Bu sabah gözlerimi yakınlardaki ilköğretim okulunun Cumhuriyet Bayramı törenine giden boru-trampet takımının sesleriyle açtım, hemen cadı gibi yoluk saçlarım ve henüz yüzümü bile yıkamadığım için birbirine yapışık gözkapaklarımla balkona koştum. Alt tarafı geçenler ritmi bile tutturamayıp kakafoni yaratan trampetli, borulu 8-10 yeni yetme ve arkalarında ellerindeki bayrakları sallayarak çığlık çığlığa koşturan iki sıra önlüklü ilkokul bebesi idi. Ama olsun, kendimi bildim bileli ister tam teşekküllü bir bandodan ister uyduruk bir boru-trampet takımından gelsin bu ritmli ses hep heyecanlandırır beni. Mutlaka görmek isterim geçenleri. Bu seferde gördüm, muradıma erdim ve Cumhuriyetimize nice yaşlar dileyerek içeri, kendime çeki düzen vermeye girdim.
Sonra bugün iki sokak ötede pazar kurulduğunu hatırladım. Epeydir pazarda dolaşmadığımı düşünerek bugünlerde sonbaharın tüm renklerini ve canlılığını taşıyan bu şöleni kaçırmamak için giyinip yola düştüm.








Severler boyu uzunu a leylim
İmamın küçük kızını
Sarsam ne zaman ne zaman nezaman
Saran kollar yorulur mu bir zaman"
Türkülere konu olmuş mor üzüm budur işte. Lâkin görünüşündeki güzellik tadına o kadar yansımamış. Çok süslü, çok güzel ama boş kafalı, beceriksiz kadınlara benzetirim mor üzümü. Yine de dayanamadım aldım, hakikaten çok caziptiler. (Erkekler de öyle düşünüyor galiba)


Pazar turumu sona erdirip dönerken kekik yağı satan yaşlı mı yaşlı bir amcaya rastladım. Almam için ısrarcı oldu, hatırını kırmayayım diye minicik bir şişenin içindeki keskin kokulu yağa müşteri oldum. Çağla yeşili gözlü, saçı-sakalı bembeyaz olmuş ama dik duruşlu amcam sorumluluk sahibi bir satıcı olarak ürünüyle ilgili aydınlattı beni. Katiyen gözüme değdirmememi, yanıklara birebir olduğunu, soğuk algınlıklarında göğsüme ve sırtıma sürmemi, mikrop öldürdüğünü söyledi ama bunları yaptığında birkaç gün insan içine çıkmayı engelliyecek keskin bir koku yaydığından bahsetmedi tabii ki. Eh o kadar kusur kadı kızında da olur. Sonda ceket iç cebinden çıkardığı düzgün kesilmiş saman kağıtlardan birine şişeyi sardı ve verdiğim 5 lirayı cebine atıp "Bereket versin" diyerek uzaklaştı. Eh artık benim de minicik bir şişede kekik yağım var, soğuk algınlığı, domuz gribi kork benden...
Ah Nurşen'cim, Antalya'nın pazarlarına bayılıyorum ben.
YanıtlaSil" Antalya'nın mor üzümü" nü de bu yaz yediğim kadar hiç yemedim sanırım:))
Sevgilerimle...
Budur. Oh be. Okurken beynime bir kaç şey not aldım. Diyorum ki keşke aktar teyzemin bir portresini yakından alabilseydin. Yaprakların üstündekileri emin ol anlayamadım ama görüntü gerçekten çok hoş.Tatlıkabağı ile ilgili Adapazarı uyarısı aklımln bir köşesine yazıldı. "Amme" kelimesini çocukluğumdan hatırlıyorum ama hurma olduğunu unutmuşum. Üzüm-kadın benzetmene çok güldüm. Kekik yağının yararlarını ben de biliyorum veee çok çok öpüyorum...
YanıtlaSilÖzlemcim,
YanıtlaSilHaklısın, nereye gitsem Antalya pazarı gibisi yok. üstelik seç seçebildiğin kadar. Ankara'da öldürürler adamı seçecek olsan. Özlemişim ben de pazar gezmeyi iyi oldu. sevgiler canım.
Asucum,
Fotoların üstüne tıklayıp büyütmeyi denedin mi, aktar teyzemi daha yakından görebilirsin, görmeye değer yani. Yaprakların üstüne bir dilim limon, ortasına da bir dilim havuç yerleştirmişler.
Pazar güzeldi de, poşetlerin ağırlığından bu sefer de sol yanım tutuldu. Ay mızmız kocakarılara döndüm ama şu an nefes alırken zorlanıyorum. Rayegân nerdesiiiiin, imdaat:)))
Sevgilerrrr...
bir yere gidince , mutlak pazarlarınıda gezerim. Yerel tatları çok seviyorum. Ama bak Antalya pazarı yapmamışım hiç. Neyse bir dahaki sefere.Kekik yağı aman , bir yerinde sivilce falan bile olsa müthiş yakıyor. Yban mersinini çok severim, muşmulaya biterim, ama çok olgun olacak ama:)))
YanıtlaSilCumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Leylakcığım,
YanıtlaSilZeytin kurma yazını imrenerek okudum, üstüne bir de pazar yeri... Ne kadar çekici, albenili!
Bir ufak ukalalık yapayım, müsadenle.
Elin sürçmüş, Bağdat hurması yazmışsın sanırım. O hurmalar Trabzon hurması diye biliniyor. Bendeniz çok severim kendilerini de, hatta geçen sen yazmıştım. Bir bak istersen.
http://ekmekcikiz.blogspot.com/2008/12/trabzon-hurmasidiospyros.html
Sevgiler.
:)9
Ekmekcim, canım benim,
YanıtlaSilHaklısın Trabzon hurması da deniyor yazmayı unutmuşum ama benim çocukluğumda ve hatta şimdilerde de Ankara'da hep Bağdat Hurması adıyla satıldı bu meyve, benimki oradan alışkanlık. Antalya'da ise "amme" diyorlar, başka da bir isim bilmiyorlar ne alaka ise. Linkine baktım ve faydalandım, Trabzon hurması denmesinin haklı sebepleri varmış.
Gel Antalya'ya, söz sana bütün pazarları dolaştırayım, sevgiler...
Lalecim,
Bekliyorum Antalya'ya. Buranın pazarları doyumsuzdur, birlikte gezelim. Senin de bayramın kutlu olsun...
Leylâk'cığım,
YanıtlaSil*Çomağı hazırladınsasa yettiiiim.:-)))Lâkin kırgınım, küskünüm.Halâ leylağımızın dalına bir nazer boncuğu takılmamış.Sayfanın başında pel pel bakan bir boncuk olmazsa,nesef de yetmeeez,derman da.
*Pazarcı teyzeyi çok takdir ettim doğrusu.Doğallığı bozmamak için objektife bakmamış.
*O çok süslü, boş kafalı üzümlerin çekirdekleri bile eczanelerde yok satıyor.(ne demekse? var ki satıyor)
*Hurma(kamu),üzerinize afiyet hemoroite yani namı diğer basura birebir.(ağızdan yenmek suretiyle,merhem olarak değil yanlış anlaşılmasın)
*Bu hafta Asuninomla biz de bir pazar yapsak iyi olacak.İmrendim.Gel cumartesi gel.
Çok çok öpüyorum. :-)))
Rayegâncım,
YanıtlaSilönce estağfurullah, bizde ona "ağayı an, cezveyi ocağa sür" derler. Boncuk iliştirmiştim bir kenarcığa ama o kadar minnacık ki görmemişsin anlaşılan, hani kadın kendini ne sanıyo demesinler diye küçük tutmuştum. anlaşıldı şöyle kocamanından takacağız:)
pazara gidince beni anmazsanız iki elim pazar filenizde olsun:))))
:))))))))))) demek pazarcıyı değil tezgahı beğendin :))))) Koptum yaaa :) Fotoğraf kaliten nefis. Kekik yağı hakkındaki düşüncelere katılıyorum kokusu dahil :P Hiçbir şey almayacaksan pazara neden gittiğini anlayamadım :P
YanıtlaSilZeytin alıp kırsaydın da şu garibana bir kavanozcuk getirseydin bari :P
Bayramımız kutlu olsun Leylak dalı'm :)
Gülencim,
YanıtlaSilHiçbirşey almadığımı kim söyledi. almaz mıyım, portakal, muşmula, üzüm, avokado, kekik yağı, bişey daha almıştım ama unuttum. daha fazlasını taşımaya carpal tunnelli elim dayanmaz. ayrıca bazan gezmek için de gidilir pazara. öptüm canım.
Teyzeme bak sen ya, kıyamam gerçekten bende hatran kaldım, yaptığı işin görsel sunumuna değer veren biri canım ya. Ayrıca Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun,bir 86 yıl daha Cumhuriyet ile yönetilebilmek dileğiyle,sahip çıkalım....sevgiler
YanıtlaSilGerçek nar ekşisi, yeşil kabuklu sahici portakal. Çok şanslısınız çook.
YanıtlaSil