.

.
.

11 Şubat 2010 Perşembe

DOĞAN KARDEŞ


Çocukken sıkı bir Doğan Kardeş okuyucusuydum. Yaşı bana yakın bloggerler mutlaka hatırlayacaklardır Doğan Kardeş Dergisini. Yapı Kredi Bankası'nın kurucularından Kazım Taşkent'in İsviçre'de tahsil yaparken bir dağ gezisinde çığ altında kalıp ölen oğlu Doğan'ın anısına çıkardığı bir dergiydi bu. Evimize girişi ilkokulun ilk yıllarına rastlar. Ayda bir çıkardı, çok sayfalı, renkli kapaklı bir dergi olarak gelirdi bayilere. Her ayın ilk günü akşam olup da babam eve gelsin ve gelirken Doğan Kardeş'imi getirsin diye sabırsızlanırdım. Daha babam kapıdan girerken elinden kapar dalar giderdim kapaktaki resme. Selma Emiroğlu ablamız çizerdi kapak resmini. Dergiye yazan, çizen herkes ya ablası ya da abisiydi okurlarının. Selma Emiroğlu ablamız da ağabeyi Yalçın Emiroğlu gibi usta bir çizerdi, yalnızca ön kapak resmi değildi çizdiği, arka kapakta ona aitti. Orada "Karakedi Çetesi" adıyla bir dizi afacan kedinin maceraları hikaye edilirdi. Sosis meraklısı kedilerdi bunlar, fırsat buldukça mahalledeki evlerin mutfağından arkalarında uzun bir kuyruk gibi sürükledikleri sosis dizileri yürütürlerdi. Kimler yazıp çizmezdi ki Selma Emiroğlu'ndan başka, kimler geçmemişti ki Doğan Kardeş'in rahle-i tedrisinden. Her sene derginin kuruluş yıldönümünde özel bir sayı çıkardı. İlk çıktığı günden bu yana dergiye emeği geçmiş yazar ve çizerlere, Doğan Kardeş okuyucusu olup da ünlü olmuş kişilere ayrılırdı bu sayı. Fotoğrafları basılır, altlarına mesajları yazılırdı. İdil Biret, Suna Kan, Gülay Uğurata Doğan Kardeş çocukları arasında sayılırdı ve düzenlenen gecede sahneye çıkıp çalarlardı. Her sene şiir, öykü, resim dallarında yarışmalar yapılır, kazanan okuyucular ödüllendirilirdi. Sonradan çoğu ünlü birer şair ya da ressam oldular. Aklıma gelenler arasında Nevbahar-Neveser Aksoy, Filiz Başaran, Tuna Ötenel var. Bir de İdil Özerdem adında küçük bir kız vardı, 5 yaşındaydı sanırım, annesine dikte ettirdiği şiirle katıldığı yarışmada birinci olmuş bir harika çocuktu. Dergi derece alanla birlikte diğer şiirlerini "Güneşlerin Şarkıları" adıyla bir kitapta toplamıştı. Şimdi soyadını hatırlayamadığım Sıdıka adında bir okurun şiiri de yine derece alanlar arasındaydı ki hala unutmadığım çok güzel bir şiirdi:

ÇOCUKLUĞUM

Birşey var içimde eridikçe büyüyen

Mum gibi, eridikçe tükenmeyen birşey var içimde

Çocukluk zamanlarım olmalı

Bahçeye kurduğum salıncaklarım, oyuncaklarım
Gezdiğim, koştuğum sokaklar,
Yıldızlarında bebeklerimi seyrettiğim geceler

Kıvırcıkmış o zaman saçlarım

Kırmızıyı severmişim en çok

Şu duvarda asılı duran resim ben miyim?

Düştüğümde acımayan dizlerim
Gözlerimden dökülen çiğ taneleri nerde?

Yıldızlar bebeklerimi verin,

Nerde salıncağım ağaç?

Çiğlerimi çiçekler almış

Kıvırcık saçlarımı meltemler
Bir beyaz yelkenmiş çocukluğum

Engin bir denizmişsin zaman

Geri ver, istiyorum çocukluğumu...


Şiiri hala çok güzel buluyorum ve 40 yılı aşkın bir süre sonra bile hatırlıyor olduğum için de kendimi tebrik ediyorum:))

Sonraları formatı, içeriği, sayfa sayısı değişse de uzun yıllar yayınına devam etti Doğan Kardeş, son yıllarda bir çizgi roman dergisi görünümünde tekrar piyasaya sunulduysa da eskisi kadar rağbet görmedi ne yazık ki. Birkaç neslin yetişmesine katkıda bulunmuş bu güzel dergiyi içinizde takibedenler olmuştur mutlaka. Haydi şöyle hafızanızı bir yoklayın bakalım, kaç tane blogger Doğan Kardeş çocuğu çıkacak...

Not: Resim hayli eski (11 Ocak 1951) bir Doğan Kardeş Dergisinin kapağı. Hindistan başbaşkanı Nehru'nun Türk çocuklarına armağan ettiğin fil Mohini'nin Türkiye'ye gelişi anısına yine Selma Emiroğlu tarafından çizilmiş.

26 yorum:

  1. Bende 1960 ve 61 yıllarının bütün sayılarını içeren 2 cilt Doğan Kardeş olduğunu söylesem:)))
    Tuna Ötenel cazcı sanırım piyanist değil mi. Nükhet- Neşet Ruacanla TRT de caz saati yaparlardı. İsmini unuttuğum için ne üzülmüştüm. Öksürüğün geçti mi canım. Bu gün merak ettim. Yarın soracaktım artık.
    Öptüm...

    YanıtlaSil
  2. ben hatırlamıyorum.sizi muhteşem hafızanız için tebrik etmek isterim.ben 15 dk önce okuduğumu hatırlayamazken...bravo vallahi...

    YanıtlaSil
  3. Doğan Kardeş dergisini nerde bulursam okumaya çalışır,okumayı seven her çocuk gibi ben de büyük zevk alırdım.Ne yazık ki her sayısını alacak bir büyüğüm yoktu.Ama ondan öğrendiklerim,okuduklarımdan çok şey öğrendim.Belki de eğitimci olma hayallerimin bir kısmını ondanaldım diyebilirim.
    Güzel paylaşım.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Oooo sandıktan bu gün Doğan Kardeş çıkmış. Üle sıkı arşivcisin:))) Bizim evde müdavimiydi ee üç tane çocuk var evde , hepsi de okumaya meraklı. Benim favori dergim Tina'ydı. Şöle kocaman ansiklopedi gibi bir şeydi ve ayda bir çıkardı o da. Taşınmalar sırasında kaybolmuştu hepsi. Sonra bi gün bizim Zuz , bulmayı çok istediğini döyledi. Ve bloggerler sayesinde bulduk bi tane. Ayıptır sölemesi anasının nikahı bi paraya satın aldık heheh. Ama çocukluğumuzun Tinasına kavuştuk.
    Ha bi de Bendeniz sekiz buçuk dokuz aylıkken yürümüşüm. Bi de yer cücesi kadar ufakmışım. Hindistan Başbakanı Nehru Ankaraya geldiğinde Biz de Ankaradaymışız. Annemle babam da karşılama heyetinde. Kırmızı halıya salmışlar beni karşıdan da Nehru yürüyor. Ben koşa koşa atlamışım Nehru'nun kucağına. Aha böle hatırlamadığım bir anı , Annemler anlatırdı. Nolcek halimzi Leylak Dalıcım. Sen bişe söyle ben aaaaynı kaynımda diye başlayayım. Çenesi düşük kocakarılar gibi:))))Yaşlılığım çekilmez olacak galiba heheheh. Çook öptüm

    YanıtlaSil
  5. Amanın Asu, ölürüm o ciltlere. Üstelik o yıllarda henüz okuma bilmediğim için okumadığım sayılardır. Size gelince bana bir oda tahsis et, ciltleri de koy önüme, arada çay kahve getirirsin, ben sessiz sessiz okurum yaramazlık yapmadan:)) Evet Tuna Ötenel caz piyanisti ve D.Kardeşin yetiştirmelerinden biriydi, şimdi geçirdiği felç sonrası iyi olmaya çalışıyormuş, bir yerde okudum geçenlerde. Benim öksürük iki gündür daha iyi ama sanırım yazı görmeden tam iyileşmeyecek. Sevgiler canım, çok öptüm...

    Kara Kitapcım,
    Sanırım senin çocukluğunda Doğan Kardeşin formatı değişmişti çizgi roman tarzına dönmüştü. O nedenle iz bırakmamıştır sende. Hafızama gelince, bu Allah vergisi birşey galiba, umarım hep böyle gider. Öptüm seni canım.

    Ramazan bey haklısınız. Doğan Kardeş biz yaştakilerin hayatına çok şey katmıştır, şimdi bu tarz dergiler bulmak ne kadar zor, biz şanslı bir kuşakmışız.
    Güzel bir gün dileğiyle...

    Lalecim,
    Tina dedin aklımı başımdan aldın yahu. Ennnn sevdiğim dergiydi.Ve şu anda birden düşen jetonumla çok gülüyorum, ya dünya çok küçük ve tuhaf. Benim birkaç yıl önce Serüven diye bir çizgi roman dergisinde Tina ile ilgili bir bölümünde olduğu bir yazım yayınlanmıştı. Kendimi googlede arattığımda o yazıyla ilgili birşey "Lale bana neler hatırlattı" adıyla çıkıyor ve Tinanın bulunacağı sahafın adresini veriyordu. Şimdi baktım Mavianne falan yorum yazmış, Ay nerden nereye demek o Lale sendin ha. Bizi kader birleştirmiş bacım ha ha ha. Çok hoş ya. Neyse sizdeki Tinada aklım kaldı, çünkü ben de almaya gitti o sahafa anasının nikahını istedi vazgeçip çıktım. (Bak aynı lafı kullanmışız:) Bu Mohini'yi ben de Hayvanat Bahçesinde çok ziyaret etmişimdi. Ay bu olay günün olayıydı, bloga yazayım:)))
    Sevgiler şekercim...

    YanıtlaSil
  6. ne kadar güzel bir yazı
    teşekkürler

    canım dünya küçük
    blog alemi daha küçük
    lale de çıkar karşımıza leylak da her an :))
    hiç bitmesin dostluğumuz

    YanıtlaSil
  7. İsmini duyduğum ama elime hiç geçmeyen bir dergidesem yaşım itibarıyle :))
    Küçükken öyle takip ettiğimiz tek dergi; Diyanet işlerinin çocuklara dinimizi svdirmek adına yayınladığı bir dergiydi.
    Ama Doğan kardeş dergilerini okuyanların ayrıcalıklı kimseler olduğunu düşünmüşümdür her zaman.

    YanıtlaSil
  8. Leylak Dalıcım bizi kadar bağlamış hahahah. Taa 2006 da yazmışım o yazıyı ben.Hem komik ama inanılmaz güzel bir raslantı.
    Tina cildi Zuz'a doğum günü hediyesi olmuştu. Ama senin içinde ayrı bir araştırmaya başladım bile heheheh. Bulucam bi tane daha:)))Çook öptüm.

    YanıtlaSil
  9. Nurşen'im...hafızana hayran kaldım..bayılırım senin gibilere.. annem 73 yaşında ilkokulda ezberlediği sağlık şiirini takılırız ona başlar hemen okumaya...çok sevdiğim bir ablam var.. ilkokul sınıf listesini numaraları ile beraber isimlerini sırayla sayar... hasta etmeyin ulen beni...(maaaşallah deyip kaçayım)

    YanıtlaSil
  10. Maviannecim,
    Gerçekten hem dünya, hem blog alemi küçükmüş, ıspatlandı. Dileklerine gönülden katılıyorum, sevgiyle...

    Şenizcim,
    Sen bize göre minik bir kuşsun, eline geçmemesi normaldir. Gerçi benim oğlum bile okuduğuna göre senin zamanına da yetişmiştir ama alan olmamış demek ki:) olsun sen dediğin dergiden başka birşey okumamış olsan da süpersin ve ayrıcalıklısın. Seni seviyorum şirinem...

    Nefis Hanımım,
    Annenle buluşsak da karşılıklı bir şiir döktürsek:)) Babam da pek meraklıdır, ilkokulda öğrendiği 3 şiiri fırsat buldu mu ilk kez okuyormuş gibi aşk ile şevkile söyler, biz de ezberledik sayesinde. Diyorum ya bizde hafıza Allah vergisi, çünkü aile bireyleri de genel de ilerlemiş yaşlarında bile çok iyiydiler bu konuda. Lakin en büyük korkum günün birinde unutkanlık ortaya çıkması. aman Allah korsunu diyeyim ve ben de kaçayım...

    YanıtlaSil
  11. Leylak Dalıcım , giitim o yazıları hatta serüven dergisindeki yazdığın yazıyı bile buldum okudum. Ne hoş bir raslantı oldu...

    YanıtlaSil
  12. Bence de Lalecim, çok hoş birşey oldu bu. Şimdi bloga da yazdım, üstüne de Tina Dergisi kapağının resmini koydum.

    YanıtlaSil
  13. hımmm ben de Doğan Kardeş okuyucularındanım.Hafızam seninki kadar güçlü olmadığından çok fazla hatırlamasam da ben de Ali Murat Erkorkmaz ın çocuk yazar çizer olarak yazıp çizdiği zamana izafeten kendimi onun çocukluk arkadaşı sayarım ve de hayranıyımdır.

    haaa ben bir de hatırlamadığım bir tarihten beri şehir kütüphanesinde "Bütün Dünya"takip ederdim.sonra da oldukça kalabalık bir miktarına sahibim.övünmek gibi olsun,ülkemizde basıldığı ilk sayıdan itibaren 10 yıllık ciltlerine ayrıca da epeyce tek tek sayılarına sahibim.
    :))

    YanıtlaSil
  14. Zerrin ve Nevin diye 2 kardeş vardı Doğan Kardeşte. Sonradan Zerrin Yeni Türkü'deki Selim Atakan'la evlenmiş ve birlikte Eurovision Türkiye elemelerine katılmışlardı, Zerrin Atakan solistti. Bedri Baykam da Doğan kardeş dönemi çocuğudur. 6 yaşında iken açtığı resim sergileri hep yayınlanırdı Doğan kardeşte.

    YanıtlaSil
  15. Nalancım,
    Yaşasın Doğan Kardeş kardeşliği diyelim o zaman:) Bütün Dünya babam da alırdı. Orada bir Mankafa Poldi vardı, ben ona bayılırdı. Dur size gelince bir karıştırayım o dergileri, belki bulurum Poldi'yi, hasret gideririz...

    Çenebaz,
    Hoşgeldiniz. Zerrin ve Nevin isimleri yabancı gelmedi bana da. Ama Bedri Baykam konusunda haklısınız. Harika çocuk olarak lanse edilir, sergileri haber olurdu. Düşünsek daha pekçok ünlünün çocukluğunu hatırlayabiliriz muhtemelen.
    Sevgiler yolluyorum...

    YanıtlaSil
  16. Leylakcığım ben Milliyet Çocuk Dergisi ile büyüdüm.Önce abim sonra da ben ve mahallenin tüm çocukları babamın 12 cilt haline getirdiği bu dergileri okuyarak büyüdük.Ama sonradan elime geçen Doğan KArdeşleri yetişkinken okumak nasip oldu bana.Bilmiyorum bilir misin İstanbul'da Kazım TAşkent'in bir zamanlar sahibi olduğu Doğan Apartmanını.Muhteşem bir yapıya sahip.Şimdilerde Okan Bayülgen'in oturduğu apartman olarak sükse yapıyor.Üskürdar'dan bile görülüyor.Muhsin Bey bu apartmanda çekildi.Bu apartmanın restorasyon çalışmaları sırasında avukat olarak az da olsa emeğimin geçmiş olmasından müteşekkirim.
    Gelelim Tuna Ötenel'e.O bir harika o bir beyefendi ,o bir duayendir.Sadece piyanisr değil aynı zamanda çok da iyi bir alto saksofoncusudur.Kendisine acil şifalar diliyorum.Pek çok müzisyenin yetişmesinde emeği vardır.
    Leylakcığım sana da çok geçmiş olsun.Tarhanalar biraz da olsa yumuşatmıştır boğazını inşallah.Kocaman sevgi ve selamlar.

    YanıtlaSil
  17. Buraya yazmadan google'dan tarasaymışım keşke. Yenitürkünün sitesinde Zerrin Atakan ile ilgili bilgiler var ve kızlık soyadı Yaşar. Ben de okuyunca hatırladım hemen. Zerrin- Nevin yaşar kardeşlerdi.Tıp doktoru olmuş ve Psikoloji alanında ihtisas yapmış.

    YanıtlaSil
  18. Sevgili Çoban Yıldızı,
    Doğan Apartmanını bilmez miyim, rüyalarımın apartmanı. Bu yaz İstanbul'a geldiğimde o civarı çok iyi bilen bir arkadaşım sayesinde avlusuna girmek ve dairelerden birini gezmek kısmet oldu. Bir kez daha hayran oldum, binaların da asaleti olur mu, oluyormuş işte. Emeğin için de seni kutluyorum, ne mutlu. Böyle eserlerin kalıcılığı için yapılan çalışmalar kutsaldır benim indimde.
    Tuna Ötenel için yazdıklarına can-ı gönülden katılıyorum canım. Boğazım öğretmen hastalığı kronik farenjit. o nedenle durup durup sorun çıkarır. Ne yapalım Allah başka keder vermesin. Çook sevgiler.

    Sevgili Çenebaz,
    Evet soyadlarını yazınca daha iyi hatırladım şimdi. Teşekkürler bilgi için ve sevgiler...

    YanıtlaSil
  19. aaaa Ali Murat ERKORKMAZı hatırlayan yok mu ayol,adam pek çok alanda süperdir ama bak tanıyan yok.Bütün Dünya da yazmaya devam ediyor.
    hadi hadi Bket Uzunerin eski kocası de
    iyeyim de hatırlayıverin bari

    YanıtlaSil
  20. Bacım niye kızıyon:)) Sakin ol, Ali Murat Erkorkmaz'ı biliyoruz herhal amma Doğan Kardeş zamanından hatırlayamadık, affet bizi:))) Kendisi iyi illüstratördür, saygımız sonsuz ama heyhat ki çocukluğunu hatırlayamadık Nalancım:))))

    YanıtlaSil
  21. Yaktın beni Leylak şu saatte tam 24 derginin üyelerini aradım taradım. Ne biçim taktıysam kafayı:)) Sonuç Suavi Karaibrahimgil Garo Mafyan, Zerrin Arbaş Yalçın Çetin, Ferruh Doğan,Altan Erbulak. Yarın arkadaşlarla buluşacam ben bunlarla uğraşıyorum.
    Ben o tarihte Adıyaman' daydım. Yoksa şaheser şiirlerim vardı. Gönderirdm ne güzel. Şu dörtlükle üç velet birden gırgır geçer:(yeğenler)
    Ne bekliyorsunuz siz
    Sizi bekliyor deniz
    Mayoları giyiniz
    Geldi şirin tatilim.:))) Uzatmışım bir de.

    Son satırdaki şirin yerine güzel, tatlı, mutlu gibi sıfatlar ekleyerek uzatmış durmuşum...
    Bu arada seni mutlu edecekse yollayabilirim okuman için.

    YanıtlaSil
  22. Asucum valla kesin kazanırdın yollasaydın yarışmaya manzumelerini:)) Benim de "Köyümde Akşam" diye bir şiirim o zamanların bir çocuk gazetesinde, Mavi Kırlangıçta yayınlanmıştı ama tamamıyle değiştirilmiş olarak. Ben yine de sevinmiştim :)) En azından ismi aynıydı:) Daha ne istiyorsun sayemde geçmişe yolculuk yaptın.
    Ben de yarın lise kızlarıyla buluşacam. O halde sana da bana da keyifli zamanlar diliyorum...

    YanıtlaSil
  23. Şiiri değil Doğan Kardeş' leri kastetmiştim. Şiiri gülmen için yazdım. Kitapları yollamaktan bahsetmiştim bilesin.

    YanıtlaSil
  24. Asucum, canım çok sağol
    Ta oralardan ciltli ciltli Doğan Kardeşleri mi yollayacaksın zahmete girip. İnşallah bu yaz istanbul'a gelirim, alırım ciltleri elime bir güzel kıraat ederim, Rayoşla sen de bana çay, kahve, gazoz, ayran, limonata falan ikram edersiniz, fazla birşey istemem:))
    Göndermiş kadar oldun, tekrar sağol canım benim.

    YanıtlaSil
  25. şebnem ümit erdoğan21 Mart 2010 20:08

    bende doğan kardeş okuyucularından hatta İdilÖzerdem in kankasıydım.aynı sınıfta okuduk ve çok geniş hayal dünyamız vardı.Ailesi ile Kanada ya göç ettiklerinde dünyam yıkılmış uzun zaman yas tutmuştum.Ancak ondanmı feyz aldım bilmem bende tüm öğrencilik hayatım boyunca şiirler ve hikayeler yazdım ,resim yaptım.Yaşadığım sürece onu hiç unutmayacağım...

    YanıtlaSil
  26. Merhaba Şebnem hanım,
    İdil Özerdem'i tanıyor olmanıza nedense çok mutlu oldum sanki eski bir dostu görmüş gibi. Bütün çocukluğum Doğan Kardeş okuduğum sürece onun adını anarak geçti sanki. "Güneşlerin Şarkıları" diye bir kitabını basmıştı Doğan Kardeş. Nereden nereye. Çok teşekkürler yorumunuz için, sevgiler yolluyorum...

    YanıtlaSil