.

.
.

13 Haziran 2022 Pazartesi

ELLER, ELLER ELLER / 13 HAZİRAN

Geçen hafta Başkent Kültür Yolu Festivali nedeniyle etkinlik peşinde koşmak güzeldi de keşke yol, su, elektrik-pardon bel tutulması-olarak geri dönmeseydi. Bu aralar kendini Antalya sanan yağmurlu, nemli, bunaltıcı Ankara havasında ter içinde kalıp CSO'nun klimalarına muhatap olunca marulun dikeni eline batan narin bünyem etkileniverdi, nohut üstünde prensesim ne de olsa 😋 O günden bu yana bel ağrısı çekiyorum, bugün görece hafifledi ama her an atak yapar korkusundayım. Ertesi gün ağrıyan belimi tuta tuta kız kardeşle son zamanlarda iyice kendini hatırlatan Carpal Tunnel Sendrom'um için EMG çektirmeye gittik hastaneye. Sonuç tahmin ettiğim gibi, sol elde daha yoğun olmak üzere ağır CTS. Doktor baktı ve "Bu ameliyatlık hale gelmiş" dedi. "Almayım" dedim, "her yıl aynı zamanlarda anestezi ve bisturi bünyeye biraz fazla gelecek". "O zaman fizik tedavi yazıyorum" dedi. "Eh ona itiraz etmeyeceğim, sonuçta gerçek anlamıyla el mahkum". İşlemleri halledip hafta başı başlamak üzere ayrıldık hastaneden. Yeni fizik tedavimin şerefine kız kardeşle yemek yiyip kahve içtik, bir arkadaşla kısa bir görüşme yaptık, sonra evlere dağıldık. 

Cumartesi günü çocuklar gelecekti, nitekim geldiler, iyi ki zamanında geldiler, zira 10-15 dakika sonra o malum yağış başladı. Bizim caddenin adetidir, bu eve taşındığımız günden beri biraz yağsa sel olur akar. Son zamanlarda alt yapı çalışmaları sayesinde biraz azalmıştı suyun debisi ama Cumartesi günkü bir afetti. Ortalık gece gibi oluverdi, yağmur kütleler halinde savruluyor, rüzgar camları zangırdatıyordu. Ankara alenen Antalya'ya özenmişti. Sonra sel başladı ama ne sel. Uzun zamandır böylesini görmemiştik. 


Fotoğraf olayın vahametini yeterince vermiyor aslında. Evin altındaki dükkanlara su doldu, saatlerce temizleyip çamur attılar içeriden, fotoğraftaki taksi stop etti, bir süre karşıdaki tamircide bekledi gereken yapıldı. Bizim arkadaki garaja girerek selden kurtulmaya çalışan iki-üç aracın bazı alt parçaları yerinden çıkıp sulara kapıldı. Hasılı çok kötüydü. Elimizden bir şey gelmeden balkondan izledik. çocukların zamanında gelmesine şükrettik. Ne yazık ki can kaybı da var, Ayrancı civarında koca ağaçlar kökünden sökülmüş, araçlar, evler hasar görmüş. Bebekken çok büyük bir sel felaketinden kurtulmuş biri olarak su taşkınlarından çok etkileniyorum. Umarım bu sondur, diyorum ama kendim de inanmıyorum 😞

Bulutlu, sevimsiz bir pazar gününü bel ağrısı eşliğinde sevgili Nurhan Suerdem'in yeni kitabındaki öyküleri okuyarak geçirdim: "Duyuyor musun?". Duymamak mümkün değildi zaten, harika öyküler yazmış yine Nurhan, okumanızı tavsiye ederim, yolu açık, okuru bol olsun dilerim. 

Ve bugün, fizik tedavi seansımın ilkine gitmek üzere yola koyuldum. Hava sabahtan nanemolla idi, kapalı, sevimsiz, yağdı yağacak. Geldiğimin ikinci gününde yağmura yakalanıp Metro çarşıdan aldığım şeffaf beyaz şemsiyem eşliğinde sağa sola bakınarak yürüdüm. Meraklı biriyim ben, çevremi dikizlemekten aşırı zevk alırım. Önüme çıkan arabadaki kahkahayla gülen çiftin niye güldüklerini merak ettim mesela. Az ötedeki otelden çıkan sakallı adamın otelde kalış sebebini merak ettim. Eskiden çok iyi bir pastaneyken kahvehaneye çevrilen erkek yığılı mekandaki adamın niye herkes içeri doluşmuşken dışarı attığı sandalyede oturduğunu merak ettim. Manavın önündeki daracık kaldırımda yayılarak telefonla konuşan ve insanları yola inmek zorunda bırakan adamın nasıl bir hanzo olduğunu merak ettim. Hasılı merak ede ede ulaştım hastaneye. İşlemleri yaptırıp benimle ilgilenecek fizyoterapisti buldum. Lisedeyken fizik derslerinden nefret etmemin intikamını ilahlar bir yılda üçüncü fizik tedaviyle alıyor diye düşündüm. Fizik mi fizik işte, ister ders, ister tedavi 😊Matematiği de hiç sevmezdim, iyi ki onun tedavisi yok 😃 

Ellerime dört çeşit tedavi uygulanıyor. Beni küçük bir masanın yanındaki sandalyeye oturttular. Önce bileklerime laser uygulandı. Sonra akım verildi 20 dakika kadar her iki elime de. Ardından bir alta, bir üste konan mumlu sıcak pedlerle oturdum bir süre, oh ısındım da ısındım. Sonra ellerimi yıkatıp parafine buladılar. Birer naylon torba geçirip havluyla sardılar, resmen abandone oldum. Deli gömleği giymiş gibi 😂 Güya yanıma kitap almıştım, nasıl okuyacaksın, el kol bağlı. Ancak yanında piyanistlerin nota kağıdını çevirenler gibi biri olacak ki ben sayfayı okuyup bitirince "çevir çucuğum" diyeyim 😃 Bu durum çok sıkıcı, bir saat kalıp gibi nasıl oturacağım bilmiyorum. İşlem yapılırken yanımıza gelen bir kadın bu işlemin niye yapıldığını sordu, açıkladık. Sonra fizyoterapist, kadına maske takmasını, kendini korumasını söyledi ama kendi burnu açıktı, bu nasıl iştir bilemedim 😃 Herkes gevşemiş, egzersiz odasındaki görevliler de, hastaların bir kısmı da hep maskesizdi. Umarım en seyrek dönemde covid kapmadan bitiririm şu işi 😃

Bir saat sonra tedavi bitti, bir süre elimi yıkamamam söylendi, piki dedim çıktım hastaneden. Bazı işleri halletmek için Kızılay'a yollandım ki aklıma geldi, şemsiyemi hastanede unuttuğum. Havada yağmur kokusu olmasa ertesi gün alırım diyeceğim ama ıslanma riski de var, geri döndüm, şemsiyemi alıp aynı yolu yürüdüm; para çektim, bir arkadaşa uğradım, bir-iki mağazaya girdim, Dost Kitabevi'nin hatırı kalmasın diye netten daha indirimli alabileceğim 2 kitap alıp kasadaki ahbap kızla iki sohbet ettim. Ardından evin yoluna vurdum. Yüksel Caddesi'ndeki ıhlamurlar salkım salkım açmış, kokularını içime çekerek yürüdüm. Yağmura yakalanmadan eve ulaştım.

Bugün de böyle geçti dostlar, bir süre Mesut Bahtiyar'dan, pardon Fizik Tedavi'den şarkılar dinleyeceksiniz 😀

14 yorum:

  1. Öyle güzel anlatıyorsunuz ki gülmek geliyor içimden delice ama bir yandan da ayıp olur gülersem ikilemi yaşıyorum :D Nasıl yapsam bilemiyorum :p Çok çok geçmiş olsun! Bir an önce ağrı sızıdan kurtulmanızı dilerim <3 <3 <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa gülün valla, niye ayıp olsun ki, gülünecek şeyler zaten. Hayat, vaziyet, ülke bu aralar yeterince tatsız zaten, buralarda bari gülelim. Güzel dileklerinize teşekkürler, çok sevgiler...

      Sil
  2. Geçmiş olsun Leylakcığım, tez zamanda şifa olsun, umarım rahat edeceksin. :)
    Ayrıca şiddetli yağmur nedeniyle oluşan sel için de geçmişler olsun, o önünde durulmaz su kuvvetine maruz kalmak çok zor. :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Ekmekçim, umuyorum. Çok teşekkürler berbat bir olaydı ama şu anda yine dehşet bir yağmur var dışarda, Ankara'da bu sene gök delindi resmen...

      Sil
  3. fizik iyidir, tedavisi de iyi gelecektir eminim :) şaka bir yana, geçmiş olsun öğretmenim, şifa olsun. aslında size bir zihni sinir procesi lazım ebnce, şöyle kafadya takılan bir şapkadan çıkan ellerin bir mekanizma ile sayfaları çevirebildiği :) ben bunu biraz düşüneyim en iyisi :)
    cumartesi günü yağan yapmur değildi valla, bir afetti yaşanan...allah bir daha göstermesin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım Şulecim, tam iyi gelmese de kısmen iyiliğe bile razıyım. Bugün podcast dinlemeye başladım telefondan, biraz vakit geçti. Aynı yağmurun biraz hafifinden şu anda yine başladı...

      Sil
  4. Yemin ederim hastalığı senin gibi güzel yazan kimseyi tanımadım! Bu da bir tür patavatsızlık oldu kabulüm :) Ama hemen ardından çooook geçmişler olsun’umu da eklerim ki!
    Yağış ve sel doğal afet değil Türkiye’de, o nedenle sadece üzülmüyorum çok sinirleniyorum da.. Çok!
    Madem bu fizik tedavi bir süreç acaba sesli kitap ya da podcast dinlemek nasıl olur ki? ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yapayım C'cim, bezdim bıktım, bari dalgaya vurayım :)) Patavatsızlık falan değil, doğru diyorsun :) Geçmez geçmesine de biraz rahatlasam ona da razıyım, bir aydır sol el orta parmak uyuşuk, o açılsa şükredeceğim. Bugün dediğin gibi podcast dinledim ama arada kesildi o da, niye bilmem. Neyse alıştıracağız. Yine dışarda sel suya karıştı şu anda, Ankara coştu, taşıyor...

      Sil
  5. Hastalığı bile çok sevimli anlatıyorsunuz.Çok geçmiş olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ciddiye alınca gitmiyor, o yüzden biraz dalga geçmeli :)))

      Sil
  6. çok geçmiş olsun leylakdalım, peki bu karpalsendromu olmasın diye ne yapabiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım. Valla eli fazla yormamak, ağır taşımamak (dr bana inek sağma demişti, yemin ederim :))) falan gerekiyor ama bunlar kadınlara göre tedbirler değil malum. Öğretmenlerde de biraz fazla görülüyormuş ne yazık ki, şimdiye kadar belirti verirdi ama çok pis bir uyuşma, özellikle geceleri...

      Sil
  7. Çok geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum.

    YanıtlaSil