İlkokuldayken en büyük hayalim 23 Nisan'da stadyumda yapılan törenlere okulumla katılabilmekti. Büyük şehirde yaşamanın ve öğretmenimizin bu tür faaliyetlere katılmaya çok da istekli olmamasının etkisiyle bu heves hep kursağımda kaldı. Öğretmenim Firdevs Hanım, Kız Muallim Mektebi mezunu, Türkçe öğretmeninin Reşat Nuri Güntekin olduğunu gururla söyleyen, küçük yaşta şahit olduğu Balkan Savaşı'nı anılarıyla anlatan, yaşını başını almış (Mezuniyetimiz sonrası yaş haddinden emekli oldu zaten), demode tayyörler ve uzun paçalı donlar giyen (otururken bazen gözümüze çarpardı :), belki de evde kesilmiş kısa, kırçıl saçları, alçak topuklu mokasenleri ve kalın babaanne çoraplarıyla sokakta görseniz nasıl bir hazine olduğunu tahmin edemeyeceğiniz bir kadındı. Göstermelik işler yapmaktansa hayatta işimize yarayan bilgiler vermeyi tercih ettiğini yaşım ilerledikçe anlayacaktım. Hatırlıyorum, bir Mart ayıydı, sınıfın kapısı tıklatıldı. İçeriye diğer sınıfların mizamplili sarı saçlı, stiletto ayakkabılı, şık döpiyesli öğretmenlerinden üçü girdi (Bunların çocukları da bizim sınıftaydı, öğretmenimizin eğitimdeki şanı yürümüştü anlaşılan). 23 Nisan geçit töreni için kız öğrenciler seçeceklerini ve ayağa kalkmamızı istediler. Nasıl hevesle fırladığımı tahmin edersiniz. Uzun uzun incelendik ve sonuçta şunu söyleyip sınıftan çıktılar: "Firdevs Hocam, kızların güzel ama boyları kısa". Hiicraan, hiicraan, bana aşkımdan kaaalaaan 😂 Boy devede de var saayın örtmenler, önemli olan iç güzellik diyemedik tabii ki. Küçücük ümit ışığı anında sönmüştü.
Böyle böyle 5. sınıfa geldik. 10 Kasım yaklaşıyordu, öğretmenimiz Atatürk'ü anlatan şiirler bulmamızı söyledi. O zamanlar öyle bol şair, bol şiir ne arasın, varsa Rakım Çalapala, yoksa "Saat 9'u 5 geçe, Atam Dolmabahçe'de". "Çocuk Haftası" dergisi alıyordum her hafta. Huzurla uyusun babam hiç esirgemedi benden, piyasada ne kadar çocuk dergisi varsa kimine abone etti, kimini her çıkışında bizzat alıp getirdi. Doğan Kardeş, Mavi Kırlangıç, Zıpzıp, Tina vs. "Çocuk Haftası"nın ilk sayfasında her hafta şiirler yayınlanırdı. Orada bulmuştum okula götüreceğim şiiri. Şairi kimdi hatırlamıyorum ama şiir o gün gibi aklımda. Atatürk'ün hayatını anlatan hiç duyulmamış bir şiirdi:
Leylağım ❤️
YanıtlaSilİçimizde hep o coşku hep o heyecan...
Hatıran yeter! Çok doğru.
Cumhuriyet'imizin Kurucusu,
YanıtlaSilUlu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü
Saygıyla, Sevgiyle, Minnetle ve Rahmetle Anıyoruz.
Merhabalar.
YanıtlaSilHiçbir ülkeye nasip olmayan böyle bir lidere sahip olduğumuz için şanslıyız. Ancak ne var ki Ulu Önderin kurduğu Cumhuriyete, inkılap ve devrimlerine karşı düşmanca davranmaya devam eden Osmanlıcılar ve tarikatçılara göz açtırmayacağız.
Yüce Önder Mustafa Kamel Atatürk'ü sevgiyle, saygıyla, minnetle, rahmetle ve özlemle anıyoruz. Ruhu şad olsun.
Selam ve saygılarımla.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı, sevgi, minnet ve rahmet ile anıyoruz
YanıtlaSilGözlerim doldu. Atamızı minnetle ve saygıyla anıyoruz. Her daim izindeyiz.
YanıtlaSilne güzelsiniz öğretmenim. o şiir okumaya, törenlere katılmaya hevesli küçük kız hiç büyümüyor değil mi? ne mutlu bize:)
YanıtlaSilGazi Mustafa Kemal Atatürk yaşamının son günlerinde bile ülkemiz için mücadeleden hiç vazgeçmedi.
YanıtlaSilMilleti için her şeyini feda eden Atamızı saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.
işgal edilmemiş toprağı kalmayan memleketi ayağa kaldırmıştır,anadolu halkı ile bütün olmuştur eli ayağı tutan herkes ya cepheye gitmiş ya da erzak temin etmiştir .evet yoktan var etmiştir.minnettarız sonsuza dek. Çok ğüçlü irade, cesaret, mücadele azmimi ister.. Ölümü hiç dikkate almamış bile.. Yüz yıllar ğeçti hala yeri doldurulamadı.. Ruhları şad olsun. saygılarımla
YanıtlaSil"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzûmu öğretilmelidir.”
YanıtlaSil*M.Kemal Atatürk (1 Mart 1922 TBMM açış konuşmasından)