.

.
.

8 Temmuz 2024 Pazartesi

ÇEVRİMİÇİ MİSİNİZ? / 8 TEMMUZ

2012 yılıydı sanırım, Ayizi Yayınları'ndan ne çıksa alıp okuyordum. Şimdilerde yayın hayatına son vermiş, kadın yazarların kitaplarını basan bir yayıneviydi Ayizi. Sipariş ettiğim kitaplardan biri "Ben, Kendim ve Bergen" ismini taşıyordu, yazarının adını ilk kez duyuyordum: Ayşe Başak Kaban. Bergen malumunuz trajik bir hayatı olmuş ve ünlenmeden önce benim de çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği Yenimahalle'de yaşamış bir şarkıcı idi. Kitabı seçme nedenim biraz da ismiydi anlayacağınız. Lakin kitaptaki öyküleri okudukça her biri bir diğerinin önüne geçiyor, beni hayran bırakıyordu. Hele ki "Garnik ile Şaşik", gözyaşlarımı tutamadığımı itiraf edeyim. 

O zamanlar Facebook'un altın yıllarıydı, neredeyse aradığın herkes oradaydı, diğerleri henüz türememişti. Girdim Facebook'a aradım yazarı, buldum da. Yazıştık, kitabı ne kadar beğendiğimden bahsettim. Kitaptı, Bergen'di, Garnik'ti, Şaşik'ti, İzmir'di, Antalya'ydı derken ahbap olduk birbirimizi görmeden. Hatta Facebook aracılığı ile bir kayıp köpeği bile bulup sahibini mutlu ettik. Ve ben Ayşe Başak Kaban'ın yazdıklarının tiryakisi oldum. Ne yazdıysa hemen okudum; "Kırık Kalp Sendromu", "Ne Malum?" ve "Pinana". Yeni bir kitabı çıkar mı diye beklerken yazarımız birdenbire çevrimiçi oluverdi ve yeni kitap "Çevrimiçi" "SRC Yayınları"ndan çıkıp satışa sunuldu. Ama öncesinde, daha kitabın konusu bile edilmemişken biz dostluğumuzu sanaldan çıkarıp gerçeğe dönüştürmüş, bir fincan kahvenin başında bin çeşit edebiyat dedikodusu yapmıştık. 

Çevrimiçi"ni ilk okuyanlardan biriyim ve bu nedenle de kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. Bugüne kadar çok sık kullanılmasına, hatta günlük hayatımızın büyük bölümünü işgal etmesine rağmen çok az öyküde, romanda yer alan bir konuda yazmış bu kez yazarımız: "Sosyal Medya". Facebook'undan, Instagram'ına, Twitter'ından Tiktok'una, Onlyfans'ından Whatsapp'ına kadar en az birini kullandığımız sanal ortamlar sızmışlar öykülerin içine. Kimi zaman olumlu, kimi zaman olumsuz anlamda. Influencerler, medya fenomenleri, içerik üreticileri, sıradan kullanıcılar birbirleriyle paslaşa paslaşa başrol oynuyorlar anlatılanlarda. Öykülerin çoğu birbiriyle bağlantılı, bir öyküdeki kahramana bir başka öyküde denk geliyor, "Aaa ben bunu bir yerden tanıyordum" diyorsunuz. Hani Sosyal Medya'da da öyle oluyor ya, takip ettiğiniz bir hesap bazen yakın arkadaşınızın akrabası çıkabiliyor ya da 40 yıl önce aynı sınıfta okuyup yıllardır aklınıza gelmeyen ilkokul arkadaşınız birdenbire size arkadaşlık isteği yolluyor, aynı onun gibi. Hasılı kelam ucu bucağı olmayan bir gayya çukuru Sosyal Medya ve Ayşe Başak Kaban bunu öyle güzel işlemiş ki, okudukça "Bak ya!" diyorsunuz, "Ne kadar tanıdık". Takibe takipçiler, linççiler, filtreli güzeller, sahte hesaplar, taklitçiler, kışkırtıcılar, yalancılar resmigeçit yapıyor öykülerde. Her birinde de birer test var, çözmeden geçmeyin derim 😂

Kısacası yazarımız bu yalan dünyayı şahane betimlemiş, sahte olduğunu bildiğimiz ama yine de iştirak etmekten kendimizi alamadığımız bu sanal alemi bir de Ayşe Başak Kaban'ın kaleminden okuyun derim...

ÇEVRİMİÇİ / AYŞE BAŞAK KABAN
SRC YAYINLARI / 2024
Öykü


8 yorum:

  1. Öykü yakalamakta mahir bir yazar için sosyal medya zengin malzeme sunuyor. Okumalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oldukça iyi malzeme ve iyi değerlendirmiş. Okuyun derim...

      Sil
  2. Günaydınlar efenim. :) Notumu alıyorum. Ben, Kendim ve Bergen'i de bulurum umarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydınlar efendim, Ben, Kendim, Bergen'i bulamazsanız bekleyiniz, yeniden basılacak...

      Sil
  3. O senelerin Ayizi yayınevini hatırladım. Hatta Cihangir'de bir mekanları vardı diye hatırlıyorum. Hatta bir blogger hanım takılıyordu oralara. Has bloggerlardan. Hatta hatta tesadüfen bulunan köpeğin hikayesini de hatırladım fb tan. Çok büyük bir tesadüftü. Unutulur gibi değildi. Demek öyle kitabı çok beğenince yazarını arayıp buldun Leylak Dalım. Ne kadar güzel...

    YanıtlaSil
  4. attım listeye, istanbula gider gitmez alacağım.

    YanıtlaSil
  5. Ne tatlı anlatmışsın Leylakcığım, ilk fırsatta almak niyetindeyim. :)

    YanıtlaSil
  6. Ben, Kendim, Bergen'i ben de çok beğenmiştim, kapağı da ne güzeldir.

    YanıtlaSil