğim, merdivenleri tırmanma düşüncesi bile yoruyor. Hem kanepe daha yumuşak ve daha sıcak. Aranızdan ayrılırken cümleten iyi geceler diliyorum.

11 yorum:

  1. LEYLAKCIĞIM İZMİR'DE DE PİŞİ DENİR. ELLERİNE SAĞLIK !

    YanıtlaSil
  2. ''Şanslı kadının, çok güzel pişi yapan komşusu olur'' diyorum. Ben o şanslılardanım:))

    YanıtlaSil
  3. Gecenin bir yarısı pişi aşermeninde bir anlamı yoktur dimi? ama can bu,istedi işte.
    Yarına istek geçmezse şu senin tabloya eşdeğer bir tablo çıkarmaya çalışacağım. Ellerine sağlık.
    Yorgunluk! Boşver be Leylak'cım, beden yorgunluğu yatınca yada oturunca geçer Allah gönül yogunluğu vermesin.
    Sana da iyi geceler ve iyi pazarlar...

    YanıtlaSil
  4. Aaaaa.. yollarama düşüyorsun...hadi bakalım hayırlısı olsun..

    YanıtlaSil
  5. Orta anadolunun da has yiyeceğidir ama ben anneannemdan yerel ağızla "bişi" olarak duydum ilk defa. Çok sonra öğrendim ki "pişi" imiş.
    Sana bir anekdot: Orta Anadolu' lu bir şefimize kızı "baba Allah aşkına aslı garnitür mü yoksa karnitür de sen mi öyle söylüyorsun" demiş bol misafirli bir sofrada. Sabah anlatmıştı da çok gülmüştük. Annem çok yapardı. Şİmdilerde Rayuş deniyor biraz sert de olsa güzel yapıyor. (Uğrar filan neme lazım.)

    YanıtlaSil
  6. Evett İzmir'de de Pişi'dir o. Birde susamlı olursa yada içi kıymalı, peynirli falan. Annemde kızartırken pişiyi hala yanına çağırır bir püf noktası söyler. Mesela kızartırken üstüne içindeki yağdan döker yine. o zaman daha bir başka olurmuş.
    Ben küçükken annemin köyü Kemalpaşa Halilbeyli boşnak köyünde yapardı anneannem, kolaç derlerdi. Pişirken başında bekleyen bizleri def etmek için asma dalı kırılır çatal gibi batırılıp elimize verilirdi.
    Canım çekti şimdi pazar sabahı erken kalkıp hamuru en iyi yerde tutulan ekmek fırınından alayım da pazar sabahı pişi yapayım. Çobanyıldızı kahvaltıya gelsene bize ;)

    YanıtlaSil
  7. Benim oğlan pişi çok sever Nurşen teyzesi ben de beceriksiz ve zamansız anne olarak ne yapıyorum oğluma pişi yapmak için biliyor musun?
    Hamurla uğraşacağıma alıyorum fırından hazır ekmek hamuru, ohh mis gibi kızartıyorum onları al bakalım pişi diye oğluma:))) Ne hazırcı anneyim di mi?
    Hadi gel artık buralar, mis gibi bahar seni bekliyor:)

    YanıtlaSil
  8. pişiye bayılıyorum annem ayda yılda bir yapar yanınada pastates salatası yapar. düşündüm de ben bi annemden isteyeyim yapmasını baya zaman oldu yemeyeli.

    YanıtlaSil
  9. Valla biz pek bi severiz Leylak Dalıcım. Şöle peynirle yada reçele bana bana yemeyi. Ay canım çok çekti, du bi ha mur yoğurayım ben ayıptır sölemesi:)))9

    Çook öptüm

    YanıtlaSil
  10. Pişi bizde de çok sevilir. Hem de yağda kızarmasına rağmen. Geleneksel hamur işlerimizden biridir. Beyaz peynir ve çay eşliğinde ne de güzel yenir. Ellerinize sağlık. Yolculuk da yaklaştı desenize. Haydi hayırlısı.

    YanıtlaSil
  11. Yanına da tulum peyniri, reçel, bilumum kahvaltılıklar. Oohh, yeme de yanında yat. Ellerinize sağlık, afiyet olsun.

    YanıtlaSil