.

.
.

16 Kasım 2020 Pazartesi

16 KASIM (GEÇEN HAFTA)

Hafta başından beri çocuklar buradaydı, dün gittiler. Geride bir boşluk, çocukların gelip gitmesine iyi kötü alışmıştık da Minnoş'unki biraz zor geldi. Birbirimize işaret parmağımızı uzatıp "ıh! ıh!" diyerek gitmemiş gibi yapıyoruz 😃 Ankara'dan beri burnumu çıkarmadığım evden onların sayesinde çıktım, çıktım da gördüm ki Corona falan yalan olmuş Antalya'da. Oysa hastane yolu üstündeki evimizin önünden ardı ardına ambulans geçiyor. Buna rağmen parklar, bahçeler, sahiller, caddeler, yürüyen, bisiklete binen, koşan, eğleşen maskesiz, maskesi burnunun altında ya da daha havalı olmak istiyorsa kolunda olan insanlarla dolu. Kendilerine yaklaşmamak için elimizde koca çocuk arabasıyla zigzag çizerek dolaştık gittiğimiz yerlerde. 

Hava şahane geldiğimizden beri Antalya'da, tüm pastırmaların kuruduğuna eminim bu sıcaklarda. Lakin bu şehirde pastırma yapan var mıdır, bilemeyeceğim 😃 Hatta Meteoroloji önündeki tabelada gördüğüm kadarıyla deniz suyu hava sıcaklığından bile daha yüksek düzeyde bir ısıya sahip. Nitekim Minnoş'un ayaklarını bari denize sokalım diye gittiğimiz Konyaaltı sahilindeki plajlar yaz günü gibi tıklım tıklımdı. Deniz dersen pırıl pırıl, denize girme alışkanlığı olmayan ben bile imrenmedim desem yalan olur.

Minnoş sudan ürktü, bizi de yüzümüzde maskelerle sıcak bastı, kaçtık plajın kalabalığından, 7 aydır gitmediğim ve çok sevdiğim Falez Park'a yollandık. Neyse ki burası oldukça tenha idi. Sakin sakin yürüyüş yaptık. Park hala yaz modunda, sararan yaprak bile yok, Kır Kahvesi'ne giden patika hariç, zaten parkta en erken sonbahar oraya gelir:



Neredeyse her hafta gittiğim parka bunca aradan sonra gitmek içimi burktu, hele kültür merkezinin önünden geçerken daha fena oldum. "Gittiğimiz onca konser, gösteri, festival filmleri birer hatıra olarak mı kalacak acaba?" diye düşündüm. Ah pandemi yaktın bizi...

Ertesi günü bir başka parka ve sonrasında çok sevdiğimiz müzenin bahçesine ayırdık, Minnoş'u güneşlendirmek bahanesiyle kendimizi gezdirdik aslında 😃

Bey Dağları, en çok onları özlüyorum bu şehirden ayrı kalınca...

Müzenin bahçesi yine çok huzur vericiydi ve bahçenin asıl sahibi de son derece kibirle volta atıyordu 😃



Çocuklar dönmeden önce yönümüzü bir de doğuya çevirdik ve Erdal İnönü Parkı'nda yaptık yürüyüşümüzü, buranın da diğerlerinden farkı yoktu, adım başı maskesiz insanlar ya da nizami takılmamış maskeler. Sonbahar henüz buraya da uğramamış, Amerikan sarmaşıkları bile kızarmamıştı ama bulutlar tam bir şölendi:


Çocukların varlığı iyi geldi, bir süreliğine de olsa pandemiyi, endişeyi unutttum, dışarı çıkıp bir nefes aldım. Çocuklar ne zaman gelse aksatmadan gidip yemek yediğimiz, onların çok sevdiği yerler vardı, hiçbirine gidemedik tabii ama biz gidemiyorsak onlar gelsin dedik, sipariş verdik. Yerinde yemek kadar keyifli olmasa da pidecinin de, tahinli piyazcının da hatrını almamazlık etmedik, lakin benim mantık katsayımla endişe katsayım başabaş gitmediği için gelen siparişleri-piyaz da dahil olmak üzere-200 derecelik fırında bir süre bekletmeden sofraya getirmedim haliyle 😃 Sadece gözlemeci eksik kaldı, eh o kadar eksik kadı kızında da olur...

Bir hafta boyunca tek satır okumadım neredeyse, beni oyalayacak daha hoş şeyler vardı haliyle, şimdi gelsin kitaplar, diziler, filmler. Bu kış evde geçecek, belli oldu. Zira çember giderek daralıyor, iki gün içinde çok yakın çevreden Corona haberleri geldi. Ne diyeyim, elden geldiğince kollayacağız kendimizi. Hepinize sağlıklı bir hafta diliyorum...




8 yorum:

  1. ben de çocuklarımı çok özledim, ama sağlık olsun ,diyip yüreğime söyleniyorum, dinler inşallah.
    Antalya sanırım en güzel bu aylarda oluyordur yazın sıcağından sonra.

    YanıtlaSil
  2. Leylakcığım,
    Allah kavuştursun, sağlıklı günlerde tekrar tekrar görüşmenizi dilerim.
    Yürüyüşler çok keyifli olmuş belli, park manzaraları nefis. :)

    YanıtlaSil
  3. Aman bu dönemde endişeli olmak, kollanmak iyidir, hiç düşünmeyin aksini <3 Minnoş ne iyi gelmiştir, annemler de bizden çok torunları özlüyorlar :) Bu arada mevsimsel anlamda tam ters coğrafyalarda yaşıyoruz, sizin 8 ay yaz bizim 8 ay kış :))) içimi açıyorsunuz!

    YanıtlaSil
  4. Artık çok yakınlarımizdan da duymaya başladık covidi ve dediğin gibi durum fena Nursen Abla. İnanmauan bir çoğunluk ve ne maske ne sosyal mesafe dinliyorlar......
    Aman o minnos ne tatlıdır kim bilir, mis gibi kokuyordur....🥰
    Bide bende çok ama çok özledim; sinemaya, tiyatroya gitmeyiiii.
    İyi haftalar, selamlar Nursen Ablacım. :)

    YanıtlaSil
  5. Bütün bir yaz ve halen Bodrum da aynen anlattığın gibiydi. Bodrum'un endişe kumkuması ilan ettim kendimi, sanırsın bir benim bildiğim bir kabusmuş, kimsenin haberi yokmuştu ;))
    Allah kavuştursun, daha güzel, daha mutlu ve umutlu günlarde inşallah, en en en kısa zamanda <3

    YanıtlaSil
  6. Allah kavuştursun. Yine gelirler. 😍

    YanıtlaSil
  7. Sağlıklı kavuşmalarınız olsun. İyi haftalar Sevgili Nurşen Hocam!

    YanıtlaSil