.

.
.

18 Ağustos 2019 Pazar

18 AĞUSTOS (MERHABA)

Bu sabah bizim eve biri gelse dün akşam düğün var sanırdı. Halılar, koltuklar, tüm zemin gelinlerin başına atılan konfetiler gibi sarımsı beyaz renkteki taç yapraklarıyla örtülüydü. Caddenin iki yanındaki devasa akasyalar çiçek açma ve açtıkları çiçekleri rüzgara savurma mevsimine girdiler çünkü. Savrulan çiçek petalleri de en ufak esintiyle açık duran kapılardan, pencerelerden evin içine dolmaktalar. Kapıyı kapatsan sıcaktan bunalıyorsun, açsan akasya çiçeğinden oluşmuş bir kar doluyor evin içine. Bugün artık pes ettim ve istemeyerek de olsa o güzelim çiçekleri elektrik süpürgesinin tozlu haznesinde müebbet hapse yolladım. Çok sürmez yeni bir dalganın eve dolması, onları da yollarız arkadaşlarının yanına. Yeter ki akasyalar çiçek açmaya devam etsin. Yerlerde o petalleri gördükçe şu şarkıyı söylemeye başlıyorum: "Mahallede Akşamlar"


"Kımıldanır mahallemin daralan ruhu
Basma perdelerimde gün batarken
Alıp saatler süren uykusunu
Odama uzanır akasyam, pencereden"

Şarkının güzelim sözlerini de canım Orhan Veli Kanık yazmış. 



Bitmek bilmeyen bayram yapmışlar derken bitirdik şükür. Herkes tatilde, biz evi bekledik, bol bol yemek yapıp bol bol sofra kurduk. Çocuklar ve kız kardeşle ailesi dışında kapı çalmadı. Çok müteessir olduğumu söyleyemeyeceğim bu durumdan. Eski bayramları falan da özlemedim. Seyahat dışında rutinimi bozan hiçbir şeyden hoşlanmıyorum ben. Bizim vızırdak cadde bile gayet sessizdi, kafamızı dinledik. Ortalıkta ne bir koyun, ne de benzeri kurbanlık bir hayvan gördüm. Mahalle nüfus sayım gününde gibiydi, bomboş. Atkestaneleri meyvelenmiş onu farkettim, yakında yolda yürürken kafamıza düşmeye başlarlar. Ankara iki gündür sonbaharı yaşıyor, zaten kuru yapraklar düşüp duruyor, canım sıkılıyor. Ne kadar sıcak olursa olsun yazcıyım ben, Antalya'dan kaçma olayım bile bu gerçeği değiştiremiyor. Elimde mendil ter silerek öf, pöf etsem de yaz bitecek diye ödüm kopuyor. Neyse ki Ankara dönüşü Antalya bize iki ay daha yaz sunuyor sağolsun. 

Bugünlük bu kadar olsun, bir "Merhaba" demek istedim esasen. İlerleyen günlerde görüşmek dileğiyle hoşçakalın...

9 yorum:

  1. Çiçekli halini görmek isterdim odanın :) Gözümde canlandı. Ne güzel bir şey şu hayat.

    Ben kış insanıyım. Ankara'ya hakim olan soğuk geceleri sevinçle karşıladım dolayısıyla :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kışı hiç sevemedim Zihin kardeş, ne Ankara'da ne de nisbeten baharımsı geçen Antalya'da. Sürekli hasta oluyorum, hele yaş ilerledikçe ortaya çıkan alerjim kış boyu öksürtüyor beni. Bir de Antalya kışı çok nemli ve yağmurlu ki hafakanlar basıyor resmen. Sanırım güneş enerjisi ile çalışıyor benim bataryam :)) Hayat gerçekten güzel de onu galiba biz bozuyoruz :) O çiçekler yağmur yağınca köpürüyor biliyor musun caddeden akan sele kapılıp, çok ilginç...

      Sil
  2. Leylakcığım,
    yazının mahalledeki akasya ağaçlarının açan ve uçuşan çiçekleri bölümünü okuyunca, "nasıl yani, akasya bu mevsim mi açar?" deyip, derin bir araştırmaya giriştim.
    Akasyanın erken açanı Mart, Nisan daha geç açanı Mayıs gibi açar, hiç açmayan cinsi de vardır deniyor da Ağustos'ta çiçek açanın da söz edilmiyor. Sizin evi basanlar başka bir ağacın çiçekleri olmasın?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekmekçim, ağaç akasya olmasına akasya da sanırım değişik bir türü. Yaprakları aynı onun gibi bir sapa dizilmiş parmaksı yalnız asıl akasyaya göre uçları biraz daha sivri, çiçekleri de daha minik. Annem yılda iki defa açtıklarını söylerdi, bir baharda bir yaz sonu. Ben baharda Ankara'da pek kalmadığım için net hatırlamıyorum. Ama yaz sonu resmen evi işgal ediyorlar :)))

      Sil
  3. Yaramaz akasyalar işgal etmiş desenize...

    YanıtlaSil
  4. Öyle özledim ki sık yazmalarınızı örtmenimmm<3<3<3 Ve daha ilk cümleyi okuduğumda -ahan da geliyuuu tam benlik bi yazı okuycam bismillah süphaneke amin- dedim hemi de... Çok ösledim <3

    YanıtlaSil
  5. Geçmiş bayramınız kutlu olsun :)

    YanıtlaSil
  6. Ben ne yaz ne kış insanıyım. Çok terleyen bir yapım olduğundan ideal mevsim sanırım ilk ve sonbahar.
    Ah bu bayramdan ben bir şey anlamadım. Zira taşınma sonrası üstüne bayram yorgunluğu. Kendimi halen daha toparlayamadım.

    YanıtlaSil