.

.
.

17 Haziran 2010 Perşembe

FELEKTEN SICAK BİR GÜN ÇALDIK

Dün teneffüse çıktım. Valizler hala kapanmamış, kalan işler hala toparlanmamış ne gam, hepsi beklesin dedim ve fırın ağzından gelirmiş gibi üfleyen sıcağa rağmen çıktım evden dışarı. Arkadaşlarla buluştuk ve artık Antalya'nın mahallesi olan Çakırlar köyüne gittik. Çakırlar narenciye cennetidir bir de gözlemecileri meşhurdur. Biz de yerleştik hafta içi olduğu için tenha mekanlardan birine.

Kısa bir süre sonra herbirimizin önüne fotoğrafta gördüğünüz gibi yorgan(!) büyüklüğünde bir gözleme geldi incecik açılmış, haa yağı nerde derseniz biz istemedik. Yağ ihtiyacımızı buharı tüterek ortaya konan bazlamanın üstüne sürerek giderdik. Biraz ayıp oldu bünyeye, çok yedik ama değdi doğrusu.

Zeytin ağaçları arasındaki bol sardunyalı yerimiz güzeldi lakin hava o kadar sıcaktı ki gözlerimizin içine kadar kuruduk. Antalya'da yazın poyraz esince nem kaybolur. Gelgelelim nasıl bir sıcaktır ki o kavrulup kalırsınız.

Biraz daha esintili diye yer değiştirdik, çardağa geçtik. Kahvelerimizi sıcaktan erimiş naneli çikolatalar eşliğinde orada içtik.

Frenk yemişleri henüz olgunlaşmamış, yaz sonuna doğru yenilecek kıvama gelir.




Bunlar benim çocukluk arkadaşlarım fişgeneler, az toplamadım yaz tatillerinde gittiğimiz teyzemin bahçesinden, hatta arkamdan mektup içinde bile yollardı teyze çocuklarım. Bahçede nüfus patlaması yapmışlar. Her otun, her çiçeğin üstünde dizi dizi sıralanmışlardı ama ben artık büyüdüm ya ilişmedim onlara.


Evet, çok sıcaktı ama güzeldi gördüğünüz gibi herşey. Antalya'dan ayrılmadan önce hoş bir veda ziyareti yaptım ağaçlara, çiçeklere tekrar görüşene kadar.

Ve yine Birhan Keskin'den üç-beş dizeyle bitsin bu yazı da:

"Ben iğdenin gümüş aydınlığında
duruyorum çoktandır bir yanım karanlık
Biraz uzaktan bakınca:
İki baca, sanki kurum bağlamış
Uzansa da birbirine, alevi değmiyor artık."

12 yorum:

  1. Sevgili Leylakcığım, bir aaaah geçirdim içimden Antalya' daken özellikle pazar erkenden giderdik kahvaltıya, yer bulabilirsek şanslı sayardık kendimizi. Fotoğraflar çok güzel yine, fırın kıvamına geldi demek Antalya, kaç hemen, hiç durma. Buralarda birden ısındı, ama etkilemez seni, bahar etkisi yapar eminim. Öpüyoruz seni, kendine iyi bak...

    YanıtlaSil
  2. antalya'yı kendi haline bırakabilseydik, yani koruma altında bir milli park, sit alanı filan gibi bir şeyler olabilseydi sanırım dünyanın en güzel yerlerinden biri sayılabilirdi. bizlerin turist olarak gezip, görüp, bayıldığı yerlerin dışında kimbilir antalya'lıların kendilerine ait, başka şehirlerden gelenlerle paylaşmadığı ne güzellikleri vardır :)

    YanıtlaSil
  3. Hayırlısıyla eriyip yokolmadan vasıl olsan bi Ankara' ya...
    Resimler bu gün bi başka güzel...

    YanıtlaSil
  4. Buzdolabi kivamindaki ülkeden sana hayirli kandiller diliyorum sevgili leylak.

    Birde bir sey sorcam "fisgene" bunlarin gercek adimidir yoksa sen mi taktin?
    Yani ben salyangoz diye bilirim de. Yoksa bitkilerin üstünde olanlarin adi böyle mi?

    YanıtlaSil
  5. haftaiçi , böyle bir keyifi çok kıskandım :) naneli çikolata ve kahve kombinasyonu ise harika :)
    ama ama o Antalya güneşi yok mu.Benim gibi rensiz bir hatun için son derece öldürücü :(
    yazın Ankara'ya hazırlık yazılarını okudukça seviniyorum "oh bir kişi daha kurtuldu Antalya sıcağı ve güneşinden diye"

    YanıtlaSil
  6. Biz de kavruluyoruz üç gündür. Haziran'da normal değil bu, Ağustos sıcağı gibi. Kilo da aldım, içime fenalık geliyor. Evde klima savaşları başladı.'' Üşüdüm kapat, yandım aç'':)))

    YanıtlaSil
  7. Nedukcuğum,
    Dün beterdi, bugün bir parça daha iyi. Rica etsem ben gelene kadar Marmaris'i biraz serinletir misin? Güya antalya'dan kaçıyoruz ama gideceğimiz yer de farklı değilmiş baksana:)
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  8. Nanecim, Şekercim,
    emekli olunca keyif için hafta sonunu beklemeye gerek kalmıyor, darısı başına:)
    Antalya güneşi herkes için öldürücü inan, ki daha Temmuz Ağustos gelmedi.
    Evet kısa bir Marmaris molasından sonra Ankara'ya atıyorum kendimi, en azından gölgede sorun olmaz orada, bir de nem yoktur.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  9. Süntercim sağolasın,
    Sana da hayırlı kandiller.
    Fişgene yerel bir deyim sanırım, sümüklüböceğin küçüğüne diyorlar, böyle minik beyaz olanlarına.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  10. Asucum,
    Gerçekten öyle.
    Fotolar güzel oldu gerçekten bu sefer.
    Öptüm.

    YanıtlaSil
  11. Sevgili aslı,
    Her geçen gün yeşili azalıyor ne yazık ki Antalya'nın. oysa gerçekten muhteşem bir şehir, bir de kıymetini bilen yöneticilerin eline düşse. Doğal güzelliğinin yanısıra kültürel, sosyal, sanatsal olarak da çok iyidir. Hem aktivite çok, hem ulaşması kolaydır. Bu aralar zorunlu olarak yılın bir kısmı ankara'da geçiyor, çok özlüyorum inan. Bir de sıcağı olmasa...

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  12. Sevdacım,
    Çok sıcak çok, bilirsin sen nasıl olduğunu.
    İnşallah 15 güne ankara'dayım.
    Sevgiyle kal...

    YanıtlaSil