.

.
.

12 Mayıs 2015 Salı

FİLM MEYDAN OKUMASI 23 VE BİR ANI


23. güne gelmiş bulunuyoruz, bir hafta sonra bu meydan okuma da biter. Darısı diğerlerine. en azından her gün yazmak için bir sebebim oldu. Bugünün sorusu şöyle:

23- En sevdiğiniz film kahramanı hangisiydi:

Buna bir yerli bir de yabancı cevabım var ama öncesinde naftalin kokulu bir anımı yazayım istedim. Orta 2. sınıftaydım sanırım, uzunca bir aradan sonra bir kardeşim olacaktı. Bunca yıl tek çocuk olmamın ve yakında pabuçlarımın dama çıkacağının hatrına bebeğin adını koyma şerefi bana bahşedilmişti. Habire isim buluyor, sonra vazgeçiyordum. O sırada rutin Pazar aile matinesi sinemalarından birine gittik bir arkadaşımla. Kerime Nadir'in "Funda" isimli romanından uyarlanmış "Funda" filmi oynuyordu. Filmi seçme sebebim o yıllarda fena halde hayranı olduğum ve afişin tepesinde ilk anda gözüme çarpan Kartal Tibet ve Hülya Koçyiğit'in başrolleri paylaşması idi. 


Film başladığında bir diğer rolde Salih Güney'in oynadığını gördüm. Salih Güney'e bayılırdım, müthiş yakışıklı bulurdum ve bu filmde biraz daha fazla yakışıklıydı galiba :) Ergen romantizmi ile Salih Güney'in yakışıklılığı birleşince bugün izlesem son derece naif ve basit bulacağım filme de bayılmıştım haliyle. Filmde Ömercik'in canlandırdığı Funda karakteri erkek olmasına rağmen kız olursa kardeşime koyacağım isim sinema çıkışı kafamda belirlenmişti: "Funda". Salih Güney'in mavi gözleri onu en beğendiğim film kahramanı yapmakla kalmamış kardeşimin adını da belirleyivermişti. Sonunda bebek kız doğdu ve adı da Funda oldu. Yıllar sonra annemi kaybettiğimizde çantalarından birinden çıkan bir miktar parayla onu anımsatacak bir hatıra objesi almak istedim. Doğan Kitap Kerime Nadir'in romanlarını yeniden basmıştı, "Funda"yı aldım kardeşim için, isminin öyküsü ve annemin anısı bir kitapta somutlaşmış oldu.

Yetişkinlik zamanlarımın film kahramanlarına gelecek olursak; tüm zamanlarımın kült filmi "Muhsin Bey" ve Şener Şen'in canlandırdığı Muhsin Kanadırık tabii ki:


Yavuz Turgul'un unutulmaz filminde canlandırdığı karakterle kalbimin en orta yerine kurulmuştur hem Şener Şen, hem Muhsin Bey. Çiçek sulama sahnesini asla unutamam, çiçeklerle konuşması, ses tonu, hayata bakışı, baştan ayağa iyi adam oluşu. Keşke bir film kahramanı değil gerçek olsa ve bu adamlardan binlerce, milyonlarca olsa. Dünya ne kadar yaşanılası bir yer olurdu.

Yabancı film kahramanlarında seçeneğim ise diğer cinsten, "Amelie" filminin kahramanı Amelie Poulain. Başkalarını mutlu etmeye çalışırken kendi yalnızlığını zamanla farkeden şirin Amelie'yi kahraman seçen tek ben değilimdir herhalde:


Yarınki soruda, favori belgeselimizde buluşmak üzere...

1 yorum: