.

.
.

7 Ekim 2009 Çarşamba

LİSE KIZLARIYLA...

Bugün sevgili lise kızlarıyla buluşma günümüzdü, uzun yıllar sonra yeniden birbirimizi bulup sanki dün ayrılmış gibi bıraktığımız yerden başladığımız lise kızlarıyla. Her beraberliğimizde araya giren onca sene buhar olup uçuyor ve biz 6 Fen B'nin çılgın kızlarına dönüşüyoruz. Bugünkü toplantının nedeni hem giderayak görüşmek hem de bir arkadaşımızın doğum gününü kutlamaktı. Öğleye doğru hazırlanmaya başladım, geçen seferden ders almamış olacağım ki yine etek giymeye karar verdim ve mecburen yine külotlu çorap. Aman Tanrım, çorapla resmen bir karakucak güreş gerçekleştirdik, Kırkpınar'a katılsak altın kemer kesin bizim olurdu. Ne zor şeymiş yarabbim, iki kere halıda kayıp düştüm, kolumun yırtık kası yine "ben buradayım, varlığımı unutma" diye bar bar bağırdı ve yine onca uğraşıdan sonra dönük giydiğimi farkedip aynı eforu bir daha sarfettim. Bir yandan nefes nefese çorabı giymeye çalışıyor, bir yandan da kendi kendime düşünüyordum; bir film oyuncusu olsam ve rol aldığım filmde çorap giyme sahnem olsa muhtemelen o kadar çok tekrarlanırdı ki çekim sonunda yönetmen fıttırırdı, elde edilecek görüntülerin estetik açıdan nasıl olacağı da hayli tartışma götürürdü doğal olarak. Neyse yokuşlarda ter dökerek, inişlerde tırnak sökerek çorabı giymeyi başardım, sıra aksesuarlara gelince orta şiddette bir küpe krizi yaşandı. Kolyemin takımı olan küpeyi bulamadım, bütün takı kutuları başaşağı getirilip içinde küpe arandı ve bulunamadı. Bu defa kolyeyi değiştirdim, ona uygun küpe ararken bir de baktım az önce aradığım küpe sağ köşeden göz kırpıyor. Yeniden ilk kolyeyi taktım, küpeye elimi attım ve tek olduğunu farkettim, bir fasıl da diğer tekini aradım ve ne yazık ki bulamadım. Tüm takıları karman çorman masanın üstüne yığıp alakasız bir küpeyi kulağıma geçirdikten sonra attım kendimi dışarı (küpesiz çıkmam abi).

"Melbo" idi buluşma yerimiz, ilk gelen ben olmuşum. Rahat koltuklu bir masaya yerleşip kızları beklerken garsonla ahbaplığı ilerlettim. Böyle durumlarda garsonla ahbaplık geliştirmekte fayda var, çünkü bu ahbaplık hizmet esnasında yol, su, elektrik olarak size geri dönüyor. Nitekim mekanda geçirdiğimiz aşağı yukarı dört saatlik zaman süresince genç garsonumuz gak dedikçe et, guk dedikçe su taşıdı bize. Yemek tercihim "Etli Wrap" oldu.


"İnce kesilip sotelenmiş biftek; tortilla hamuru içinde, yanında parmak patates ve salata ile". Böyle yazıyordu menüde, "Etli Wrap" ın açıklaması olarak. Kırk yıllık lavaşın içine dürüm yapılmış et soteyi bize "Etli Wrap" diye yutturup sunumu daha havalı hale getirdiklerini garson bile kabul etti. Lezzeti güzeldi yalnız yanındaki çamaşır ipi uzunluğunda rendelenmiş havuçları ve peçete boyutunda doğranmış marulları yemek epey işkence oldu.

Sempatik garsonumuz arkadaşımızın doğum günü şerefine çikolatalı ıslak kekleri güzel bir sunumla hazırlayıp mumları da yakmış olarak getirdi ve kutlamamıza renk kattı.


Kalan zaman bardaklar dolusu çay, bol muhabbet, lise anıları, öğretmenlerin dedikodusu, poz poz fotoğraf, kahkaha ve şamata ile geçti. Bir arkadaşımızın gittiği tatilden hepimize hediye getirdiği hem takı olarak kullanılan, hem de eklem ağrılarına iyi geldiği söylenen mıknatıslı boncukları kimimiz kolye olarak boynumuza, kimimiz bileklik olarak kolumuza doladık. Bu hediyeden ilham alarak bundan sonraki doğumgünlerimizde birbirimize tansiyon aleti, varis çorabı, şeker ölçüm cihazı, dizlik, yün korse gibi hediyeler alma önerim hiddetle ve şiddetle reddedildiği gibi ayrıca aynı hiddet ve şiddetle kınama cezasına çarptırılmam uygun görüldü. Kestim sesimi ve önerimi geri aldım. Hava kararmaya yüz tutmuşken pek memnun kaldığımız garsonumuzla vedalaşıp bir dahaki toplantıda kadrolu garsonumuz olması yolunda söz aldıktan sonra ayrıldık mekandan. En kısa zamanda yeniden buluşmak dileğiyle...

10 yorum:

  1. Benim de böyle çorap hikayelerim bolcadır:))). Hatta bir tanesini yazmıştım da.

    Malesef hiç bir lise arkadaşımla görüşemiyorum. Facebookda da aradım yoklar. Kızlar benim yaşıtlarımın tarihi eser olduğunu, örgü örüp, torun baktıklarını , o yüzden bulamadığımı söyledi.

    Bizim zamanımızda cep telefonu icat edilmemişti, sonradan da hepimizi yel savurmuş, sel sürüklemiş demek ki. Ama çocukluk arkadaşlarım, mahalle arkadaşlarımla süper buluşmalar yapıyoruz.

    Her antin kuntin yemek sonrası derim ki, kebapçıdan şaşmayın. Manş fasulyesi yatağında biftek yedin mi, haşlanmış taze fasulye üstüne biftek koyup getiriyorlar , Fransız tostu da yeme o da bizim yumurtalı ekmek kızartması.


    Sevgiler sana sevgili leylak dalı

    Not. yorum ayarlarında bir değişiklik yapman mümkün mü:(( çünkü sana yorum gönderebilmek için beş altı aşamadan geçiyoruz:)). Öenerim kelime doğrulamayı kaldırarak, tam sayfa yoruma geçmendir ama sadece bir öneri:))

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel eğlenmişsiniz.Benim arkadaşlarımın hepsi o kadar uzaktaki anca seslerini duyabiliyorum.İmrendim size...

    YanıtlaSil
  3. Lalecim sen yazınca şaşırdım çünkü kendim kelime doğrulamadan şikayetçiyim, bende olmadığını sanıyordum. ayarlardan baktım gerçekten yok kelime doğrulama, sen yazarken neden çıkıyor anlamadım, Yeniden ayar yaptım, inşallah düzelmiştir.
    Biz arkadaşlarların bir kısmıyla 30 yıl sonra okulun 50. yıl törenlerinde buluştuk. Sonrası çorap söküğü oldu, bilenler birbirine haber verdi, bir kısmını ben dedektif facebook ve başka kaynaklardan buldum. Şu anda haberleşen 20 kişi kadar varız. Birarada olan da 10 kişi. Kızların söylediği bir anlamda doğru ama bizim bu kategoriye girmediğimiz kesin. Biz torun da bakarız, kariyer de yaparız:)))
    Benden de sana sevgiler...

    Serapçım, senin yaşındayken çocuk büyüt, işe git, evle ilgilen telaşlarından bizde eski arkadaşları arayamıyorduk, üstelik cep telefonu olmdığından ses de duyamıyorduk. Ne zaman yaş kemale erdi o zaman böyle şeylere fırsat bulabildik. Senin de zamanın gelir üzülme:)) Öptüm canım...

    YanıtlaSil
  4. Düzenli olmasa da zaman zaman buluşurum ben de bazılarıyla. İşin duygu kısmı, sohbetler kurgu düğün hikayemde birebir anlattığım gibi. İnsan gerçekten gençleşiyor hatta çocuklaşıyor. Demek sen de fen bölümünde okudun.
    Çorap faslı bir alem yine. Çok güldüm. Bir kere daha ve hep beraber:YAŞASIN PANTALON; KAHROLSUN ETEK.

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel eğlenmişsiniz. Sayfamda da anlatmıştım ve yorumda bulunmuştunuz. Ben de bugün liseden arkadaşlarımla bereberdim. Bir arkadaşımız bir daha ki toplanmanın sizin gibi dışarıda yapılması için teklifte bulundu. Demiştim okulum İmam hatip lisesi tüm arkadaşlarım kapalı bir ben açığım :)-
    Bir arkadaşım ve gerisi itiraz etti. "ben bu günde stres atıyorum, dışarıda böyle gülemeyiz" deyince öneri iptal edildi. Biz evde evi yıkarcasına, apartmanları çınlatırcasına gülüp eğleniyoruz.

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Ankaraya geldiğim ilk yıllarda sevgili Engin (kulakları çınlasın)Buradaki okul ve sınıf arkadaşlarımızdan bir grup oluşturmuştu.
    Şimdi 5kişi kaldık,arada toplanmaya devam ediyoruz.
    hediyeler konusundaki fikrine bayıldım.Arkadaşların 2-3 yıl sonra sözüne gelirler merak etme...
    Gülenden haber bekliyorum

    YanıtlaSil
  8. Canım arkadaşım,çorap giyme eziyetine değmiş,etek sana çok yakışmıştı.Dünki organizasyon için,zarif hediyeler için,güzel arkadaşlarımla geçirdiğim hoş saatler için kısaca herşey için sonsuz teşekkürler.İyiki varsın,İyiki varsınız
    Çavlan

    YanıtlaSil
  9. ahh nurşenciğim nasıl güldüm bilemezsin :9))
    hala sol gözümden yaş gelmekte :))))))))))
    bende geçirdiğim bir rahatsızlık sonucu aynen sizler gibi önerilerde bulunmuş pek tepkilerini almıştım arkadaşlarımın..
    ama dakikalarca espri ilerleyip gülme krizlerine gelmişti son nokta..

    çok güzeldir bu dakikalar bu günler..
    benimde eeen şımardığım,
    eeen esnediğim,
    eeen kelebekleştiğim anlardır kızlarla buluştuğumuz günler..
    TAM TERAPİ YANİ..

    Harika bir gün..
    ama o ''GARSON '' kardeşin Sunumunuda atlamayacağımm. tebrik ederim kendisini :)))
    doğum günlerinide tebrik ederim..
    her gün doğun..
    ama hiçççççç BATMAYIN....

    ömrünüz uzun -
    ÖMRÜNÜZ sevgi OLSUN..

    YanıtlaSil
  10. Eski dostların yeri her zaman başkadır hele lise arkadaşlıklarının değil mi?
    Pek güzel olmuş.
    Sahi ne zaman geliyorsun buralara Nurşen'cim?
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil