.

.
.

29 Eylül 2009 Salı

BOZA-SANDVİÇ, EBRU SERGİSİ, BLOGGER DOSTLAR

Eveet, bugün kendimi diğer günlere göre daha iyi hissederek kalktım yataktan, umarım iyileşmekteyimdir. Gerçi hala öksürüğü atamadım ama en azından halsizliğim geçti. O nedenle planladığım sergiye gitmek üzere hazırlanmaya başladım. Emekli olduğumdan bu yana pantolon forma giysim haline dönüşmüştü. Birkaç kez etek giydim giymesine de yaz olduğu için çorap gerekmemişti. Bugün etek giyme kararı aldım ve çorap giymek de icap etti mevsim şartları nedeniyle. Çekmecemdeki bütün külotlu çoraplar beklemekten yatıklaştığı için elime aldığım yırtıldı. O nedenle en son aldığım paketi açtım. Çorapla ilgili bütün bildiklerimi de unuttuğum için açtığım çorabın rengi kötü, dokusu kalın çıktı. Ayrıca kendime haksızlık ederek neredeyse battal beden bir çorap almışım, boynuma kadar uzadı gitti. Zaten giymek başlıbaşına bir problem yarattı, bir kere eğilmek dert, omuzumdaki yırtık kas parmak ucuma ulaşmakta zorluk çıkardı, güç bela giymeyi başardığımda ne çare ki dönük oldu, çıkarıp yeniden giymeye çalışırken bilekliğimin kancasına takılıp teli kaçtı (Allahtan görünmeyen bir yerdeydi kaçık). Sonunda giymeyi başardığımda o kadar yorulmuştum ki neredeyse sokağa çıkmaktan cayacaktım. "Yaşasın pantolon, kahrolsun etek, külotlu çoraba ölüm" diyerek ayrıldım evden, ilk gördüğüm dolmuşa atlayıp güneş alan bir koltuğa kuruldum. Amanın güneşin sıcaklığı bir hoşuma gitti sormayın, mayıştım kaldım cam kenarında. Neredeyse uyuyup şoförle birlikte ring yapacaktım. Baktım vakit sergi için erken, Antalya'ya gitmeden bir Ulus Akman nostaljisi yapayım dedim.

Tabii Ulus'taki sandalyeler de değişmiş, aynı sakillikte, 70'li yılların gözlükleri gibi şeffaf, turuncu pleksiglastan. Ama başka değişen birşey yok şükür. Üzerinde el yazısıyla "Akman Pastanesi" kazılı eski metal tabaklar bile halen kullanımda. Sümerbank tezgahtarları yavaşlığındaki garsonlar hala aynı bordo papyonları takıyorlar ve hala masaların başında dikilip çaktırmadan müşterilerin konuşmalarına kulak kabartıyorlar. Çirkin sandalyeli masalardan birine yerleşip spesyalim boza-sosisli sandviç ikilisini yukarda birinin fotoğrafını gördüğünüz, yine bir Akman klasiği havuzdaki güvercinleri izleyerek götürdüm. Sonra da sergiyi gezmek ve sevgili blogger arkadaşlarım Nalan Hanım ve Gülen'le buluşmak için Vakıf Eserleri Müzesi'ne doğru yola koyuldum.

Ebru sanatçısı Hülya İlter'in eserlerinden oluşan bu sergiden Nalan Hanım sayesinde haberdar oldum. Böylece bir taşla iki hatta üç kuş vurarak hem sergideki birbirinden güzel ebruları görmüş, hem de Nalan Hanım ve Gülen ile tanışıp sanal arkadaşlığımızı gerçeğe dönüştürmüş oldum.


Aslında tanıştım lafı yanlış, biz zaten tanışıyormuşuz. Her ikisiyle de bir gün önce berabermişiz gibiydik, ne bir yabancılık, ne tutukluk, ne de ne konuşacağız endişesi. Bir başladık sohbete, sergiyi zor dolaştık, attık kendimizi Müze'nin kafesine, muhabbete devam.


Bizim sohbet çok güzeldi ama sohbete fon teşkil eden ebrular da muhteşemdi. Özellikle gül desenli ebrulara hayran kaldım. Son derece usta işi ve zevkli eserlerdi sergilenenler.


Ebruların yaratıcısı Hülya İlter Hanım'ın mail adresini aşağıda bulabilirsiniz. Kurs ve özel ders verdiğini söyledi ilgilenen olursa. Ayrıca Ankara'lı blogger arkadaşlar sergiyi izlemek isterseniz 10 Ekim'e kadar Vakıf Eserleri Müzesi'nde devam ediyor.
Hülya İlter
www.ebruevi.net
ebruevi@ebruevi.net

Evet sevgili arkadaşlarım. Ben bu güzelim sergiyi gezip, arkadaşlarımla da buluşunca kendimi çok daha iyi hissettim. Öksürüğüm azaldı, gerçi bunda akşamdan beri tazesini, kurusunu, tozunu yiyip durduğum zencefilin etkisini de yabana atmamak gerek. Hele tazesi, bir kadeh konyak dikmiş kadar oldum Allah sizi inandırsın. Cayır cayır yakıp gitti mideme kadar.

Hepinize dostlarınızla birlikte geçecek güzel günler diliyor ve yeni başlayan "Kapalıçarşı" dizisini izlemeye gidiyorum. Sevgiyle kalın...

13 yorum:

  1. Yazdığın posta bakılınca eni konu iyileştiğin beni güldüren esprilerinden,geçirdiğin dinamik günden belli oluyor Leylak'cım. Allah nazarlardan saklasın. Hem güzel bir sergi, hem hoş bir buluşma.
    Böyle güzel günlerin bol olsun arkadaşım.
    İyi geceler.
    Ve evet yaşasın pantalon, kahrolsun etek.

    YanıtlaSil
  2. :) Leylakdalı'm; Akman'ı neden bizsiz rahatsız ettin :( Birlikte o papyonların icabına baksaydık kötü mü olurdu :P Çok esprili, yaramaz bir çocuk gibi, hoş ve güzeldin.
    Çorap rengi ve inceliği iyiydi, neyi vardıki dedikodusunu yapmaktasın çorabın?
    Seni daha çok seven Gülen :)

    YanıtlaSil
  3. Evet Asumancım hep bir ağızdan bir kere daha:
    YAŞASIN PANTALON, KAHROLSUN ETEK:))
    Sana da iyi geceler canım...

    Gülencim, erken çıkmışım evden, dolmuştan inmeden Akman'a devam ettim. Senle de gideriz canım, alacağın olsun bir Akman. Ay çok şımardım söylediklerinden:P
    Çorap beni çok yordu, sevmedimmm:(
    Öptüm canım

    YanıtlaSil
  4. çok güzel şeylermiş ayrıca kıskanıyorum şu buluşanları ben:))

    YanıtlaSil
  5. çok hoş çok güzller...sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  6. ne kadar keyifli hepsi de, boza, sergi, dostlarla buluşma ve de sanvich:)))

    o çorap faslı, her kadının korkulu rüyası. Her yıl toptan alıyorum mecburen, malum ev de üç kişiyiz kullanan. Biz daha bozaya başlamadık. Niyeyse havalar tam soğumadan içmem bir de kar yağarsa süper olur. Ankara da da sokakda boza satılıyormu?? gece yarılarında.)

    YanıtlaSil
  7. Ne çok güldüm Nurişş.İş yerinde çok komik oluyor bu durumlar.Bilgisayarın ekranına gömülerek kah kah gülmek :D
    Şu naylon çoraplar gerçekten bir ölüm,giydikten sonrası da bir felaket.Kayıyor çekiyorsun,kayıyor çekiyorsun...
    Artık sprey şeklinde çoraplar çıktı.Sıkınca bacakta çorap görüntüsü veriyormuş.Onları mı denesek :D

    YanıtlaSil
  8. Bunca hastalığın üstüne gerçekten çok güzel geçmiş gününüz Allah içinize sindirsin. Yazdıklarınızla ende o pastanede oturdum, sergiyi gezdim sanki.
    Kapalıçarşı dizisini bende izledim güzelmiş ama nejat İşler daha güzeldi ;)
    not: yaaa İzmir'li bloggerler yokmu yaa.
    Bizde buluşup muhabbetin belini kırıverelim yaaa.

    YanıtlaSil
  9. Ben de sizinle sergi gezmek istiyorum ama.. :)

    YanıtlaSil
  10. Canım ne güzel eğlenmişsiniz, sefanız olsun ve bu buluşmaya telefonla bende dahil oldum:)Bir dahaki sefere hep beraber olmayı diliyorum.
    Geçmiş olsun, bir türlü atlatamadın rahatsızlıklarını değil mi?

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  11. Bence sen, bir güzel hastalığın acısını çıkartmışsın Nurşen'ciğim.
    Hah şöyle; beklediğimiz "Nurşen Yazıları" nı okumaya devam, yaşasınnnn:)))
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  12. 'Senle de gideriz canım, alacağın olsun bir Akman'
    huuuu Leylak Dalımız ayıp olmuyor mu yani
    ben çatlamaz mıyım?patlamaz mıyım?
    Hem çatlarım hem patlarım yazık değil mi bana .
    Zaman bulup oturamadım pc başına ve önce döndüm yazısı için uğraşınca yazıları okumaya bile gelemedim.
    Tadı damağımda kalan güzel buluşma günümüzü böyle tatlı anlattığın için bir teşekkür de banden.
    Seninle yüzyüze gelerek tanışmaktan ötürü en az Gülen kadar mutluyum.Bana hanım demekten vazgeçmezsen bozuşacağız.
    Öpüldünüz hocammm

    YanıtlaSil
  13. Nalan ablamda da okudum az evvel kısmetse gelince seni de bizzat öperim, başarılar canlar

    YanıtlaSil