.

.
.

28 Kasım 2016 Pazartesi

HAFTA SONU RAPORU


Geçen hafta hayli atraksiyonlu geçti. Öğretmenler Günü kutlamaları, tiyatro, opera derken pazartesiyi buluverdik bile yine. Cumartesi günü tiyatroya gitmek için otobüs durağına ulaştığımda durağın yan duvarında kocaman bir reklam panosu çarptı gözüme, çarpmayacak gibi değildi zaten. Cankurtaran simidi dolgunluğundaki dudaklarını fettan bir ifadeyle büzüp ileriye doğru uzatarak deniz yatağı boyutuna getirmiş sarışın taze bir kozmetik mağazasındaki yüzde 50'lik indirime davet ediyordu biz bağyanları. Nitekim tiyatro çıkışı önünden geçtiğimiz aynı mağazada bağyanlar birbirini çiğneyerek alışveriş ediyordu, içeriye girebilmek bile kısmet işiydi :) Otobüs bir türlü gelmek bilmeyince başka reklam panolarını da inceleyerek oyalandım ama artık gözlerimde mi bir problem vardı, beynimde mi bilemedim. Rulo haline getirilmiş polar battaniyeyi kokoreç sandım önce. Sonra "Maylo"yu "mayo" okudum ve fiyatına şaştım, yanındaki bulaşık deterjanının da 4200 yıkama yaptığını görünce gözlerim yuvalarından uğradı. 4200'ün yıkama sayısı değil gramaj olduğunu idrak edince gözlerimi yuvalarına geri oturttum, daha fazla şapşallaşmama fırsat kalmadan neyse ki otobüs geldi, binip kurtuldum reklam aldatmacalarından. 

Antalya Belediye Tiyatrosu'na yıllardır uğramamıştım, eş-dosttan güzel oyunlar sahneye koyduklarını duyuyor, oradan yetişme Muhammed Uzuner, Müfit Kayacan ve Mehmet Özgür'ün başarılarını gördükçe de neden hala izlemediğimi kendi kendime soruyordum. Esasında problem gündüz matinelerinin olmamasıydı, gece tiyatroya gitmek biraz sıkıntılı oluyor benim açımdan. Bu yıl isimlerine "Şehir" sözcüğünü de ekleyerek cumartesi matinelerine başlamışlar ki buna çok sevindim. Bir dizi bilet aldım, zamanı geldikçe izliyorum. Evvelki hafta "Oyun İçinde Oyun" isimli eğlenceli bir komedi, bu hafta sonu da "Geç Kalanlar" isimli bir dram izledim. "Geç Kalanlar"ı birkaç yıl önce Ankara'da Küçük Tiyatro'da seyretmiştim, bu seferki yorumu daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. 


Tiyatro çıkışı kahve içmek için yeni açılan ve şehrin benim açımdan çok ihtiyacı olan bir kitap cafeye gittik: Octopus Kitap Cafe. Bayıldım, bir yanda kitaplar, bir yanda kahve, çay, tatlılar, pastalar. Oh, ye, iç oku 😀 Sanırım sürekli mekanım olacak. 


Gezmelere doyamamış olacağım ki akşam için de programım vardı, Opera sahnesinde "Saraydan Kız Kaçırma" operasının prömiyerini izledik. Çok renkli, eğlenceli bir gösterimdi. Operamıza laf yok zaten, hem bale, hem opera, hem de konser alanında rakip tanımıyorum. 





Fotoğraflar: Buradan

Bunca etkinliğin üstüne pazar günü yerimen kalkacak halim kalmamıştı doğal olarak, çok kesin bir dönüşümle domestik moduna geçtim 😀 Uzun zamandır canım lahana sarması istiyordu, hafta içi pazardan alınan lahana da sepetin içinden "beni ne zaman saracaksın?" der gibi bakıyordu. Kolları sıvadım, içini hazırladım, lahana yapraklarını haşladım, "This Is Us" isimli diziyi açtım ve malzemelerimle karşısına yerleştim. 


Onlar doğum sancıları çeker, zayıflamaya çalışır, iş sıkıntıları yaşar, kendilerini terkeden babanın peşinde koşarken ben de başladım sarmaya. Maalesef lahana sarmalık değil turşuluk çıktı, sert, damarlı, kalın. Hayatımın en şekilsiz sarmalarını yaparak küçük bir tencereyi doldurdum. Lakin iç arttı, gittim yaprak ayarladım, bir küçük tencere de yaprak sarıverdim, o arada 2 bölümü de izlemiş bitirmiştim. Tencereleri ateşe koydum, artan lahanaları turşu yaptım. Buzluğa atmak için yeşil mercimek, çorba yapmak için kırmızı mercimek haşladım ve tüm bu eylemlerin sonunda kendim haşlanmış kadar yoruldum. Ben pambık piremses, uyuyan gözel, Rapunzel iken ne diye Külkedisi moduna geçtim zaten yahu 😀 Geçirenler utansın der ve giderim. Bugün yemek falan yapmayacağım, dünkü uğraşılarımın semeresini yiyeceğim, elime kitabımı alıp kıvrılayım bir köşeye. Meteoroloji sağanak dediydi ama dışarıda güneş var. Hoş Antalya havası bu, ne edeceği belli olmaz. Bir bakarsın indiriverir, yağsın yağmur çisil çisil, ben okurum usul usul. Haydi eyvallah...

3 yorum:

  1. Diziyi merak ettim.
    Lahana sarması en beceremediklerimden. Nedense o sarmalık lahanayı bir türlü tutturamıyorum.

    YanıtlaSil
  2. yağsın yağmur çisil çisil, ben okurum usul usul :)
    domestik mod da lazım ama mayada olmayınca tutmuyor sanki ehehe :P

    YanıtlaSil
  3. Benim lahana sarması için ayrı motive olmam lazım:) Tebrik ediyorum sizi.

    YanıtlaSil