.

.
.

2 Haziran 2015 Salı

ÜŞÜRKEN

Ankara'ya gelerek şehir değiştirdiğimizi sanıyorduk ama meğerse kuzey yarımküreden güneye de geçiş yapmışız. İklim bildiğin kış başlangıcı, hatta Antalya standartlarında ciddi ciddi kış. Bir aydır atılmış çoraplar, fanilalar tekrar giyildi, evde dolap çekmece deşilip eski hırkalar bulunup sırta takıldı, yorganlara, battaniyelere bürünüldü, kalorifer yakmaya ramak kalmıştı ki güneş "hehehe kandırdım len, geliyom birazdan, uğraşman kaloriferle falan" dedi de az biraz rahatladık. Dündenberi sarı saçlarını üstümüze salladı da kemiklerimiz ısındı.

En son posttan beri üşümenin dışında uzun bir yürüyüş yaptım, Botanik Parkı ve Tunalı boyunca, Antalya'da hasret kaldığım iğde kokuları arasında.



Balkonda çilek tarımına başladık. Ürün verince yiyerek tüketemediğimiz çilekleri reçel yapıp fabrikasyon imalata geçmeyi düşünüyorum :)


Dün ezeli ve ebedi mekanımız Akman'a ilk ziyaretimizi yaptık, ailemizin garsonu bizi sevgi gösterileriyle karşıladı. Gönül boza içmek isterdi ama kahrolası diyet "Çay" diye emretti, bozaya yandan bir bakış bile fırlatamadım. 

Yeni bir kitaba başladım: "Dilsiz Annelerin Sessiz Çocukları". Ayşegül Kocabıçak isimli genç bir yazarın öykülerinden oluşan incecik bir kitap ama içindeki öyküler son derece etkileyici. Yalın bir dille yazılmış, süssüz püssüz, kısacık ama insanın içine bıçak gibi batan öyküler. Etrafınızda gördüğünüz, dikkatinizi çekmeyen, hayatın içine karışmış sıradan insanların sıradışı ama sıradanlaştırılan hikayelerini kaleme almış yazar, pek de güzel etmiş. Yolu açık olsun...


Günü Şuşu ve Bilge'nin Annesiyle birlikte Akün Sahnesi'nde bir dans tiyatrosu izleyerek noktaladık: "Monchichi".


Katalan ve Kastilya kökenli bir Fransız olan Sebastien Ramirez ve Kore kökenli bir Alman olan Honji Wang'ın yolları Almanya'da kesişmiş ve bu grubu kurup modern dans gösterilerine başlamışlar. Pek estetik, pek uyumlu idiler, zevkle izledik.

Eh havalar güzelleşiyor sanırsam, etkinliklere devam olsun o zaman...

3 yorum:

  1. Etkinlikler kralıçası ben evdeyim günlerdir...dizlerime çivi çakılmış gibi...

    YanıtlaSil
  2. Eee Ankara burası :) Sağı solu belli olmaz. Uyandığınızda güneşi görürsünüz, akşam eve tipi altında dönersiniz :D Geçenlerde Seğmenler Parkında konser vardı. Hava değişikliği olsun diye gitmiştim. Sıcaktı hava. Dün de buz gibiydi. Belli olmuyor :)

    YanıtlaSil
  3. İstanbul'un da pek farkı yok. Bende hırkayla oturuyorum. Baharı bekledik. Şimdi de yazı bekleyeceğiz galiba.

    YanıtlaSil