.

.
.

26 Eylül 2015 Cumartesi

YUVAYA DÖNÜŞ

Vee mutlu son, Antalya'ya döndüm. 4 aylık ayrılık sona erdi; evime, kitaplarıma, kanepeme, balkona dallarını uzatan çınar ağacıma ve henüz göremediysem de Beydağlarıma kavuştum. Hava bize kıyak yaptı, esintili, kuru ve bunaltıcı değil, o berbat Antalya sıcakları savuşmuş sanırsam. Hala yaz ve daha bir süre yaz olmaya devam edecek gibi görünüyor. 

Yola çıkmadan önce her zamanki gibi yorucu bir hazırlık evresi geçirdim ve adetim üzre gece uyku tutmadı. Sabah erkenden yola koyulunca da bir süre Orhan Pamuğun son romanı tadında devam ettim. Kafamdaki tuhaflığa Sivrihisar'a kadar eşlik eden mide bulantısı da eklenince yolculuğun ilk etabı pek tatsız geçti. Yol üstü dinlenme yerlerinden birinde mola verip tuzlu sarı leblebi ve koyu çaydan destek alınca hem bulantıyı kovaladım, hem de uykuyu kaçırdım. Defalarca geçtiğim güzergah olduğu için adeta ezberlediğim yol görüntüleri yaz nedeniyle bozlaşmıştı ve arabanın camından göreceğim ilginç bir şey yoktu. Sandıklı'dan başlayan rüzgar değirmenlerini seviyorum ama, tepelerde kocaman çiçekler gibi boy veriyorlar. Geleneksel mola yerimiz İkbal'e erken saatte vardığımız için yemek yerine sucuklu tostları mideye indirip, ikinci çayları da yuvarladıktan sonra devam ettik. Antalya girişinde camı indirip korkarak kolumu uzattığımda sevinçle geri çektim, zira nem yoktu, sıcak da dayanılır düzeydeydi. İyi ki de öyleydi zira eşyaları eve taşır taşımaz temizlik faaliyetine giriştim. Bir başka sevindiren olay boş kalan balkona kumruların yuva yapmamış olması idi. 10 yıldır devam eden doğumhane olayına bu yaz ara vermiş olduk ve çok mutlu olduk. Zira geçen yaz neredeyse tüm öğleden sonrayı gübre temizlemek ve bit dezenfeksiyonu yapmakla geçirmiştik. Giderken balkon kapılarının altını da elime geçen çul-çaputla sıkıca tıkadığım için ev tozlanmamıştı bile. Tabii yine de belirli yerleri elden geçirdim, balkonları yıkadım, Ankara'dan gelen ıvır-zıvırı yerleştirip valizleri açtım, fare düşse kafası yarılacak buzdolabını doldurmak için alışverişe gittim ve hal böyle olunca akşam yattığım yeri beğendim. Geri kalan ufak-tefek işler zamanla hallolur, rutinime dönerim.

Araya yolculuk girince bayram olayını unuttuk doğal olarak, zaten gündem bayramı kutlanası olmaktan çıkardı. Yine de birarada olmak için bahanedir diyerek yola çıkmadan önceki akşam çocuklarla ve kızkardeşle topluca bir bayram yemeği yedik. Eve dönmek güzel olmasına güzel de en çok kızkardeşle buluşmalarımızı, gezmelerimizi, sohbetlerimizi, kahkahalarımızı özleyeceğim. 

Antalya yazılarında buluşmak üzere şimdilik hoşca kalın diyorum. Fotoğraf yol üstü rüzgar değirmenlerinden...


5 yorum:

  1. Antalya'ya yeniden hoş geldiniz o halde Leylak Dalı.
    Mutlu günler :)

    YanıtlaSil
  2. Güzel bir sonbahar ve kış seni bekliyor o zaman . Valla çok akıllıca bir seçim, kışın Antalya yazın Ankara ..

    YanıtlaSil
  3. a ha ha. ben seni telefonla taciz ederim merak etme.

    YanıtlaSil
  4. Fotoğraftan ben de dün çekecektim, Eliften fırsat olmadı..rüzgargülleri çok güzel oluyor :)
    Ankaraya gelirsin umarım yakınlarda yine :) SEvgiler..

    YanıtlaSil