.

.
.

28 Mayıs 2011 Cumartesi

HAFTANIN OKUYANI 2


Bugünkü "okuyan"ımız Balthus'den. 1908-2001 yılları arasında yaşamış Balthus ilginç bir ressam, Paris'te doğmuş ama ailesi aslen Polonyalı. Hayattayken eserleri Louvre Müzesi'nde sergilenen ender sanatçılardan olan Balthus resimlerinde çoğunlukla  ergenlik çağındaki kızları konu alıyor. Gizemli bir yaşamı olan ve hakkında çeşitli söylentiler çıkan ressamın Rilke'nin gayrımeşru oğlu olduğu da iddia ediliyor. Türkiye'de en bilinen yapıtı poster olarak basılan, kitap okuyan yarıçıplak yeni yetme bir genç kızı resmettiği "Katya kitap okuyor" isimli tablosudur.  

Yukarıdaki resmine gelince; elinde minik bir kitap tutan kadın bence bir tiyatro oyuncusu. Rolünü ezberlemeye çalışıyor. Kitaba değil de başka bir noktaya bakıyor oluşu okuduğu satırları kafasının içinde tekrar ederek ezberlemeye çalıştığını gösteriyor. Hatta belki de kuliste, sahneye çıkmadan önce son bir kez repliklerini gözden geçiriyor, üzerindeki kıyafet de sahne kostümü.

Haydi bakalım, ben yorumumu kendimce yaptım, sıra sizde. Neler düşündürüyor size "Karanlıklar Prensi" olarak da adlandırılan Balthus'un bu tablosu?

27 yorum:

  1. bu kadın okuyucu değil bence
    not ya da randevu defterine bakarken kapının açılmasıyla içeri giren davetsiz misafire "nereden çıktı şimdi bu...bugün çok işim var, bak onun yüzünden aksayacak" der gibi bakıyor:)

    iyi geceler Leylak Dalı Örtmenim...

    YanıtlaSil
  2. kadın 1930'lu yıllardan sosyetik bir tip. evinde böyle sazlı sözlü müzikli bir suare tertiplemiş. konuklar eğlenirken onlara göstereceği bir şey gelmiş aklına, çalışma odasına gitmiş, gözü kitaba takılmış, açmış birkaç satır okumuş, dalmış gitmiş, o esnada misafirleri meraklanıp içri dalmışlar:) İşte o an.

    YanıtlaSil
  3. Bence de bu kadın evinde. Hemen arkasındaki koltukta kitabını okurken hizmetçi misafirinin geldiğini haber veriyor. Karşılamak üzere kalkmış biraz da canı sıkılmış belli. Kitabı özellikle elinden bırakmıyor belki görürse gider ümidiyle. Kitabın küçüklüğü tartışılır çünkü ressam (babasını pek de severim)oran konusunu pek de önemsemiyor besbelli. Başla bedenin oranına bakılırsa.

    YanıtlaSil
  4. Bir kere kadının yüzündeki ifade çok azarlar gibi. Bence bu kadın öğretmen olabilir; o yılları düşünürsek adı mürebbiye ya da dadı sanırım. Kıyafet çok resmive zenginlik göstermiyor bu da savımı güçlendiriyor. Bir kaş havada, alın kırışmış ; belli ki ortada hiç onaylamadığı bir şeyler var.

    Googledan kopya bakmadım değil, ama iyi yakalamışsın Leylakcım izi bile yok bu resmin.
    Çok şaibeli olan evlerinde onlarla yaşayan genç kızın olabilir mi bu resim ?

    YanıtlaSil
  5. Sis,
    Kadın yaş itibarıyla büyük geldi bana o genç kız olamaz ama belki büyümüş halidir. Lakin senin dediğin gibi pek mürebbiye tipli. Valla ben Balthus'ten korktum biraz, Allah çoluğumuzu çocuğumuzu onun gibilerden korusun:))) Senin yorum klas bu arada:))

    YanıtlaSil
  6. Asucum,
    Valla gelen yorumlar benim tiyatrocu tezimi birer birer çürütüyor, harikasınız. A pek hoş oldu bu iş, çok zevkli herbir yorumu okumak. Sağolun be yav:))

    YanıtlaSil
  7. Judy,
    Bu da güzel ama ben hala öbür resmin yorumundayım, aklıma geldikçe gülüyorum, çok yaşa sen e mi:)

    YanıtlaSil
  8. Aynur,
    Kadının yüz ifadesine bakılırsa oldukça mantıklı bir yorum gibi geldi bu bana:))
    Ben de sana kocaman bir "Günaydın" diyeyim:)

    YanıtlaSil
  9. resim üzerine düşünebilmek için önce resmin adını bilmem gerekiyordu... araştırdım (Portrait de femme en robe bleue) "mavi elbiseli kadının portresi" imiş adı. 1935 yılında Georges Hilaire adında bir hanım resmedilmiş. beni bu araştırmaya iten resimdeki orantısızlıklar kombinasyonu oldu. hani ressam kadının kafasını bedenine göre bu kadar büyük, elindeki kitabı da bu kadar minicik çizince acaba kadının çok bilgili oluşuna, sürekli okuduğu için bütün kitapların onun yanında hemencecik yenilip yutulan şeyler olduğuna dair bir gönderme mi yapmak istemiş dedim.... belki... ama bu bir portre resmi imiş. yani bedenin tamamı resmedilse de aslolan kadının portresi imiş. yüze odaklanalım isteniyor sanırım. vakur, kendinden emin bir yüz... oldukça ciddi... kitabın içine bütün dikkatiyle gömülmüş bir kadının bir anlık dönüp objektife bakışıymış gibi sanki... ressam o kısacık anı neden resmetmek istemiş ola ki? kadını kitaba dönük biçimde de resmedebilirdi pekala... ama bu bir protreydi... yüzü izleyicisine dönük olmalı... o halde kadının kitaba değil, resmedenine (bir başka deyişle resme bakanlarına) dönük olması çok da önemli değil bu durumda.

    bir orantısızlık kombinasyonundan söz etmiştim... bu noktaya yoğunlaşalım biraz da... bacak boyu oldukça uzun olan bir kadın ama belden yukarısı kısacık... ve bedene göre oldukça büyük bir baş... kollar bedenle orantılı neyse ki... ya etek boyu?
    17. yüzyıldan itibaren elbiselerde kumaşların bol kullanılıyor olması zenginlik göstergesidir bir yerde... kadının eteklerinin yerlerde sürünüyor olması zenginliğine de bir vurgu olmalı. ressam belki de kadın okur ile zenginlik arasındaki bağı sorgulamamızı istiyor. refah düzeyi yükseldikçe kadının da işten güçten başını kaldırıp okumaya zaman ayırıyor olmasına dikkat çekmek istemiş belki de... eğitimin hali vakti iyi insanlara özgü olduğuna bir değini... aristokrasiye övgü... malum devir aristokratların el üstünde tutulduğu bir devir...

    öte yandan sol taraftaki koltukta da tersine bir orantısızlık söz konusu... kadının bacakları uzun olmasına rağmen koltuğun bacakları oldukça kısa...yaslanma yeri ise oldukça uzun...

    eğlenceli bir sonuç çıkardım burada... kadın beden yapısına uymayan bu koltukta oturup kitap okumaktansa ayakta durup(ya da gezinip) kitap okumayı tercih etmiş... "sen yeter ki okumak iste, her yerde, her şekilde okuman mümkün" mü demek istiyor acaba? :)

    belki de tüm bu kombinasyon Georges Hilaire teyzenin ressamın başının etini yemesi sonucu ortaya çıkmış, ressamın istekleri ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir kombinasyon... "beni illa ki böyle resmedeceksin!lamı cimi yok!" :)))

    kadın değil de bir çocuk resmedilmiş olsa, yarın sınavı var akşamdan hazırladığı kopyaya şöyle bir göz atıyor diyeceğim ama bu minicik kitap neyin nesi? minik bir incil mi? yine en başta değindiğim büyük kafa ile küçük kitap arasındaki ilişkiyi görmemiz için bir resim oyunu mu?

    her neyse... okumak güzeldir! bu mesajı alıyorum ben şu anda... :)

    YanıtlaSil
  10. Ruşen,
    Öncelikle bu kadar detaylı araştırdığın ve bizi de bilgilendirdiğin için çok teşekkür ederim. Bunu başlatırken bu kadar hoşa gideceğini düşünmemiştim, çok mutlu oldum. Bizi de resim hakkında daha fazla malumat sahibi ettin, bilerek bakmak farklı birşey. Bu galiba Balthus'un en edepli resimlerinden biri:))
    En güzeli de sonda verdiğin mesaj: "Okumak güzeldir"
    Sevgiyle...
    :)

    YanıtlaSil
  11. bakışlarda bir küstahlık var, arkasınsa beliren kişiye sen de nereden çıktın bakışı bu...
    Leylak Dalıcım öptüm seni... Bu etkinlik süper oldu... Leylak farkı oldu ...Seviyom seni ...

    YanıtlaSil
  12. Senin yorumun çok güzel bir hikaye katmış resime. Bu yorumdan sonra resme bakınca sanki aktirst Kristin Scott Thomas'ı gördüm.

    YanıtlaSil
  13. 'Kalın ve büyük kitapları okurken neredeydin, şimdi şu notlarıma bakarken yaptığın resim çok anlamsız olmadı mı?'der gibi geldi bana da:)

    YanıtlaSil
  14. bence yalnız ve beklediği aşkı bulamamış bir kadın. elinde ki cep boy -:P- kitapsa bir aşk hikayesini anlatıyor.
    o ise doğru adamı bulmayacağından çok emin o yüzden öyle üzgün ve bıkkın bakıyor :)

    YanıtlaSil
  15. Bir şey okuduğuna bakıp aldanmayalım okumayı seven bir hatuna benzemiyor, biri ölüm döşeğinde diğeri de bayağı yaşlanmış bir çiftin kahyası bu kadın, vekilharcın getirdiklerini kontrol edecek istedikleri tam mı diye, hele biri eksik olsun mazallah:)))) şeklinde bakıyor bence...

    YanıtlaSil
  16. Sevgili Leylak Dalı, sizi mimledim, y "ben küçükken" konulu mim oyununa katılıp da yazmak isterseniz okumaktan büyük keyif alacağımıza eminim. :)

    YanıtlaSil
  17. Bence zengin bir ailenin kızı. Ressama resmini yaptırıyorlar. kız okuyan biri olduğu için elinde kitapla , okuma odasında poz veriyor. o şekilde anılsın diye. Çok bilmiş bir yüz ifadesi var. çok gösterişe meraklı değil, yüzünde öyle çok feminen bir görünümde yok. Kendini okumaya adamış. Aslında bence gözlükte kullanıyor, ama takmamış. Poz verirken de arada bir bence elinde ki kitabıda okumuştur.

    YanıtlaSil
  18. o beden bir kadın duruyor karşımda
    O kadar çok rejim yapmış ki, sinirleri yıpranmış,
    Telefon rehberi elindeki de,
    Acaba diyetisyenimi arasam da biraz daha kilo verdirebilir mi bana diye düşünüyor .))))))

    öptüm seni leylakcığım
    Antalyaya selam olsun

    YanıtlaSil
  19. Mavianne,
    Hihi, çok hoş bir yorum yapmışsın.
    Antalya'ya selamını ilettim veseni de öptüm...

    YanıtlaSil
  20. Zeyhep,
    Ne güzel ya, ne yaratıcı, değişik yorumlar çıkıyor. iyi ki aklıma geldi böyle birşey, sağolasınız katılıp yorumlarınızla renklendirdiğiniz için...

    YanıtlaSil
  21. Vladimir,
    Mimi aldım kabul ettim, en kısa zamanda gereken yapılacaktır:)

    YanıtlaSil
  22. Vladimir,
    Gerçekten Kristin Scott Thomas'a benziyormuş kadın:)

    YanıtlaSil
  23. Kadayıfcım,
    Valla senin yorumun da mantıklı geldi:)

    YanıtlaSil
  24. Syhn,
    Pek hüzünlü olmuş senin yorum:))

    YanıtlaSil
  25. Nurcuğum,
    Sen doğrudan ressama giydirmişsin gibi geldi:))

    YanıtlaSil
  26. Lalem,
    Ben de sefiyom seni:))

    YanıtlaSil