.

.
.

18 Aralık 2009 Cuma

SIKILDIM

Tam 6 gündür kapı dışarı çıkmadım, benim gibi bir kurtlu için hayli uzun bir süre. Daha iyiyim artık, hatta bugün bir ara çıkmayı bile düşündüm ama riske girmemeye karar verdim, belki yarın. Sevgili Nur, elma sirkesi bana çok iyi geldi, teşekkürler ediyorum, sık sık söylediğin şekilde kullanıyorum.

Evden dışarı çıkmayınca bu şehir daha bir karanlık geldi bana, gerçekten şu aralar tek niteleyici sıfat "gri". Eskiden böyle diyenlere çok kızardım, bütün çocukluğu, ilk gençliği bu şehirde geçmiş, sonrasında da sık sık gelip gitmiş biri olarak Ankara'ya özel bir sevgim vardır, belki yaşanmışlıklar bu sevgiyi arttıran ama öyle herkesin dediği gibi gri bir bozkır kenti olarak nitelemezdim. Lakin bu kış beni boğuyor, belki gribin de etkisiyle eve mahkum olmak bu duygumu arttırdı. Günlerdir pırıltılı bir güneş yüzü görmedim, arada bir soluk, cansız birkaç ışık vuruyor o kadar. Sokakta ki herşeyde bir üşümüşlük hissi var. Yapraklarını dökmüş akasyalar, karşı sıradaki ciddi yüzlü kız yurtları, egzos dumanlarını savura savura hızla gelip geçen otomobiller, dükkanlarından ara sıra kapının önüne ellerini ovuşturarak ve ağızlarından buharlar saçarak çıkan esnaflar, her sabah paltoları, atkıları, bereleri içinde, laptop çantaları omuzlarını düşürmüş, bezgin ve uykulu bir ifadeyle servis kuyruğuna girmiş öğrenciler. Herkesin yüz ifadesi mutsuz. Neşe yok sokaklarda, hareket yok, cıvıltı yok.

Bu karanlık ve gri ortamı renklendiren şey keçeler; yayıldım bütün eve resmen, koltukların, sehpaların, masanın üstü keçeler, makaslar, kağıtlar, iplikler, boncuklarla dolu. Kaç dikiş iğnesi kaybettim bilmiyorum. Bu bende değişmeyen bir özellik, birşey dikmeye karar verip de dikiş iğnesi kaybetmeden bitirdiğim görülmemiştir, Allahtan şimdiye kadar bir vukuat olmadı, kimsenin biryerine batırmayı beceremedim henüz. Bir heves dikiyorum, yapıştırıyorum, kesiyorum. Bıkana ya da ellerim uyuşup pes dedirtene kadar devam edeceğim bakalım. Arada bir çay-kahve molası verip birkaç sayfa kitap okuyorum, sonra yine lingo lingo keçeler...

Daha neşeli bir yazı yazmak isterdim ama dışarı çıkmadan beceremeyeceğim, ruhum daraldı çünkü evde kapanmaktan. Siz en iyisi yeni ürünlere bakarken ben de keçelerime döneyim...

12 yorum:

  1. OLSUN OLSUN :)))
    BU SIKINTIN BİZİ NEŞELENDİRDİ :)))
    BAK NELERE KEYİFLE BAKIYORUZ.
    HADİ AZCIK DAHA SABR..
    ÇOK ŞÜKÜR TEKNOLOJ EL ALTINDA.

    YanıtlaSil
  2. Nurşen ben bayıldım bunlara face te kaktüs te vardı aman aman ne kadar güzeller yahu..seni anlıyorum ben de kurtluyumdur..ihi ihi..

    YanıtlaSil
  3. ben bu keçe olayına bayılıyorum.ya bu güzellikleri nasıl yapıyorsunuz...maşallah...emeğinize sağlık.sevgiler

    YanıtlaSil
  4. senin yerindse olsam hemen kendimi sokaklara atar
    kendime gelirdim
    soğuk rüzgarın yüzüme vuruşunu ve soğuğu içime çekerdim
    antalyadan sevgiler

    YanıtlaSil
  5. Eve kapanıp kalınca benim ruh halimi de anlamışsındır umarım Leylak' cım. Ara sıra komiklikler zırvalamam da tırlattığımdan belki. İkinci kışa döndüm evde ve genellikle yalnızım.
    Bu keçe işi çok güzel. Renklerle uğraşmak gerçekten çok zevkli. Resimdekiler de çok hoş. Ellerine sağlık...

    YanıtlaSil
  6. Gri ki ne gri.Sizden sonra bir kez çıktım.Bahçelievler 7. caddeye işim düştü.Kaldırımlar yenileniyor.Paçalarım senelerden sonra ilk kez çamur gördü.Kızım geldi.Çıkarız artık mecburen.Size evde oturmak yaramış.Keçelerle de gönlümüzü şenlendiriyorsunuz.Sevindim iyileşmiş olmanıza.Bir daha hastalık uğramaz inşallah.Sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. ayyyy yetiştim ben geldim sıkılma. Bu gün burada griydi. O keçelerle insan sıkılırmı hi. Haftaya nebde bir tahtakale yapıp keçe şenliğine başlayacağım. Yalnız sen sıvı dilikon demiştin, ben silikon tabancası kullanıyorum. Dediğin daha değişik bir şey mi???. Okeyde berbattım bu gün :((((

    YanıtlaSil
  8. Evden çıkmayınca ben daralıyorum Allahtan çalışıyorum da mecburen çıkıyorum ama yaptıkların harika olmuş ellerine sağlık
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  9. Leylak'cığım,
    Çocukken,çitlediğim çekirdekleri ağzımda biriktirir,bir kerede dolu dolu yerdim.Bugün yazılarını okumak da o zevki verdi bana.Bir süredir yoktum.
    Grip de, bizler gibi sevdi seni besbelli gitmek bilmiyor.Fazla yüz verip şımartma.Yılbaşına kadar koy bohçasını kapıya çekip gitsin.
    Asu'yla yolladığın mesaj için teşekkür ederim.
    Sağlıcakla kal.

    YanıtlaSil
  10. Sevgili Leylak,
    umarim bir an önce gecer rahatsizligin. Ama ben bu kadar üretken hasta görmemistim dogrusu:)
    Günes yüzü görmeden gri tonlarin hakim oldugu bir yerde yasamanin zorlugunu iyi bilenlerdenim. Bizim burda da günese,özellikle, kisin haftalarca hasret kaliyoruz.
    En kisa zamanda hem sen hem Ankara günesine kavusur insallah

    YanıtlaSil
  11. Evde oturmaktan sıkılmakta haklısın ama keçelerle ne güzel şeyler üretmişsin böylece. Ellerine sağlık

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  12. Önce yazılan postlara yorum yapmak hiç sevdiğim bir şey değil Leylak'cım ama bazen mecbur olunuyor. Bir de şu tel. yazısını arada kaçırmışım, üzüldüm öyle güzel bir yazı kaçar mı? diye. Gece gece güldüm durdum. Sirkenin iyi gelmesine de sevindim. Benim işime çok yarar belki inandığım için olsa gerek, hem bir de işte bildiğimiz bir şey faydası olur zararı olmaz düşüncesi. Ben yüz temizleyicisi olarak da kullanırım, cilteki lekelere de çok iyi geliyor.
    İstanbul'da aynı kasvetli durumda. Ben de içimdeki kasvet İstanbul'un yüzüne vuruyor sanıyordum. Ankara'nın kasveti buralara kadar geldi zaten. Çok can sıkıcı olaylar yaşanıyor, yansımaması olanaksız.
    Sevgiler canım...

    YanıtlaSil