.

.
.

15 Haziran 2011 Çarşamba

GELDİM ANKARA

Geldim; 15 günlük, nasıl geçtiğini anlamadığım bir Antalya seferinden sonra yine Ankara'dayım. Kural değişmedi, yine çok yoruldum, yine uykusuz kaldım ve yine sütçü beygiri modunda katettim onca yolu. Ara sıra kırpışık ve mahmur gözlerle etrafı izlemeye çalıştım ama sanki gözkapaklarımın üstüne birileri oturmuştu, çok kısa sürelerde açık tutabildim. O süre içinde gördüklerim iyiydi, hoştu, yeşildi, çiçekliydi, seyredilesiydi ama uzun sürmedi ne yazık ki, tekrar geçi geçiverdim uyku alemlerine. Lakin o mahmur halimde bile birşey dikkatimi çekti; yol kenarlarında kenar süsü gibi sık sık rastgeldiğimiz "Hatıra Ormanları". "Gökten Zembille İnenler Hatıra Ormanı", "Abdesthane Görevlileri Hatıra Ormanı", "Hüsamettin Efendi ve Şürekası Hatıra Ormanı" gibi nadide isimler taşıyan bu sözümona ormanlar nasıl ormandır bir türlü çözemedim. En az 30 yıldır gider gelirim Ankara-Antalya arasını, kocaman tabelalarla Hatıra Ormanı olarak işaretlenmiş bu alanlarda değil orman tek bir ağaç bile görmem. 30 senede ben enine büyüdüm, yaş olarak büyüdüm, belki boyum bile büyüdü ama tek bir ağaç büyümedi şu hatıra ormanlarında. Sırrını bilen varsa söylesin Allahaşkına ne iştir bu "Hatıra Ormanı" işi, gerçekten ormana dönüşmüş halini gören oldu mu bu arazi parçalarının?


Sonra Afyon taraflarında birşey daha dikkatimi çekti; anladım ki Afyon Karadeniz Bölgesinde imiş. Zira yolboyunca iki adımda bir "Akçaabat Köftecisi" vardı, bir de "Sümela Mangal Kebap". Hatta kocaman bir okun üstünde "Sümela'ya gider" yazıyordu, pek sevinmiştim hazır yola çıkmışken manastırı da göreceğiz diye ama ne yazık ki mangal kebap evi imiş:))


Öğlen vakti alışkanlık üzere İkbal'de mola verdik. Yan masamızdaki boynuna gömlek içi lacivert fular bağlamış  çakma Önder Somer kuzu haşlama  ve yanında limon istedi. Garsonun getirdiği koca bir tabak dolusu limonun tamamını haşlamasına sıktıktan sonra o turşuya dönmüş sıvıyı hörp hörp götürdü, yetmedi karısının istediği dolmaların yarısını da kendi tabağına aktardı. Ne diyeyim afiyet ola...

Kendime gelip Sivrihisar'dan sonrasını ayık geçirmemi sağlayan bu görüntüler çay içmek her zaman uğradığımız bir tesisten. Daha masaya otururken güler yüzlü sahibi bir tabak ballı gözlemeyi burnumuza dayar, ne kadar itiraz etsek de yememiz için zorlar ve para da almaz. Bugün nasılsa yoktu ve biz de fırsattan istifade çayı içer içmez kaçtık, Allah muhafaza yetişir ballı gözlemeyi arkamızdan getirir diye de gaz pedalına yüklendik:)

Bu tesiste her zaman bir ilginçliğe denk geliriz. Bir seferinde yoğun bir kar yağışı vardı ve bahçe kar altında rüya gibi görünüyordu. Bir başka sefer terasa belki iki kamyon dolusu balkabağı yığılmıştı ve içlerinde çok değişik biçimde olanları vardı. Bu sefer sardunya çılgınlığı hakimdi hem terasta hem bahçede, harikaydı, içim açıldı.

Aslında bir ay önce gelmeliymişim, bol miktarda leylak ağacı gördüm çünkü bahçede. Hep tazesini çekecek değilim ya bu defa da kurumuş halini görüntüleyim istedim, ben bu ağacın yapraklarını bile seviyorum.

Bir yolculuk da böylece bitmiştir. Hoşbuldum Ankara...


19 yorum:

  1. Hoşgeldiniz, bende İzmir'de yaşayan yarı Ankara'lı ve emekliyim. Bloğunuza lezzetli somunlardan tesadüfen geçtim. Ankara'lı olduğunuzu okuyunca not bırakmadan geçmeyeyim dedim. Tanışıp yazışmak umuduyla, sağlıklı ve mutlu günlar..

    YanıtlaSil
  2. ne hoş bir yolculuk olmuş bu böyle:)))
    Hoşgittin Ankaraya:)))

    YanıtlaSil
  3. Bu yazından sonra karar verdim ben de bir hatıra ormanı yaptıracağım adı da BLOGGER SEVERLER HATIRA ORMANI olacak. Nasıl ???

    YanıtlaSil
  4. son sardunyalı tesısin adı ne bende akhisardan gelirken nasrettin hocada durarım ama değişiklik olsun çiçeklere bayıldım

    YanıtlaSil
  5. Hoşgeldin Leylak Dalım güzel kokunla:)

    YanıtlaSil
  6. Ebrucum,
    Hoşbuldum canım, görüşsek artık. 18 Haziran'da Kuğulu Park'taki blogger buluşmasına gelseneee...

    YanıtlaSil
  7. Parıldayan Çiçek,
    Burası Sivrihisar sapağından sonra Ankara'ya doğru giderken sağda Muhteşem tesisleri. Çok lüks, kapsamlı biryer değildir ama biz yeşilliğini, sulak oluşunu, sahibinin canayakınlığını, serinliğini çok severiz ve mutlaka bir mola veririz salkım söğütlerin gölgesinde. Alabalık çiftliği de var bünyesinde. Bu sefer çiçekler coşma düzeyine gelmişti, harikaydı.

    YanıtlaSil
  8. Buğday Tanesi,
    Harika isim hemen faaliyete gecelim, Marmaris yakınlarında olsun. Olsun olmasına da büyümüyor anacım bu ormanlar:))

    YanıtlaSil
  9. Sevgi TUncer,
    Uyuklayarak da olsa fena olmadı, hoşbuldum...

    YanıtlaSil
  10. Sendepişir,
    Hoşgeldiniz, benden de size sevgiler, selamlar...

    YanıtlaSil
  11. hoşgeldin leylağım
    ankara sana çok ağladı
    yağmurdan gözümüzü açamadık :)
    antalya da farklı değildi sanırım
    leylakların kurusu bile güzel hele de sen fotoğraflayınca
    sevgiler

    YanıtlaSil
  12. Dinlendirmek isterdik kuru Ankara da sizi amma ve lakin işler yeni başlayacak, destek isterseniz, bir alo mesafesindeyim ne yaparım bilmem ama komut alınca işe yararım:)) ya da bir kahve molası için daima hazırım.

    YanıtlaSil
  13. Kaymağım Kadayıfım,
    İş çok hakikaten, şu 1 ay içinde dinlenme ihtimali de pek görünmüyor:) Destek önerin için çok teşekkürler, kahve molası teklifi süper, bir ara buluşalım. Peki cumartesi günü Kuğulu'daki etkinliğe gelecek misin?

    YanıtlaSil
  14. Maviannem,
    Hoşbulduk.
    Antalya da da yağdı yağmur ama pek fazla değil, sıcaktı ve rutubetli. Yaz gelmiş oraya bazı akşamlar yağsa da. Cumartesi günü Kuğulu'daki festival ve blogger buluşmasına gelecek misin?

    YanıtlaSil
  15. BAYILDIM FOTOLARA VE SARDUNYALARA !!

    YanıtlaSil