.

.
.

1 Ağustos 2019 Perşembe

1 AĞUSTOS (TEMMUZ OKUMALARI)


Temmuz ayını memnuniyetle yolcu ettik, zira okuma açısından hayli verimli geçti. Hedeflediğim sayıyı fazlasıyla aştım. Üstelik okuduğum çoğu kitaptan da memnun kaldım. O halde başlayalım:


-Mahir Ünsal'ın son 2 kitabından "Kara Yarısı"nı anı olarak Bodrum Zai'den almış ve severek okumuştum. Diğerini, "Sarı Yaz"ı almak ve okumak Ankara'da kısmet oldu. Kısacası Mahir Ünsal'ın son kitaplarını deplasmanda edinmiş oldum. "Sarıyaz" uzun zamandır okuduğum en güzel öykülerin birleşimiydi. Marmara'da bir kasabada, tozlu, sarı birkaç yaz gününe sığmış, aynı zaman, aynı mekan ama farklı kişiler ve farklı yaşamlar barındıran öykülerdi. Çok sevdim, kapağa ayrı bayıldım. Tavsiye ederim...


-"Garson", D&R ziyaretlerimden birinde Nar kampanyasına ve kapağın hoşluğuna aldanarak aldığım bir kitaptı. Tabii yazarın İskandinav kökenli olmasının etkisini de inkar etmemem lazım. Gelgelelim tam bir hayal kırıklığı oldu. "Hills" isimli asırlık bir Avrupa restoranının gündelik olayları oranın emektarlarından orta yaşlı bir garson tarafından anlatılıyor. Normalde seveceğim bir konu olmasına rağmen dili ya da anlatımın kuruluğu hiç mutlu etmedi beni. Almayınız :)


-Bilenler bilir, şiir seven bir okuyucuyumdur, Akgün Akova da sevdiğim şairler arasında ilk 10'a girer. İncelikli dilini, mizahi yönünü, betimlemelerini çok severim. Kendimi zaman zaman kitap elimde yüksek sesle o güzelim şiirleri okurken bulurum. Uzun zamandır yeni bir kitabı çıkmamıştı, "Yüzünden Yollar Çıkardım"ı kitapçıda görünce şeker bulmuş çocuk gibi atladım. Yine yanılmadım, her bir şiir ayrı bir şölendi. Şiirseverlere duyurulur...



-Seray Şahiner'i "Antabus" ve "Hanımların Dikkatine" isimli kitaplarından tanıyordum. Severek okumuştum ama tiryakisi de olmamıştım. "Kul" D&R'ın "ikinci kitaba yüzde 50" indirim kampanyasında "Garson"a arkadaş olarak aldığım bir kitaptı.  Mercan'ın çok bilindik ve hüzünlü hikayesi, pek çok kadın gibi. Akıcı bir dille yazılmış ve kolay okunuyor ama genelde ödül alan kitaplar beklentimi karşılamıyor, bu da farklı olmadı...



-Ters bir okuma yapmışım aslında, önce "Ucunda Ölüm Var", sonra "Aşıklar Bayramı" olmalıydı. "Heves Ali"yi vaktinden önce, Kemal Varol'u ise gecikmeli tanıdım anlayacağınız. Yine de çok bir şey değişmedi, şiir gibi cümlelerle Tanpınar'ın 5 şehrinde ilginç yaşamlara denk geldim. Ankara yerine Arkanya olmuş ne gam, zira Arkanya Kemal Varol'un olmazsa olmazı. Her kitabını gönül rahatlığıyla tavsiye ederim...



-"Idaho", kitaba adını veren, kışları sert geçen çetin ve güzel doğada, erkek olanı giderek hafızasını yitiren bir çiftin gizemli öyküsü. Ortada ölen bir kız çocuk, kayıp bir başka çocuk, hapiste bir anne, ne olup bittiğini tam olarak hatırlamayan bir baba ve bu gizemi çözmeye çalışan bir ikinci eş var. Bir nevi polisiye tadında ilerliyor. Sonuçta tüm düğümler tam olarak çözülemese de "Idaho" okunası bir kitap...



-Latife Hanım hakkında ilk okumamı bir gazetede yayınlanan tefrikadan yapmıştım. Gazete "Ulus" mu idi, "Cumhuriyet" mi tam hatırlayamıyorum, ilkokuldaydım zira. Salih Bozok'un ağzından yazılmıştı yanılmıyorsan, haliyle pek güzel duygular bırakmamıştı o yaşta bir kız çocuğunda, Atatürk'ü üzen bir kadın olarak. Sonraları çeşitli kitaplar ve belgeseller fikrimi biraz değiştirse de hala şüphelerim vardı. YKY'de yeni baskısı çıkan İpek Çalışlar'ın "Latife Hanım"ı bilmediklerimi öğrendiğim, yanlış bildiklerimi düzelttiğim ufuk açıcı bir okuma oldu. Yine de bazı şeyler kişiye özel ve asla açığa çıkmayacak. Kitap hayli kapsamlı bir çalışma sonunda hazırlanmış. İki baskın karakterin birlikte olmasının ne kadar zor olduğunu bir kez daha görüp kime hak vereceğim konusunda kararsız kaldığımı da belirteyim. Her şeye rağmen Latife Hanım Atatürk'ün hayatında ve Türk tarihinde oldukça önemli bir figür. Meraklısı için kesinlikle okunmalı derim...    



11 yorum:

  1. Kapağa bakıp bir şeyler alan yalnız ben değilmişim :)) Özellikle albümlerde oluyor. Bence her şeye rağmen çok önemli bir kalem kapak tasarımı.

    Moskova'da Bir Beyefendi listemde sırasını bekliyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dayanamıyorum güzel kapak görünce ne yapayım, bunca yılın okuruyum hala uslanmadım :)
      Moskovalı Beyefendi'yi bekletmeyin bence :)

      Sil
  2. olduğu kadar güzeldik çok güzeldi, bangır bangır ferdi çalıyor evde de. ondan sonra bütün öykülerini okuyabilirim diye düşünmüştüm. şimdi önce kara yarısı mı sarıyaz mı?
    kemal varol da kitapçıda böyle elime aldığım ama emin olamadıklarımdan, bu garanti iyi oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle Sarıyaz
      Kemal Varol sizi pişman etmeyecektir...

      Sil
  3. Kadransız Saat'i sipariş edecektim. Kitaplıktaki McCullers kitaplarını çıkarayım da yan yana koyayım diye girişince evde Yelkovansız Saat olarak mevcut bulunduğunu farkettim. Kadranla yelkovan aynı şey değil ama ben de ne okuduğumu bu kadar unutmasam keşke :/ (Gerçi çok oldu, üniversiteye başlamıştım okuduğumda. Ama gene de ayıp.)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hah işte şimdi jeton düştü, Yelkovansız Saat tabii ki ve eminim ki ben de okudum. Kadran ne alaka yahu, yelkovan çok daha uygun konuya. Ve eminim ki benim evde de var. Ne olacak halimiz yinge, bugün sünnet yarın deniz hesabı, bugün oku, yarın unut :)))) (Sanırım ben de senin üniversiteye başladığın zamanlarda belki de daha önce okudum, valla ayıp değil kardeş, o kadar çok okuyoruz ki çorba oluyor, hem adını niye değiştiriyorsun kardeş :)

      Sil
  4. Yine mükemmel tavsiyeler aldım :)))))))

    YanıtlaSil
  5. İlgimi çeken kitapları listeledim :)

    YanıtlaSil
  6. tavanarasındaki Buda yı çok merak ettim...

    YanıtlaSil
  7. Leylakcığım,
    Bunca kitap arasından, üç tanesini tutturmuş durumdayım: İdaho, Tavan Arasındaki Buda ve Kul.
    Fena değil, bu defa. :)

    YanıtlaSil
  8. Şairin ölümü ve Moskova'da bir Beyefendi"yi listeme ekledim ...

    YanıtlaSil