.

.
.

25 Şubat 2013 Pazartesi

OSCAR'CI GELDİ HAAANİİİİM!..

Dikkat: Uzun bir yazıdır, bol fotoğraf içerir, sabrınız yoksa başlamayın, küsmem valla:)
Fotoğraflar. Buradan
Efendim ömrümden bir geceyi daha sizlere daha iyi bilgiler sunabilmek amacıyla uykusuz geçirmiş bulunmaktayım. Kendim için birşey istiyorsam namerdim. Bu defa dersime çalışmıştım; "Master" dışında tüm filmleri izlemiş, sular seller gibi ezberlemiş, bütün alıştırmaları çözmüş ve hatta özet çıkartmıştım. Ödevimi yapmanın haklı gururuyla hazırlandım törene katılmak için. Geçen yıldan farklı olarak kostümüm biraz renkli olsun istedim ve siyah yerine bordo eşofmanlarımı (laf aramızda eşofman da değil pijama ama "höt kötür" tabii ki) kuşanıp ayağıma başparmağında minik bir delik olan siyah terliklerimi geçirdim. Delik olmasını özellikle tercih ettim, ee Oscar törenine gidiyoruz,  biraz sofistike şeyler giymek lazım. Saçlarımı doğal halinde bıraktım, her ihtimale karşı anneannemden kalma yün şalımı yanıma aldım, üşürsem belime falan sararım diye. Neme lazım, iki ucu açık bir yer kırmızı halı dedikleri, cereyan falan yapar, Oscar uğruna böbrekten olmayalım. Termosa kahve, sefertasına da akşamdan kalma tarhana çorbasını doldurunca hazırdım. İstikamet Hollywood Bulvarı. Halıya ayak bastığım anda başıma üşüşen gazetecileri elimle şöyle bir itekleyip "Biz buraya seyredilmeye değil seyretmeye geldik" dedim, özellikle çoğul kullandım ki ne kadar önemli bir şahsiyet olduğumu anlasınlar. Derken ufukta "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" adaylarından Amy Adams göründü:


Gelinlikle yatak örtüsü arasındaki tuvaletinin tavus kuşuna benzeyen kuyruğunu güç bela sürükleyerek geldi, omzuma vurup "Na'ber" dedi, yüz vermedim. Ben kankam Helen Hunt'u bekliyordum ki çok geçmedi göründü. 


Yaşından beklenmeyen güzellikteki vücuduna lacivert bir tuvalet giymiş kapıdan girdi ve görür görmez yanıma geldi. Herkes kıyafetiyle hafiften alay ettiyse de ben içinde ne olduğunu da "Sessions" filmi sayesinde gayet iyi bildiğim kostümü yakıştırdım doğrusu kankama.

Gözler çok konuşulan Anne Hathaway'ı arıyordu ki arz-ı endam etti. Beyaz saten kıyafetiyle ispermeçet mumuyla Audrey Hepburn arası bir görünümdeydi:


Şirindi, şekerdi, zarifti, üstelik kızçeme benziyordu; dayanamadım "Bizimlasın" diye bağırdım. Zaten Akademi üyeleri de gecenin sonunda "Bizimlasın" dediler.


Gözüme çarpan kırmızı tavus kuşunun kim olduğunu miyop gözlerim yüzünden seçemedim, gözlüğümü takıp bakınca eski dost Sally Field olduğunu gördüm. Gördüm görmesine de "Apla, niye kırmızı" dedim açıkcası. 

 

Herkesin sabırsızlıkla beklediği Jennifer Lawrance karnabahar kılığında halıya adım atınca bir alkıştır koptu, millet düştü bayıldı ama ben kostümü değil içindekini alayım dedim. Akademi ise her ikisini de aldı, kabul etti ama yavrucağa nazar değdi. Karnabahar kostümüyle merdiven çıkarken düşüverdi garibim, kıyamam...


Şirinler şirini Quvenzhane kızımızı beledikleri sakıs mavisi Armani Junior kostümle minyatür assoliste benzetmişlerdi. Ne gerek var bunca uğraşmaya, al Çıkrıkçılar yokuşundaki gelinlikçilerden bir küçük gelinlik, giydir üstüne, daha çok çocuğa benzesin, müsrüflük...


Judy Abbott kardeşimizin vazgeçilmezi Nicole yengemiz közlenmiş patlıcan kabuğundan yaptırdığı giysisiyle Hünkar beğendi olup Hürrem'in yerine geçmeyi planlıyordu ama yavaşca kulağına "Hürrem'le aşık atmaya kalkma sonun kötü olur" dedim.


Gözüm içeri giren kırmızılıya takılınca "Yaşasın Semra kaynana gelmiş, hemen yanına gideyim, ne kaynatırız ama" diye düşünürken hangi rolüyle, ne akla hizmet "Yardımcı Kadın Oyuncu" adayı olduğunu düşündüğüm Jackie Weawer olduğunu farkettim. 


Aday olduğu "Zero Dark Thirty"den ölesiye sıkılıp kendisini normal şartlarda beğendiğim Jessica Chastain ise müthiş bir saç-giysi uyumu sergiliyordu. Karamelden yapılmış bir heykel gibiydi.


"Impossible" filminde Tayland'daki tsunami sonucu sular seller içinde bir kadını canlandıran Naomi Watts sular içinde debelenmekten o kadar etkilenmiş ki törene lüfer kostümünü giyerek gelmiş. Ödül dağıtımından sonra ızgaraya atılacak gibi bir hali vardı.



Bayıldığım Sandra Bullock ve muhterem Catherina Zeta-Jones altın rengi ve siyah birer tavuşkuşunu andırıyorlardı. Giderek erkeksileşse de Sandra'ya olan hayranlığım bâki, bir de kafasına o komik tokayı takmasaydı daha iyi olacaktı.


Ve bence gecenin yıldızı Charlize Theron. Kostümüyle, saçıyla, duruşuyla, güzelliğiyle "Bizimla" olmayı sonuna kadar hakediyordu. 

Kırmızı halı geçişi sona erdikten sonra bana özel ayrılan locama kurulup kahvemi yudumladım, acıktıkça tarhana çorbamı içtim, arada çiğ sarı bir giysiyle hemen yanımda oturan Jane Fonda'ya ikram ettim ama almadı kostümüne dökülür diye. Bir ara en ön sırada oturan Emmanuelle Riva teyzemin yanına gidip elini öptüm, doğum gününü kutladım ve sefertasımı içindeki çorbayla birlikte hediye etmek istedim, "Sizin tarhanalar tuzludur, tansiyonum var" diye kabul etmedi. Biraz bozuldum ama çaktırmadım. Kime ikram etsem reddetti misler gibi sarmısaklı tarhana çorbamı, yesinler o zaman kokteylde berbat açık büfe yemekleri, şeytan azapta gerek. Tören rezalet, sunucu daha rezaletti, parsayı "Argo" topladı, "Life of Pi" iyi kötü sebeplendi. Favorim "Amour" ise yabancı dilde en iyi film ödülünü kaptı neyse ki. 

Bir Oscar töreni daha burada biterken uykusuz gözlerim yanarak fedakarca yazdığım bu yazıyı sonlandırır, Allah Oscar'ın da hayırlısı versin derim sevgili izleyicilerim. Kalın sağlıcakla, ödülünüz bol olsun...

35 yorum:

  1. Püahahah valla bu yazının üzerine oscar yazısı nasıl yazabilirim ki, yazamam:) çok güldüm yafu:))) ama ben jennifer'in karnabahar elbisesini beğendim:) şirindi. Merdivenlere yapışarak da oscar tarihine geçti yazık kıza:)))

    YanıtlaSil
  2. Cok yasa ablacim valla ne guldum yahu :))yazan ellerin dert gormeye ;)
    yalniz karnabahar, patlican, lufer derken oscar toreninden cok carsi pazara donmus oralar gibi gorunuyor :D

    YanıtlaSil
  3. A-H,
    Hollywood Bulvarı değil Balık Pazarı idi adeta anacım; sebze meyve boldu:)

    YanıtlaSil
  4. Judy,
    Haydi sen de yaz birşeyler de ben okuyup güleyim, bulursun sen benim gözümden kaçanları :)

    YanıtlaSil
  5. keyifle okuduğum bir oscar töreni yazısı , elinize ,fikrinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  6. Nurşen karnım ağrıyor gülmekten. Okurken telefon edip ne olduğunu bir türlü anlamayan arkadaşıma yazını baştan sona okudum. Hangi gazetede yazıyor diye sordu. Ömrün olsun :)

    YanıtlaSil
  7. Bu yazının üzerine daha da satır yazmam...Her bir yerde de paylaşırım...Çok güldüm çok beğendim..Daha da komiği, "anne benzincilerde de satılıyor niye bu kadar önemsiyorlar ki" diyen kaymak hanımın lafını da eklerim bu gülme silsilesine...

    YanıtlaSil
  8. Ahhh,çok eğlendim okurken. Mükemmel bir yazı olmuş. :)

    YanıtlaSil
  9. oy iyi ki izlememişim...Senden okumak daha keyifli oldu..

    lale

    YanıtlaSil
  10. Süper olmuş:)) Ama favorim Sandra ve Charlize elbette:)) Catherine de eski gözdelerimdendir ama biraz basen yapmış, kılığını sevmedim:)

    YanıtlaSil
  11. Ben de bunları merak ediyordum , ne güzel derlemiş ve yorumunla renklendirmişsin. Eline sağlık. Bence de Charlize Theron güzelmiş.

    YanıtlaSil
  12. bayıdım leylağım yorumlarına
    patlıcan ve lüfer yorumların kopardı beni
    tarhanayı bana getir ben içeyim şöyle misss
    öptüm seni

    YanıtlaSil
  13. Yaw ben uyuyup kaldım diye üzülmüştüm. Böyle eğlenerek izleyeceğimi bilseydim hiç kendimi zorlamazdım. İki Türkçesi ingilizceyle harmanlanmış kokoş kadından da hiç birşey anlaşılmıyordu.
    Bu arada bu sene Hollywood' da bitki ve hayvan kadınlar revaçta anlaşılan :)))

    YanıtlaSil
  14. leylak ablam süpersin sen ya !! :) sayende izleyemediğim oscar törenini izlemiş bulunmakta oldum :)

    YanıtlaSil
  15. 15 dakika kadar önce Atilla DORSAY'ın Oscar ödül töreniyle ilgili izlenimlerini dinledim...veeee senin anlatımının daha keyifli, daha eğlenceli ve daha objektif olduğuna karar verdim Leylak Dalı Örtmenim :)

    YanıtlaSil
  16. E yani bu kadar mı güzel anlatılır Bir Oscar töreni? Yerinden izleseydim bu keyfi almazdım vallahi, çok yaşa Leylak'cım :)

    YanıtlaSil
  17. bencede Charlize Theron'a hiç dicek!

    YanıtlaSil
  18. Elinize, hayal gücünüze, gözlerinize sağlık:) Çok keyifli bir kritik olmuş:)

    YanıtlaSil
  19. Ufff töreni unuttuğumu ve dolayısıyla kaçırdığımı senin yazının başlığını görünce anladım. Ama madem tören kötüymüş üzülmedim. Hem izlemiş kadar da oldum. En çok közlenmiş patlıcan benzetmesi güldürdü beni. Nerden aklına gelir?! Şimdi gidip sonuçlarına bakıim bari. Life of Pi'nin aldığı ödülleri merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  20. :-) süper olmuş, karnıbahar ise müthiş bir tanımlama! zaten bu kızın ya düşüyor ya da elbisesi kendini bırakıyor. golden globe'da da bir şey olmuştu buna. eline sağlık:-)

    YanıtlaSil
  21. Harikasın :) Ben ancak 2 ye kadar dayanabildim..Karamelli heykele bayıldım ve uyumak zorunda kaldım.Sayende en istediklerimi görmüş oldum.Teşekkürler örtmenim :)Sandra benim de en hayran olduğumdur.Selamlar

    YanıtlaSil
  22. Leylağım inanmazsın yorgun argın halime neşe kattın ayrıca bir de eşime okuyup ona da doping yaptım sayende, ağzına, eline sağlık:)))
    Ayrıca o kadar doğru tespitler yapmışsın ki, tamamen katılıyorum...
    Ben akşam ancak 2.30 a kadar izleyebildim, ertesi gün işim olmasaydı ben de izlemek istiyordum ama bugün tekrarı var, bakacağım inşallah:)
    Amour filmine sevindim doğrusu...
    Seneye oscar törenine birlikte gidelim de kaynatalım, ne dersin? ;))

    YanıtlaSil
  23. bir oscar toreni bu kadar guzel yazilabilirdi:) kostum yorumlarinla gazetelerin moda sayfalarini hakediyorsun kahkahada cabasi :) leylak'im canim benim

    YanıtlaSil
  24. tek kelimeyle özetlense bu yazı, lüfer derdim.... benzetmenin böylesi, muhteşemi :))) bayıldım, eline sağlık :)

    YanıtlaSil
  25. Közlenmiş patlıcan ve lüferi okuduktan sonra çok güldüm, artık hiçbir Oscar gecesi eskisi gibi olmayacak, aklıma hep sen geleceksin, çok yaşa e mi Leylak Dalı :)

    YanıtlaSil
  26. Gelecek sene bence seni de çağırmalılar.. :)) Sensiz ve senin yorumların olmazsa seyredemem ben artık :))

    YanıtlaSil
  27. ben de yazının şahlandığı yer közlenmiş patlıcan ve lüfer diyorum.... kalemine sağlık. gel anlamazlar onlar biz kaşıklayalım tarhanayı.

    YanıtlaSil
  28. Bir kere kendim bir kere eşime sesli okudum,çok eğlenceli bir yazı olmuş.Hem bilgilendik hem de keyiflendik,teşekkürler:))

    YanıtlaSil
  29. Ben seyredemedim, burnum tıkalıydı, sürekli ahlayıp ofluyordum... dün akşam tekrarına accık baktım, yine uyuyakaldım. Bir ara gözümü açtığımda Halle Berry'i gördüm. Bu ne biçim kıyafet, herhalde rüya görüyorum deyip üstünde durmadım.
    Şimdi sabah sabah ofiste okurken yazını közlenmiş patlıcanda öyle bir kahkaha atmışım ki yan odadan bir arkadaş gelip sordu, ne oluyor? diye...
    Fenomen bir yazı olmuş. Eline sağlık. Benim de favorilerim Helen Hunt ve Charlize Theron. Bir de olsaymış Demi Moore olurdu... malum gözden düştü artık.
    Ha son bir şey, kendi bloguma yazamam, BB fena ayar oluyor, dün uykulu uyanık bakarken bir ara George Clooney'i gördüm. Tam da artık yaşlandığını düşünürken o sakal nasıl yakışmıştı. Ben de ona kendi yaş geubum kadınlar adına uyurmuş gibi yaparak "Bizimlasın, bir filmde oynasan da seyretsek," dedim.

    YanıtlaSil
  30. Çok komiksin sen;)) Geceyi beraber izledik sayılır, onun için tek tek yorum yapmayayım elbiselere, bıraksan sabaha kadar konuşurum tabii;p Lüfer, semra kaynana benzetmelerine çok güldüm, ama en güzeli Riva'ya tarhana ikram edip onun geri çevirmesiydi. Kahkaha attım inan;) Bu fransızlar pek bir nanemolla, pek bir snob oluyorlar, iyi bilirim ve tarhana olayı gerçekten olsaydı eminim aynı şekilde geri çevirirdi, muhteşem bir tespitte bulunmuşsun;))
    Çok sevgiler, hâlâ gülüyorum;)

    YanıtlaSil
  31. Sevgili arkadaşlarım,
    Beğenilerinizi ifade ettiğiniz yorumlarınızla beni onurlandırdınız. Hepinize çok teşekkür ederim. Bu tarz etkinlikleri sizin için (bir kez daha tekrar edeyim, kendim için birşey istiyorsam namerdim:) izlemeye devam edeceğim. Sevgilerle efenim :)

    YanıtlaSil
  32. seni tek geçiyorum ablam :) mizahına bakış acına bayılıyorum vallahi yine harikaydı yorumların :) seni ve lale ablayı izlemek büyük bir zevk yahu sevgiler :)

    YanıtlaSil
  33. Vallahi sabahın körüne kadar oturup seyrettiğime değdi:)) Yoksa senin bu yazını nasıl anlamlandırıpta dışımdan gülüp, kocamın şaşkın bakışlarına maruz kalacaktım? Şarkı söyleyenlere birşeyler yazmamışsın. Sırf onları dinlemek için bile otururdum sabaha kadar:)

    YanıtlaSil
  34. Keşke daha uzun bir post oldsaydı ya ben gerçekten kıyafetleri çok merak ediyordum. Tam istediğim bir post olmuş :) Devam gelseydi iyidiii :)

    YanıtlaSil