.

.
.

1 Ekim 2009 Perşembe

BİR FUAR GEZİSİ

Bugün kızkardeşle Atatürk Kültür Merkezi'ndeki "Avrasya El Sanatları Fuarı"na gittik. İşin esasında fazla bir beklentim yoktu ama hem değişiklik olsun, hem de biraz renk katarız günümüze diye niyetlendik. Metroya kadar herzamanki güzergahımdan yürüdüm. Üstgeçite gelince farkettim ki haşlanmış mısır satıcısı kapıcı işi büyütmüş, "Bardakta mısır arabası" almış bir tane. Ucuz hem de, bardağı 1 liradan satıyor, şaşırtıcı. Boncukcu cüce güneşli havadan istifade keyfediyordu duvarın üstünde. Ha bir de 3 çocuklu kadın var üstgeçitte mûkim, inanılmayacak kadar zayıf bu kadıncağız yaşları 3 ile 8 arasında değişen 3 çocuğuyla kağıt mendil, lif, yelpaze falan satar. Bugün geçitin orta yerine serdiği kilimin üstünde küçük kızını ayağında sallıyordu. Öylesine ev havasına girmiş ki terliklerini kapıda çıkarır gibi kilimin dışına bırakmış. Sokağın başındaki seyyar çiçekçiden alıç aldım üç dizi, kızkardeşin arkadaşına götürmek için, sonra da kestaneci çıktı yoluma. Öyle güzel kokuyordu ki dayanamayıp aldım bir kese kağıdı. Lakin bir kilo kestane parası saydığım 100 gram kestanenin yarısı çürük çıktı, boyutları da nohuttan az halliceydi. Kestanecinin sülalesine selam göndererek devam ettim öğrencilerle dolu kaldırımda yürümeye. Yeni başlayanlar kendini belli etmekteydiler, giyimleri gayet nizamiydi ama üst sınıflar için aynı şeyi söylemem mümkün değildi; oğlanların kravatlarının düğümleri göbeğe doğru inerken kızların eteklerinin boyları popoya doğru çıkmaktaydı. Ben emekli olduğumdan beri değişen birşey olmamış diye söylenerek metroya attım kapağı. Kızkardeşle buluştuk ve fuara girdik. Hayli kalabalıktı ve herzamanki standlar vardı dizi dizi. Bazılarını o kadar çok gördüm ki artık tanıyorum, Antalya da da çok açılır çünkü bu fuarlardan. Yerli firmalar daha çoktu ve incik-boncuk ve elişleri ağırlıklıydı standlarda.


Fıstık yiyen çikolata renkli teyzemizin milliyetini unuttum ama Nijeryalı olabilir. Biraz asabiydi kendisi, fotoğraf çekmemizden rahatsız oldu, beğendiğimiz birkaç orijinal parçanın-fildişi biblolar-fiyatı da hayli tuzlu olunca terkettik standını.



Bu biblolar Kenya standından, muz yaprağından yapılma ve hayli hesaplıydı fiyatları, bir çift alıverdim, ne yapayım bu tarz minik objelere zaafım var. Alttaki zenci bebekler de el yapımıydı, çok ilkel ama çok sevimliydiler. Yalnız aklımın ermediği nokta Nijerya ve Kenya'nın Avrasya ülkeleri arasında ne işinin olduğuydu. Misafir sanatçı olarak katılmaktaydılar galiba.



Rus işi matruşkalar fuarın en renkli ürünleri arasındaydılar. Üzerlerinde Putin'in resmedildiği çeşitleri ise çok komikti.


Bir nevi "Slumdog Millionaire" tadındaki bu stand tahmin ettiğiniz üzere Hindistan'a ait. Parlak renkli sahte taşlar ve altın rengi metallerden yapılma çeşitli incik boncuklara bakan çok ama alan fazla yoktu.


Bu iki sempatik hanım Kazakistanlı ve fuardaki görevliler arasında en canayakın, en konuşkan olanları idi. Yağlıboya tablolar ve keçeden yapılma minyatür hayvan ve bebekler sergileniyordu standlarında. Çok basit birşey olsa da hem el emeği olduğu için, hem de satıcılarının şirinliği yüzünden yeşil elbiseli minik bir keçe bebeğe sahibim artık.


Gürültü, kalabalık, karmaşa yordu bizi ama fazla bir beklentimiz olmadığı için hayal kırıklığı yaşamadık. Çıkışta Moldavya Cumhuriyeti'nden Gagavuz Türklerinin dans gösterisi vardı, izledik biraz. Bizim Lâz havalarıyla Azeri karışımı bir müzik ve dans gösterisiydi sundukları. Gösteriden çok grubun yöneticisi olduğunu tahmin ettiğim kısa boylu, göbekli beyin yaptığı konuşma eğlendirdi bizi, "Heb bereber Gagavuzya'ya gelesiz kardaşlar" diyerek hepimizi davet etti. Hazırlanın arkadaşlar bize Moldavya yolu göründü, hep birlikte gidelim...

5 yorum:

  1. Ne çabuk bitti. Keşke daha uzun olsaydı ve keyfini biraz daha sürseydim. Eeee, yarın nereye gidiyorsun. Alıştım ben bunlara. Senin yerine Ankara' daki etkinlikleri araştırıp tavsiyede bulunabilirim. Sergiler, fuarlar..
    Hepsi yine çok güzeldi.Biblolar, bebekler, matruşkalar. Ve tabii doğal ve güçlü anlatımın.
    Ellerine sağlık hayatım. Öptüm...

    YanıtlaSil
  2. Kenya ve Nijerye da F tipi okullar var ya,devlete yakınlıktan fuara katılmışlardır.

    YanıtlaSil
  3. Asu'cuğumun da dediği gibi seninle beraber geziyor gibi oldum.Fotolar da nefis ellerine ayağına:)sağlık.Evet evet yine gez ve anlat bize:)

    Sevgiler canım

    YanıtlaSil
  4. Beni bir güzel gezdirdiğin için teşekkür ederim.
    Bazı şeylerden uzak kaldığımı farkettim resimlere bakarken, yazını okurken.
    Emeklilik aslında bu işte, doya doya yaşa canım.
    Ankara'da olup çok gitmek istediğim bir seminer ve sergi var. Belki ilgi alanına girer. "WWW.umag.org.tr"
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  5. tam benlik bir fuar bu ya,o fıstık yiyen, çikolata renkli teyzeye bayıldım ben. Sevgilerimle

    YanıtlaSil