.

.
.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

MUTFAKTA


Dünkü uyuşukluk halinden sonra iç sesimden işiteceğim bir azarı daha göze alamadığım için sabah ilk işim mutfağa girmek oldu. Günün aşçılık marifetleri çikolatalı puding, biber dolması ve üzümlü kek olarak belirlenmişti. Pudingle başladım işe, tabii ki hazır puding. Döktüm poşetleri tenceredeki sütün içine başladım karıştırmaya. Oldum olası karıştırma işinden nefret ederim, o yüzden puding kaynayana kadar eşlikçi olarak kitabımı aldım yanıma, konsepte uygun olsun diye "Lezzetli Sohbetler"i. Açtım Kadıköy'deki "Çiya Sofrası"nın sahibi Musa Dağdeviren'le yapılan sohbetin sayfasını, başladım hem okuyup hem karıştırmaya. Bir de türkü tutturdum, aslında "Hem okudum, hem karıştırdım, yalancı puding senden bezdim" daha yakışırdı ama ben nereden dilime dolandıysa TRT'nin bile unuttuğu bir türküye sardırdım:

"Çömüdümüdümü dümüdümü çömüdüm yâr
Çömüdümüdümü dümüdümü çömüdüm yâr
Derdinden çürüdüm yâr, derdiinden çüürüdüm yaaar"

Hay yüce rabbim, bu nasıl bir türküdür yahu, hangi duyarlı kişi yakmıştır bunu çömüde çömüde, çömütmek nedir ayrıca, yarin derdiyle çürümek için ille çömütmek mi gereklidir? İşte bu soruların cevaplarını da kafamda ararken, dilimde türkü, sağ elimde kaşık, sol elimde kitap böyle bir birleşik hareket halinde hitâma erdirdim puding işini. Şimdi diyeceksiniz ki türkü söylerken
nasıl kitap okudun? Okudum vallahi, hem de sohbetin tamamını bitirdim. İnanmıyor musunuz, sözlü yapın, ya da size zor olur, ben kendi kendimi imtihan edeyim:
Soru: Musa Dağdeviren'in Amerika'da tanıtımını yaptığı yöresel yemek hangisidir?
Cevap: İskilip Dolması ya da diğer adıyla Ca ya da Çuval Pilavı
Yetmedi mi? Peki:
Soru: İskilip Dolmasının yanında Amerikalılara ne sunmuştur?
Cevap: Sirkeli Cacık
Herhalde ikna oldunuz artık, hem yemek kültürünüz de arttı, şahsen ben bu tuhaf yemekleri hiç duymamıştım. İstanbul'a gidince soluğu Çiya Sofrası'nda alıp bunlardan yiyeceğimdir.

Neyse pişen pudingleri tabağa yerleştirdim ve bir tanesini çömütmüş durumda yârinin derdinden çürüyen türkü yakıcısına ithafen kalplerle süsledim. E, haketti yani böyle yaratıcı bir türkü yaktığı için.

Sıra geldi dolmaya, içini hazırlarken farkettim yine bir türkü söylemekteyim. Bugün mutfakta "Yurttan Sesler" günü. Bu türkü de TRT repertuarından:

"Bahçada yeşil hıyaaaar, boyu boyuma uyaaar
Been senii gizlii sevdim, demediim aalem duyar
Ammaaan gülüm hop nanay, top kahküllüm hop nanaaay

Nanaay, nanaaay, kendi malım hop nanaay"


İşte tam buraya gelince ben de "Hop" dedim, "Noluyoruz ya, kendi malım ne demek?" "Maçoluğa bak sen, sen top kahküllüyü gizli gizli sev, sonra da mülkiyetine geçir. O bahçedeki yeşil renkli şey bizzat sensin." Evet, bunları dedim arkadaşlar ve protesto için vazgeçtim bu türküyü söylemekten. Türkü mü yok, bendeki repertuar Tatlıses'i aşar. Zaten dolma da hazırlanıp ocağa konmuştu. Kek yapımına geçtim. Kek yaparken Türk Sanat Müziği mi söylesem acaba diye düşündüm, ne de olsa türkü ve kek pek uymaz, hani börek olsa neyse. Ama madem bugünü "Mutfakta Yurttan Sesler Günü" ilan etmişim pilavdan dönenin kaşığı kırılsın o zaman, buldum yine gün yüzü görmedik bir türkü:

"Sizin beyle bizim bey kahve arkadaşlarıııı
Ninnaaa yarim ayrılık mı vaar

Aaaah, güzel yarim dargınlıık mı vaar"


Ne güzel türkülerimiz var ya, şunun sözlerine bak, sanki Altın Günü yapıp kocalarını çekiştiriyorlar gibi. Varolsun bu türküleri yakanlar, gerçi şimdilerde pek söyleyen yok ya.

Evet pişirme eylemleri türküler eşliğinde sona erdiğinde kendi kendime bir karar aldım. Bundan sonra her yemeğin bir türkü ya da şarkısı olmalı ve pişirirken onlar söylenmeli, "Yeşil Hıyar" hariç. Bunu not almalıyım, o zaman müsaadenizle gidip listemi yapayım. Türküsüz, şarkısız kalmayın bu alemde...

8 yorum:

  1. pişme esnasında ben de bir kahve içseydim de kenarda seni dinleseydim canlı canlı :))

    YanıtlaSil
  2. :)) Neden olmasın, beklerim. Kahve de içeriz, türkü de söyleriz:)

    YanıtlaSil
  3. Duygusal bir parça yazdım biraz önce, Gözlerimin yaşını kuruttuğunuz gibi bir de sesli sesli güldürdünüz sabahın üçüne gelirken. Siz çok yaşayın e mi. Çömüdüm sanırım Zehra Bilir'den. Anneciğim söylerdi birlikte (radyoyla). Yineliyorum. Sizi okumak çok hoş.
    İyi uykular..

    YanıtlaSil
  4. Sayende dizeleri öğrendik annem çok sever türküleri, ellerine kollarına sağlık afiyet olsun.

    YanıtlaSil
  5. Çiya Sofrası'na imkanın olduğunda mutlaka gitmelisin.Çiya Kebap ve Çiya Sofrası olarak 2 tanedir.Çiya Sofrasında Güneydoğu Anadolu yemekleri var.Ben ilk gittiğimde masaya oturdum ve menü istedim, garson inip aşağıda seçerek söyleyebilirsiniz dedi.Önce neden böyle dediğini anlamadım. Menüyü getirince isimlerin birşey ifade etmediğini gördüm ve alt kattaki yemekleri görünce "bundan, şundan" gibi ifadelerle siparişimi ancak verebilmiştim :)Patlıcan tatlısı var çok güzeldi.
    Aman çok uzun yazdım ama bir de İstanbul Bostancı'da Yusuf Usta var dondurmacı onun da patlıcanlı dondurması var o da çok enteresan ve güzel :)

    YanıtlaSil
  6. Öğretmenim harikasınız,kurgu çok başarılı..Bence siz bir kitap kaleme almalısınız..
    Gelelim Çiya'ya..Çok sevdiğim, lezzetlerini annemin yemekleriyle eşdeğer bulduğum,sahibi Musa DAĞDEVİREN'İ ise Türk mutfağınna katkılarından dolayı takdir ettiğim muhteşem yere...Mutlaka gelmelisiniz ve birlikte gitmeliyiz.Neden? Kökleri Antep-Urfa arası bir yerlerde olan ben yemekler konusunda bilgi vereceğim çünkü:)) Musa Bey'in o sakin ve naif anlatımıyla size İskilip Dolmasını tarif ettireceğim...Yoksa sizinle tanışmak bahane...Çok mu konuştum? :)) Sevgilerimle Zehr@

    YanıtlaSil
  7. Asuman hn., Direktörcüm,teşekkürler arkadaşlar...
    Zehra öğretmenim ne güzel olur aslında bu saatten sonra bir kitap yazsam:) güzel görüşleriniz için sağolun.
    Nane Şekercim Çiya'ya gittim ve tadı damağımda kaldı, her İstanbul'a gidişimde de gitmek niyetindeyim. Zehra öğretmenim de bahsetmiş zaten. İnşallah hep birlikte gitmek kısmet olur. Antepli olarak Çiya'yı takdir etmekte haklısınız öğretmenim. Yöresel tadlara ve özelliği olan yerlere bayılırım. Dilerim bu düşüncemiz hayata geçer. Sevgiler benden size..
    Nurşen

    YanıtlaSil
  8. İskilp dolması Çorum'a ayit bir dolma.Daha geçen sene Ankara'dayken bu muhabbet olmuştu.Düğünlerde sünnetlerde yapılan özel ve çok emek isteyen bir yemek türü.Bunu yapmak için özel ustalar geliyor ve bir gün öncesinden hazırlıklara başlanıyor.KocA koca kazanlarda yapılıyor ve kazanların etrafına hamur yapıştırılıyor.Sadece ufak bir kısmı hamursuz bırakılıyor ve bu yöntem kazanın düdüklü tencere görevini görmesini sağlıyor.
    Kazanın en altına bol soğanlı et koyuluyor ve içinde ayrılan kısmına pirinç yerleştiriliyor.Önceki geceden odun ateşiyle kısık ateşte pişirilen bu etler ertesi sabaha pirinçlerin pilav haline gelmesini sağlıyor.
    Hiç yemedim ama ağzım sulandı yaniii... Hepinize afiyet olsun...

    YanıtlaSil