Sayfalar

6 Haziran 2024 Perşembe

HAFTA ORTASI / 6 HAZİRAN

Terden yapış yapış uyandığım iğrenç bir Antalya sabahında C'ciğimin paylaştığı şu Oscar'lı kısa film yüzümü gülümsetti. Kendi ırkımıza da ırkçılık yapabilmemiz mümkünmüş 😂

Antalya Haziran başında kendi sıcaklık rekorunu kırma konusunda yoğun çalışmalar yapmakta. Gölgede 42 olan sıcaklığı varın bir de güneşte hesaplayın siz. Tamam bu derecelere alışkınız da bunlar Temmuz ve Ağustos'un müfredat programında idi, daha Mayıs'ı yeni arkada bıraktık yahu insaf. Ankara'ya gidişimin geciktiği bir zamana rastlaması da enteresan tabii 😊

Sıcak falan ama kendimi dışarı atmaktan da vazgeçmiyorum ne hikmetse. Birkaç gündür rahatsız eden bir diş ağrım var, geçer diye bekledim ama baktım olmuyor diş hekimimden randevu aldım. Muayene etti ve dişte bir problem olmadığına kanaat getirdi, ağrılı olanın yanında oldukça besili bir aft oluşmuş, ona bağladı. Bakalım, aft iyileşene kadar bekleyeceğiz, geçmezse vaziyet karanlık, kanal dolgusu gerekebilir. Şimdilik nisbeten stabil. 

Diş hekimi ile işim bitince kartımdan üstüste iki kere para çeken cafe ile görüşmek üzere mekana gittim, durumu gözlerine soktuğum halde son derece lakayt davrandılar. 3 gün oldu bekliyorum para iade edilsin diye, olmadı bu sıcakta tekrar gidip tepelerine bineceğim. Sinirle çıkmıştım oradan ama yan taraftaki mekanın begonvilleri antidepressan etkisi yaptı:

 
Sanat sakinleştirir dedim ve sıcağa aldırmadan Antalya Kültür Sanat'taki Gülseren Südor Sergisi'ne gittim nostaljik tramvaya atlayıp ve karşıma ne çıktı:

Canımın içi at kestaneleri. At kestaneleriyle olan muhabbetimi bilen bilir, bilmeyenler bilenlere sorsun, bir daha yazmayayım. 

Bu yalın resmi çok sevdim, telefon renkleri tam anlamıyla aksettirememiş aslında, orijinali çok daha güzeldi. 

Gülseren Südor ve eşi ressam Teoman Südor

Güzel bir sergi gezip klimalı mekanda ferahladıktan sonra cehennem sıcağına çıktım tekrar. Arkadaşımla buluşmak için sözleştiğim yere doğru yürüdüm. Kalekapısı'nda araç trafiğine kapalı, alışveriş mekanlarının yoğun olduğu bir yol var, kaldırım boyu manolya ağacı dikili. Hepsi açmış, öyle güzeller ki, fotoğraf tam aksettiremese de dayanamayıp çektim:


Dondurmacının önünde sözleşilip de dondurma yemeden gidilir mi? Yedik tabii ki, acaip ne varsa dondurması var bu dükkanda. Yeşil erik ve nar aldım bu sefer, fotoğraf daha önceden sanırım bögürtlen ve mandalina idi buradaki:

Günün geri kalanı her biri ayrı çeşit ilginç garsonların hizmet ettiği bir mekanda kahve sohbetiyle geçti, dondurma üstü gıybet gıdası almış olduk 😂.

Dün bütün gün kendimi eve kapattım, zira dışarı çıksam fırın kebabı olmam işten değildi. "Green Border" isimli uzun bir film izledim. Geçen yılın en iyi 50 filmi sıralamasında yer alıyordu. Mülteci sorunları üstüne çekilmiş film Polonya-Belarus sınırında yaşanan tüyler ürpertici ve çok etkileyici olayları konu alıyordu. Bir yandan sıcak, bir yandan filmin verdiği iç sıkıntısı ile kendimi mutlu ettim, aferin bana (!) Sonra kalkıp balkonu yıkadım ama balkon içeriden daha sıcaktı, odaya dönüp "Keder" isimli, Bulgar bir yazarın kaleme aldığı öyküleri okudum. Hepsi 88 sayfa idi zaten çabucak bitti.

Fatma Karanfil ölmüş, çok üzüldüm. O da, ben de çok gençken o çıtı-pıtı, doğal güzelliğine bayılırdım. Huzurla uyusun, gençliğimizi renklendirenler birer birer gidiyor.

Şimdi müsaadenizi rica edeceğim. Kocam Bey'in göz kontrol randevusu için hastaneye gitmemiz gerekiyor, sıcakta çok mutlu eden bir olay haliyle. Umarım olumlu sonuçlarla döneriz. Kalın sağlıcakla...

NOT: Tarihe bakınca hatırladım. Bugün blogumun 15. doğum günü imiş. Ömrümde yaptığım en verimli işlerden biridir benim için bu blogu açmak. Bana şahane dostlar kazandırdı, çok şey öğretti, yeni insanlar, yerler tanımamı sağladı, yazım kabiliyetimi arttırdı, şahane paylaşımlara sebep oldu. O yüzden kendisine, kendisini var ettiğim için de kendime müteşekkirim. Çok yaşa Leylak Dalı, ömrün uzun olsun...







26 yorum:

  1. 15.doğum günü kutlu olsun blogunuz öğretmenim, nice yaşları olsun :) iyi ki yazıyorsunuz, hep yazın :)
    ben de güne aynı kısa filmle başlayıp ne iyi etmiş de paylaşmış c.ciğim dedim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şulecim sağol, iyi ki tanıdım sizleri. C şahane bir paylaşım yaptı, gülümsetti bizi ☺️

      Sil
    2. Ay aşırı sevindim :)) Ben de gülerek izledim dün.

      Sil
  2. Nice yıllara,gurme tavsiyesi meyveli dondurmanın yanına muhakkak kakaolu koymalı,lalo meyve ile birleşince boyut atlatır damağa:P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Kakaolu sevmem ben, her zaman meyveli tercih

      Sil
  3. Doğum günü kutlu olsun blogunuzun öğretmenim. Nice yaşlarını kutlamak dileği ile....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Buraneros, sizleri tanımak harika. İyi ki açmışım blogu

      Sil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Nice 15 yılları olsun Leylak Dalı'nın. İyi ki açmışsınız, iyi ki okuyoruz. Birbirimizden besleniyoruz vesileyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, çok haklısınız, gerçekten birbirimizden besleniyoruz...

      Sil
  6. Cağnım Leylakcığım mussmutlu nice 15 yıllar!
    Diş konusunda iyi dileklerimi ve hemen iyileşmesi umudumu yolluyorum, seni en iyi ben anlarım şu an..
    Yeşil erik dondurması nasıl olur yahu?! Bı işletme Roma’yı geçmiş, orada da bin çeşit (20’den sonrası abuksubuk) bir sürü dondurma vardı. Balıklı dondurma kelimesini okuyup koşarak kaçmıştım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol C'cim ben telaştan yorumları bile onaylamamışım, ne zaman oturdum bilgisayar başına Ankara'da şaştım kaldım yorum sayısına :) Diş halloldu şükür kendiliğinden. Yeşil erik dondurmasının çok da bir numarası yoktu yani, soğuk işte üç aşağı beş yukarı hepsi hemen hemen aynı tat :) Balıklı olan korkunçmuş yalnız :)))

      Sil
  7. Bizim buralar bile ne yanıyor, ne yanıyor. Antalyayı düşünemiyorum. Bu sıcakta
    hiç dışarı çıkmak istemiyorum. Hatta bugün bizim buranın pazarı var,
    okul çıkışı eşimle buluşup giderdik ama sen git kafana göre ne istersen al dedim.
    Blogun 15 olmuş demek, bir 15 yıl daha yazalım okuyalım, paylaşalım inşallah. iyi ki varsın iyi
    ki yazıyorsun, iyi ki seni tanıdık!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Off hatırlatma sıcağı canım, beynim erimiş, yorumları bile yeni gördüm o derece. Ben de sizleri tanıdığım için çok mutluyum, iyi ki varsınız...

      Sil
  8. nice yıllar olsun Leylak Dalına okumak çok güzel. Beni oğlumun da bu kestanelerle karşı aşırı sevgisi vardır çocukluğundan beri. Sultanahmet'ten toplayıp toplayıp evde stoklamıştı sonra onlar sinek yapınca zorla attırdık. Ama hala sever. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sağolun, bunları duymak da çok güzel. At kestaneleri kutsalımdır, minnetle bakarım kendilerine, hayatımı borçluyum zira...

      Sil
  9. Daha nice yıllara dileyelim. Kutlu olsun bloğunuz. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  10. Bugünlerde okuyorum ama yazamıyorum Leylakcığım. ;)
    Ancak tabii ki Leylak Dalı'nın doğum gününü kutlamamak olmaz. Çok yaşasın Leylak Dalımız, tatlı ergenimiz. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben ne okuyabilip ne yazabildim Ekmekçim, yorumları bile az önce gördüm iyi mi :))) Çok yaşasın bütün bloglar, varolsunlar...

      Sil
  11. Leylak Dalıcığımızın geçmiş blog doğum günüsü çok kutlu olsun, bol bereketli yazılı okumalı filmli sanatlı dolu dolu olsun! :) İyi ki buralardan tanıştık buluştuk, blogdaşlığımızı çok seviyorum. :)
    Bu yaz sıcaklarla hepimize kolay gelsin vallahi. Bodrum da dün 40 dereceydi, napıciiz Temmuz Ağustos'ta? Yandık ki yandık.
    Sergideki resimlere (özellikle sarı olana) bayıldım. Ben de Mayıs ayını fena kapamadım, 3 müze çeşit çeşit sergi gezdim. Özellikle Klint ve Kandinsky şahaneydi. Şimdi bir gaz yazsam mı? Parmaklara kuvvet.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook teşekkürler. Aynı duygulardayım. Ankara'ya kaçtım, Antalya'dan sonra burası çok iyi geldi, sıcak dediğin katlanılır düzeyde olur yahu :)
      O resim çok güzeldi gerçekten, renkler burada değişmiş orijinali nefisti.

      Sil
  12. Nice yıllar okuyalım inşallah Leylak Dalımızı:)

    YanıtlaSil