Ankara günleri bitti, şehir kendini sonbahara hazırlarken ben de Antalya'ya, evime ve yazın devamına döndüm, hem de ne yaz, hala çok sıcak ve çok nemli. Bayram telaşesi de bittiğine (gerçi bayram ve sıcak demeden bozulan buzdolabımız hala tamir olmadı ama) göre Ağustos ayında okuduğum kitaplardan bahsetme zamanı geldi. 9 kitaplık bir rekoltem var Ağustos ayı için, bakalım neler okumuşum (Bu ay bir değişiklik yapıp kitaplara yıldız veriyorum, değerlendirmeniz açısından):
-Ayın ilk kitabı bir çizgi roman idi; "Don Kişot". Bildiğimiz klasik Don Kişot değil tabii, benzer bir maceranın günümüze uyarlanmış hali, 80 yaşındaki Don Kişotvari dede ve torunu maceradan maceraya koşuyorlar. Torun da haliyle Sancho Panza'nın görevini üstleniyor. Eğlenceli bir uyarlama idi, Don Kişot sevenlere önerilir. (***)
-John Roth'un yazdığı "İmparator Mezarlığı" Trotta ailesini son ferdi John Ferdinand'ın 1. Dünya Savaşı öncesinde ve sonrasında hem kendisinde hem ülkesinde meydana gelen değişiklikler karşısında yaşadıklarını, bir imparatorluğun çöküşünü anlatmış. İlginç bir okumaydı. (***)
-
-"Kelebekler Zamanı" bu ayın en doyurucu okuması oldu.
Kendilerine "Mariposa's
(Kelebekler)" denilen Dominikli efsanevi Mirabal kardeşlerin anlatıldığı
kitap harika. Doğrudan bir biyoğrafi olmayan, kurmacanın da katıldığı
öyküyü okurken hüzünlenmemek elde değil. Yazar Julia Alvarez'in kendisi de Dominikli ve
babası direnişçilerden olduğu için o 10 yaşındayken diktatör
Trujillo'nun hışmından kaçıp NewYork'a yerleşmiş. Patria, Minerva ve
Mate'nin öyküsünü okuyun, 25 Kasım'larda ruhlarına bir selam yollarsınız
belki... (*****)
-Ne diye aldığımı anlamayıp, ne demeye okuduğumu da bilemediğim bir kitap oldu "Hayat Apartmanı", üstü kalsın :) (*)
-Daha önce ilk kitabı "Kürar"ı okumuştum Melike Uzun'dan, açıkcası "Soğuk ve Temiz"i daha çok beğendim. Biraz tekinsiz ama son derece etkileyici bir öykü idi Defne'nin öyküsü, okuyunuz. (****)
-Normalde Emrah Serbes'in her çıkan kitabını hemen okurdum, "Müptezeller" biraz gecikti, hatta unutmuştum bile ama editör yakiinim olunca kitap kendiliğinden geldi elime. Bir "Erken Kaybedenler"-ki kendisi favori Emrah Serbes kitabımdır-değildi tabii, hatta "Deliduman" bile değildi ama fazla beklentiye girilmezse okutuyor kendini. (***)
-"Gelincikler Açarken", Osmanlı'nın son döneminde Doğu Anadolu'daki köylerde yaşayan Ermenileri anlatan bir kitap. Hüzünlü bir okumaydı. (***)
-"6.27 Treni"; Değişik bir konu, keyifli bir anlatım, çok sevdim...
Bir geri dönüşüm fabrikasında kitapları kağıt hamuruna dönüştüren dev bir makinenin, Zerstor 500'ün kullanıcısı Guylain ne işinden, ne yaşamından hoşnut değildir, kitapları yoketmekten vicdan azabı duymaktadır. Her sabah 6.27 trenine biner ve Zerstor'un dişlerinden kurtardığı sayfaları yüksek sesle okuyarak vicdanını biraz rahatlatır. Ve günlerden bir gün her zaman oturduğu koltukta bulduğu USB bellekte yazanlar onun hayatını değiştirecektir. Okuyun, siz de seveceksiniz... (*****)
Bir geri dönüşüm fabrikasında kitapları kağıt hamuruna dönüştüren dev bir makinenin, Zerstor 500'ün kullanıcısı Guylain ne işinden, ne yaşamından hoşnut değildir, kitapları yoketmekten vicdan azabı duymaktadır. Her sabah 6.27 trenine biner ve Zerstor'un dişlerinden kurtardığı sayfaları yüksek sesle okuyarak vicdanını biraz rahatlatır. Ve günlerden bir gün her zaman oturduğu koltukta bulduğu USB bellekte yazanlar onun hayatını değiştirecektir. Okuyun, siz de seveceksiniz... (*****)
-"Büyük Cam/Üç Otobiyografi" için ne desem bilemedim, tuhaf bir kitaptı. Eğer bir şeye benzetecek olsaydım bazı bienallerdeki anlaşılmaz enstelasyonlara benzetirdim. Üç değişik otobiyografi-ki otobiyografi demek ne derece doğru, onu da bilemedim-okuyor ve bir şey anlamıyorsunuz. Öyle yani (**) Not: İkinci yıldız bu derece tuhaf oluşuna :)
Bu aylık bu kadar, Eylül'de daha güzel kitaplar paylaşmak umuduyla...
Merhaba.. Leylek en sevdiğim çiçeklerden,ama betona boğulmuş şehirlerde artık leylak ağaçlarına tesadüf etmek mümkün değil maalesef.Önerdiğiniz kitaplar oldukça ilgimi çekti.En kısa zamanda temin edip okumaya çalışacağım
YanıtlaSilLeylak Antalya'da da yetişmiyor maalesef, iklim uygun değil.
Silİyi okumalar dileğiyle...
Ağustos oldukça güzel geçmiş sanırım. Kitaplar da güzel görünüyor.Aralarında merak ettiklerim var. Bir göz atacağım onlara.Emeğinize sağlık:)
YanıtlaSilKatkım oluyorsa ne mutlu, sevgiler...
Sil6.27 Treni'ni okunacaklar listeme aldım. Teşekkür ederim. :)
YanıtlaSilSeveceğinizi düşünüyorum, çok sevgiler...
SilAğustos bereketli geçmiş gibi görünüyor. Darısı eylülün başına, hepimiz için:)
YanıtlaSilUmarım öyle olur :)
Sil6.27 treni ilgimi çekti :)Teşekkürler paylaşım için..
YanıtlaSilRica ederim, sevgiler...
SilNurşen Ablacım, yaşasın goodread diyorum . İyi ki tanıştırmışsın beni. 6.27 trenini listeme almıştım.
YanıtlaSil6.27 Treni'ni seveceksin :) Ve evet, yaşasın Goodreads :)
SilJoseph Roth'un Radetzky Marşı'nı okumuştum aynı sizin okuduğunuzda ki gibi Trotta ailesinin en küçük kuşağı üzerinden I. Dünya savaşı öncesi ve sonrasını anlatıyordu. aynı kitabı farklı bir isimle mi basmışlar yoksa bu bir devam kitabı mı merak ettim? Orjinal ismi ne olarak geçiyor?
YanıtlaSilAyrıca Kelebekler Zamanı'da ilgimi çekti not aldım. Tanıtım için teşekkürler, sevgiler:)
Kitabı Ankara'da bırakmışım orijinal ismine bakamadım o yüzden ama sanırım aynı kitaptan bahsediyoruz. Farklı yayınevi farklı isimle basmış olabilir.
Silİlgilendiğiniz için ben teşekkür ederim, sevgiler...
6 27 Treni öneriniz için sağolun. Amelie filmi gibi gülümseten ve hafifleten bir kaçamaktı.
YanıtlaSil