.

.
.

8 Haziran 2021 Salı

8 HAZİRAN (ARKADAŞLI ÇELINÇ 3)

Üçüncü sorumuz şöyle efenim:

3- Bir arkadaş grubu ile bir anı:

Liseyi kız lisesinde okudum ben, yatılı bölümü de vardı. Ben gündüzlüydüm ama karma sınıflardık. İtiraf edeyim yatılı grubu bizden daha çalışkan, daha ataktı. Hocalarımız da çoğunlukla kırk yaş üstü kadınlardı. Bir kısmı anlayışlı, bir kısmı çok sert, bir kısmı da ders konusunda çok yetersizdi. Bunlardan biri tarih öğretmenimizdi. İki, belki de üç yıl boyunca tarih dersimize girdi, ağzından tarihle ilgili tek bir sözcük duymadım. Sınıfa girer, "Günaydın" der, doğruca kürsüye yönelip oturur ve bir daha asla kalkmazdı. Sonra yoklamayı yapar ve arkasına yaslanıp "Kim anlatmak istiyor konuyu?" diye sorardı. Dinlemediği için de havaya onlarca parmak kalkar, işaret edilen ayağa kalkıp kitaba baka baka konuyu okur ve yerine otururdu. Tüm tarih derslerimiz böyle geçti, yazılı sınavlarda bile kalkmadı yerinden, o derece yani.

Oldukça kısa boylu, balık etinde, hoş bir kadındı. Sürekli mini etek giyerdi. Ayakta görebildiğimiz kısıtlı birkaç dakikadan sonra kendini kürsünün arkasına gizlerdi. Başta yatılılar olmak üzere sınıf onun bu derse katkısı olmayan halinden bezmişti, bir oyun oynamaya karar verildi. Kürsü dediğimiz öğretmen masasını bilirsiniz, çoğunlukla üç yanı kapalı, ahşap bir masadır. Bizim kızlar tarih hocası derse gelmeden kürsünün ön kapağını söküp sakladılar. Oturan kişi tüm görüşlere açık hale gelecekti haliyle, hele de bu durumu bilmiyorsa vay haline. Neyse hoca sınıfa girdi, rutini üzere "Günaydın" deyip kürsüye yöneldi ve oturdu. Etek mini, rahatlık son kertede. Manzarayı tahmin edin.  "Kim anlatacak?" faslı başladı ama kalkan gülmekten anlatamıyor, "Niye gülüyorsunuz?" diyor, bir cevap alamıyor. Böyle böyle dersin sonu geldi, zil çalmasına 1-2 dakika kala bir parmak kalktı: "Hocam" dedi. "Çatlamış da tamir etmek için kürsünün ön kapağını çıkardılar".

Hoca yıl sonuna kadar küstü sınıfa, çiçek miçek gönlü zor alındı diploma zamanı. Şimdi düşünüyorum da çok haince bir şaka ama kardeşim bir kere bile kalkıp sınıfta dolaşılmaz mı, bir kere bile ders anlatılmaz mı? Böyle öğretmenlik mi olur? Bu olay öyle zihnime yer etti ki öğretmen olduktan sonra ne zaman kürsüye otursam ayağımı uzatıp kürsü kapağına vurarak kapalı olduğunu teyit ederdim. Malum bizim zamanımızda pantolon giymek yasaktı, o rahatlığı emekli olmadan iki yıl önce elde edebildik ancak. 

Görsel: Buradan



2 yorum:

  1. ay çok fenaymış ama hep oturarak ders anlatmak da nedir arkadaş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şaka fenaydı gerçekten ama yahu bütün bir yıl da kürsüden kalkmadan, tek kelime ders anlatmadan geçirilir mi?

      Sil