.

.
.

4 Ocak 2023 Çarşamba

ARALIK OKUMALARI / 4 OCAK

 

2022 Yılının son ayını 8 kitap ve 4 sesli kitapla kapattım. Yılın tamamında ise  Goodreads'ta belirlediğim 120+1 kitap ve 27.386 sayfa okumuşum. Bu bir başarı değil, rutinin tekrarı. Uzun zamandır yıllık okuma sayım 120'nin altına çok önemli bir durum olmamışsa düşmez, bu yıl da korudum bu sayıyı bir fazlasıyla. Sesli olanlar sayıya dahil değil haliyle. Gelelim kitaplara:

-"Saç Örgüsü" Çok kolay okunan, akıcı bir kitaptı ama edebi anlamda bana pek hitap etmedi. Kanada, İtalya ve Hindistan'da yaşayan üç kadının bir şekilde kesişen hayatlarını kurgulamış yazar. Kolayca okuyayım, kafam dağılsın diyorsanız buyrun... 

-"Cenup" yazarı Carlos Fonseca'nın daha önce okuduğum "Hayvan Müzesi" isimli kitabını çok sevdiğim için heves ve merakla aldığım bir kitaptı ama bitirince ne düşünsem karar veremedim. Bir kere zor bir metindi, çok değişik, farklı bir konuyu ele alıyordu. Fonseca'yı bu ilginç konuları bulup kurguladığı için kutlamak gerek aslında. Unutulan dillerin, kökenlerin ve farklı sanatların yedirildiği bir değişik öykü. Okuru zorlayan bir kitap...

-Hüseyin Kıyar'ı "Hisardan Ahmet" isimli ilk kitabı ile tanımış ve kitaptaki incelikli humora hayran kalmıştım. O kitapta babasını anlatan yazar "Bir Şeyim Yok Anne, Ben İyiyim"de annesinden esinlenmiş. Orta sınıf bir aile, dul bir anne, annesiyle oturan yetişkin bir oğul, mahalle, komşular, kimi zaman hayallerle karışarak anlatılmış. Yine eğlenceli, sıcak bir kitap yazmış Hüseyin Kıyar...

-"Senin Hiç Ailen Oldu mu?" hüzünlü bir kitap. June, kızının düğününün hemen öncesinde evinde çıkan bir yangınla tüm sevdiklerini kaybeder. Kitap boyunca bu yangında ölenlerle bir şekilde ilişkisi bulunanların ama en çok June'un öyküsü anlatılıyor. Sözün özü sevdiklerini kaybeden yeniden başlayabilir mi? Kitabın ana fikri bu...

-"Fotoğraftaki Tutku"ya merakla başlamıştım, zira 19. YY'ın en tanınmış kadın fotoğrafçısı ve fotoğrafçılık sanatının öncüsü Julia Margaret Cameron'un yaşamından esinlenildiği yazıyordu tanıtımında. Gel gör ki anlatımdaki yetersizlik soğuttu kitaptan beni, kısacası sevmedim...

-Libyalı bir ailenin oğlu olan Hisham Matar Kaddafi döneminde ailesiyle birlikte Kahire'ye göçmek zorunda kalır. Babası rejimin kara listesindedir ve bir süre sonra kaçırılır. Rejim karşıtları tarafından çok sevilip sayılan babası Cebelle Matar'ın bir süre hapishanede olduğunu bilirler ama sonrasında izi kaybolur. "Dönüş; Babalar, Oğullar ve Aradaki Memleket" roman tadı veren bir otobiyografi, tanınmış bir yazar olan Hisham'ın Kaddafi'nin devrilişi sonrası 22 yıl sonra ülkesine dönüşünü ve babasının izini sürüşünü anlatıyor. Dokunaklı ama inatçı bir öykü, bu ay okuduklarımın en iyilerinden...

-Jhumpha Lahiri "Saçında Günışığı" ile tanıyıp sevdiğim ve Türkçe'den yayınlanan diğer kitaplarını da severek okuduğum bir yazar. "Olduğum Yer"in basıldığını duyunca hemen okumamam düşünülemezdi zaten. Lakin tarz çok değişikti bu kez. Yazar yaşamını İtalya'da sürdürmeye karar vermiş ve yeni ülkesine uyum çabalarını gündelik yaşamından örneklerle kurgulamış. Lahiri'nin eski tarzını arayanları-ki ben de dahilim buna-biraz hayal kırıklığına uğratsa da hoş bir kitap olmuş... 

-Ve yılın son kitabı, edebi anlamda doyurucu ama o ölçüde de irkiltici bir metin olan "Hayvan Hükümranlığı" oldu.  Olaylar  iki bölümde ele alınmış, 2. Dünya Savaşı öncesi ve savaş esnasında küçük çaplı bir çiftliğe sahip olan ve birkaç hayvan besleyen bir ailenin yaşadıklarını ilk bölümde okuyoruz, daha sakin bir anlatımla. Sonra 1981'e sıçrıyoruz ve ailenin ikinci ve üçüncü kuşaklarına geçiyor, hayvan yetiştiriciliğini geliştirdiklerini görüyoruz. Yüzlerce domuzun bakımını üstleniyor ilk bölümde henüz çocuk olan Henry ve yetişkin oğulları. Kitabın adı "Hayvan Hükümranlığı" olsa da aslında insanın hayvanlara hükümranlığı sözkonusu. Yer yer tiksindirici betimlemelerle bezense de okunması gereken  bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu yılın en iyilerinden...

 


Storytel'de dinlediklerime gelecek olursak:

-Ayşegül Devecioğlu'nu ilk kitabından bu yana beğenerek takip ederim. Öykülerinden ziyade romanlarını sevsem de bir öykü kitabı olan "Arkası Mutlaka Gelir"i severek dinledim. Özge Öztürk'ün seslendirdiği öyküler oldukça çarpıcıydı. 

-Nermin Yıldırım'la tanışma kitabım "Unutma Beni Dersleri" idi ve açıkçası çok ilgimi çekmemişti. Verdiğim uzun aradan sonra "Saklı Bahçeler Haritası"nı dinleyince fikrim değişti. "Ev"i de aynı ölçüde beğeniyle dinledim, Deniz Yüce Başarır'ın seslendirmesi de çok başarılıydı. Zorunlu yol arkadaşı Ogo ile "Camino Santiago" yürüyüşü yapan kahramanın yol boyunca kendi iç hesaplaşmalarını adeta canlandırdı Deniz Y. Başarır...

-"Nimetşinas"ı sanırım ortaokulda iken okumuştum. Hüseyin Rahmi Gürpınar'a bayılırım. Kardeşim çok iyi seslendirildiğini söyleyince tekrar dinledim. Unuttuğumu sandığım her şe dinledikçe tek tek canlandı zihnimde. İlk birkaç sayfayı seslendiren Bülent Yıldıran'ın vefatından sonra Mehmet Atay devralmış seslendirme işlemini ve kitaba hakkını vermiş. Çok iyiydi...

-Mebuse Tekay'ın "Annem Gibi Olmadım"ı bir çeşit anneyle hesaplaşma öyküleri idi. Şebnem Soral Tamer'in seslendirdiği öykülere bayılmasam da dinlenebilir nitelikteydi...

Yeni kitaplarda buluşmak dileğiyle...

8 yorum:

  1. Çok iyi bir derleme olmuş neredeyse her türden kitap olmasını da sevdim. Hayvan Hükümdarlığını okumadım ama merak ettim bu sene ki okuyacağım yazarları belirledim ama bu kitabı araya sıkıştırabilirim. Çok güzel bir yazı olmuş aşırı bilgilendim teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim, faydalı olabildimse de mutlu olurum. Sevgiler...

      Sil
  2. Olduğum Yer'i beğendim Leylakcığım, okumama vesile olduğun için teşekkür ederim. :)
    Az önce Bilge ve annesine de yazdım, minimalist bir tarz denemiş sanki, ip uçlarını birleştirmek gerekiyor ve yine incelikli bir anlatımı var. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de beğendim esasen ama beklentimi yüksek tutmuşum sanırım, o yüzden hayal kırıklığı. Neyse kadıncağız bi yerleşsin, sağını solunu öğrensin daha kallavi bir şey yazar elbet :)))

      Sil
  3. Bu kitap bilgileri için teşekkür ederim, keyifli okumalarınız olsun.

    YanıtlaSil
  4. Böyle yıl sonu manifestolarını çok seviyorum. Derli toplu bir özet görmek, o yılın mini kaydı gibi blogda tutmak çok güzel. Bu yıl fazla kitap okuyamadım ama 2023 'ten çok ümitliyim. Nermin Yıldırım'ı hala okumadım, bu yıl da bilmiyorum, henüz hiçbir kitabını almadım ama epey merak ediyorum. Ayşegül Devecioğlu'nun bir kitabına başlamış ama bitirmemiştim. Dili çok güzel ama hikaye sarmamıştı beni. Okuma zevkine güvendiğim bir arkadaşım hediye etmişti. Okurum yine gelecekte bir gün bitiririm diye düşünüyorum. 2023'te leylaklı sayfanızda bol kitaplar ve filmler görmek dileğiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim için de iyi oluyor, geri dönüp baktığımda unuttuklarımı hatırlıyorum, hem de okuyanlara bir fikir vermiş oluyorum. Nermin Yıldırım'ın okuduğum kitabından hiç tad almamış ve bırakmıştım. Sonra Saklı Bahçeler ve Ev'i Storytel'de dinledim ve çok beğendim. Son kitabı da okunmayı bekliyor. Ayşegül Devecioğlu'nun romanları gerçekten iyidir, öykülerinden ben de çok fazla tat alamadım ama Storytel'de dinlediklerim güzeldi. Güzel dileklerinin hepimiz için gerçek olması dileğiyle Panama'ya sevgiler...

      Sil