.

.
.

7 Ekim 2017 Cumartesi

GÜN 10

Neredeyse yarıladık, iyi gidiyoruz doğrusu. Ne zamandır sessiz duran arkadaşlar bile yazmaya başladı. Graliçam çok yaşa!

Efendim Cuma gününe her zamanki gibi başladım, sabah temizliği, kahvaltı, ortalık toparlama gibi zorunlu işlerin ardından bir bölüm "Stranger Things" izleyip "Kapalıçarşı" kitabımı aldım elime ve bitirdim. Kapalıçarşı tarihini bir masal kurgusunda, metaforlar, göndermeler ve uydurmalarla eğlenceli bir biçimde anlatmış yazar fuat Sevimay, sevdim. Sonra hazırlandım ve kuaföre gidip saçımı boyattım. Bıktırıcı bir eylem ama el mahkum. Saçım yıkanırken Profilo genel merkez'den arandım ve buzdolabının sağlam olduğu, soğutmadığı konusunun benim hüsnükuruntum olduğu kesin bir dille söylendi. E haliyle onlardan iyi bilecek değilim, dolap onların evinde duruyor. Kısacası bezdim. Teldolap olarak kullanmaya razıyım arkadaşı, yeter ki bir daha servise bulaşmayım. Tek korkum aynı markayı taşıyan çamaşır makinasının da benzer akibete uğraması. Bir kez daha söylüyorum Profilo almayın, almayana da mani olmayın.

Kuaför sonrası pedikür kazasına uğrayan minnak parmağım için pomat almaya eczaneye gittim ama eczane yoktu, evet yoktu. Kapanmış. 4 ay yaşadığın şehirden ayrı olunca böyle şaşırtıcı değişikliklerle karşı karşıya kalabiliyorsun. Mecburen daha uzaktaki bir eczaneye gittim, ilaçları alırken eczacı hanım çantamı beğendi. Çantam Şuşu Öyküsü'nün tasarımıydı tabii ki. Hemen Şuşu'nun instagram adresini yazdırdım, ee yaptığımız alışveriş, biz ilaç alalım, o da Şuşu'dan çanta, cüzdan, defter falan alsın, değil mi?

Daha yapmam gereken alışverişler vardı ama bugün Belediye'nin geri dönüşümlü atık toplama günü idi ve belirli saatte geldikleri için ekibi kaçırmamam lazımdı. 15 gündür balkonda bekleyen poşetleri teslim etmek için koştura koştura geldim ama ekip gelmedi. Sabahtan beri "Atma biriktir/Atma biriktir/Kazanaaalııım" diye cıngıl çala çala mahallede gezen araç bizim sokağa gelmedi. Aslında iyi bir proje idi, kapı kapı gezip "komşukart" adında bir kart dağıttılar isme yazılı. Biriktirdiğiniz geri dönüşümlü atıkları ekiplere veriyorsunuz, onlar da tartıp kartınıza puan yüklüyorlar. O puanlarla anlaşmalı marketlerden alışveriş yapabiliyorsunuz. Lakin iş uygulamaya gelince gevşiyor. Neredeyse balkonda kıpırdayacak yer kalmadan biriktirdiğim onca şey elimde patladı, sinirlendim ve hepsini konteynerin kenarına bıraktım. Hiç olmazsa kağıt toplayıcılar sebeplensin. 

Akşam Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'nın sezon açılış konserine gittik. Şef Alexander Rahbari yönetimindeki orkestra önce Çaykovski'den "Serenade for Strings" ve "Romeo&Juliette"i seslendirdi. Ardından da o müthiş kreşendoyu, Ravel'in "Bolero"sunu dinledik. Çok iyi geldi, devamı da böyle iyi gelsin inşallah. Günün çalışması da konserden:



3 yorum:

  1. Servisler bezdiriyor. Yenisini almaya mahkum ediyorlar. Geçmiş olsun

    YanıtlaSil
  2. 10 günü de art arda okuyunca , buzdolabı için ben bile gerildim , iki yıl önce biz de başka bir marka olan buzdolabımız ve servisiyle 2 ay kadar içinden bir şey almak dışında muhatap olmuş ve benzer sıkıntıları yaşamıştık ne yazık ki. Yakın zamanda kendiliğinden düzelir inş :D çünkü bizimkinin akıbeti öyle olmuştu :D çok eğlenceli bir seri ile bloga dönmüşsünüz , diğer günleri de sabırsızlıkla bekliyorum , sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Siemens düşünüyorum ben makineleri yenileyeceğim zaman.

    YanıtlaSil