.

.
.

4 Şubat 2011 Cuma

YIKIK BİR ÇOCUK BAHÇESİ GİBİYDİ YÜZÜ*

"Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü"

Bugün bizim mahallenin çocuk bahçesinin önünden geçerken soğuk nedeniyle gözüme çarpan ıssızlık yukarıdaki dizeyi çağrıştırdı. Dize, çok sevdiğim şair, yazar, fotoğrafçı, gezgin kısacası tam bir aktivite adamı Akgün Akova'ya ait. Bütün kitaplarını yutarcasına okumuşumdur, şiirlerine bayılırım. "Aşk ve Kuyrukluyıldız" adlı şiir kitabı çıktığında günlerce elimde kitap yüksek sesle şiir okumuş ve Öğretmenler Odası sâkinlerini baygınlık derecesine getirmiştim. "Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü" dizesi sadece bir dize değil, bir kitabın da adı. Aslında oldukça eski bir kitabın, 1997 yılında ilk baskısı yapılmış, Bosna'daki savaşı, soykırımı daha çok çocuklar üzerinden anlatan bir kitabın adı. Zaten son zamanlarda gezi ve fotoğraf kitaplarına ağırlık verdi Akgün Akova, en son şiir kitabı "Sevdiğim Kadın Adları Gibi" 2002'de yayınlanmıştı. "Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü" beni çok etkileyen bir deneme kitabıydı. Aşağıdaki bölümü yazarın sitesinden aldım, kendi kitabım Antalya'da çünkü, çok etkileyici gelmişti bana okuduğum zaman da, şimdi yeniden okuyunca da...

"Toza ve kana bulalı üç çocuk, ölü askerlerin üniformalarını sırtlarına geçirmiş üç çocuk, gözyaşı bezleri kurumuş üç çocuk bir tepeden Mostar'a bakıyorlar. Kent ateşler içinde, yanan evlerden kapkara dumanlar yükseliyor. Çocuklardan biri, kolları içinde yitip gitmiş yeşil renkli giysisiyle burnunu silerek soruyor:
"Bu evleri neden yakıyorlar biliyo'musunuz?"
"Hayır" diyor diğerleri... "neden yakıyo'lar?"
"Savaş bitsin diye."
Diğerleri anlamsız bakışlarla karşılık veriyorlar. Öbürü açıklıyor:
"Uçan dumanlar gökyüzünün en tepesine çıkacak. Orada Tanrının boğazına kaçıp onu öksürtecek. O da kızacak insanlara. 'Savaşmayın' diyecek. Savaş o zaman bitecek."


Mizahtan, çizgi romandan, popüler kültür üstüne yazılardan hoşlananlar için bir kitap önerisi yaparak kaçayım:

"Şehre Göçen Eşek"/Levent Cantek

İletişim Yayınları'ndan yeni çıktı...

Başlıktaki Kitap:
Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü/Akgün Akova
Çınar Yayınları/4.Basım 2007

5 yorum:

  1. "Savaşmayın " ne güzel anlatılmış.Tebessüm oluşturdu yüzümde

    YanıtlaSil
  2. çok komik. resmi görünce 'ana, leylaaam burda' oldum. bizim parkın aynısı, etrafındaki binalar aynısı. her şey aynı yau.

    YanıtlaSil
  3. Söylenecek birşey yok , hepsi söylenmiş...Etkileyici !

    YanıtlaSil
  4. Gerçekten yazar güzel anlatmış. Ama anlatmakla anlaşılamıyor bazen. Bizim de duyduklarımızdan ibaretti bildiklerimiz. Ancak, gerçekten görmek gerek. Saraybosna sokaklarında yürüken evlerin duvarlarında hala duran kurşun izlerini, Tünel müzesindeki anıları ve Mostar'ın güzelliğini. Etkilenmemek mümkün değil. Kosova'dan Sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Geçmiş senelerden birinde Berlinden başlayıp,Hırvatistanla devam eden, ordan Eurovizyon yarışmalarının ismini pek beğendiğim Montenegro'su ve ordanda Arnavutluk ve Kosova yolculuğu yapmıştık.Bu duraklardan birinde sanırım Dubrovnikte konaklarken Mostar'a gitmiştik.Beklediğimin dışında minicik bir yerdi.Zaten kara yoluyla yapılan seyahatlerde Müslüman ülke sınırlarına girdiğini anlamak ne yazık ki zor olmuyor.Mostar güzel bir yer gerçekten.Minik ama kişilikli bir şehir.Hersek bölümünün en büyük şehri olduğu düşünülürse,bu bölgedeki diğer şehirlerin ebatını düşünemedim.
    Öyle ya da böyle harika bir börek yedim orda tadı hâlâ damağımda ve bir de Unesco'nun kültür eserleri kataloglarında eserleri yer alan bir bakır döven ustası vardır ki hiç pazarlık yaptırmaz size dükkanında.İsmet Kurt 'tur kendisinin adı.Kulakları az duyan bu yaşlı huysuz ustanın eserleri görülmeye değerdir gerçekten.Ah nerelere gittim ben yine sayenizde.Bir de şu aralar yazmaya çalışıp bir türlü toparlayamadığım Amsterdam ile birşeyler yazın da bana bir ilham gelsin olmaz mı? Sevgiler size

    YanıtlaSil