Sayfalar

26 Nisan 2022 Salı

PİNAna / 26 NİSAN

 


Sevgili Ayşe Başak Kaban'ın fırından yeni çıkan kitabı "Pinana"yı satışta olduğunu duyduğum gün, hem de bizzat yayınevinden sipariş ettim. Lakin "kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz" hesabı kitap bir türlü gelmez. PTT Kargo ile gönderildiğine dair bildirim geldiği günden bu yana takibe aldım. Önce yola çıktı, sonra Antalya'ya geldi, sonra kargo dağıtım merkezine ulaştı derken o da ne? Hoop kitap İstanbul'a geri gitti. Hem de benim adımla İstanbul'da bir adrese. Yayınevini arayıp durumu anlattım, "Bizim değil kargonun hatası" dediler. "Ee, ben ne yapayım, İstanbul'a gidip kitabın peşine mi düşeyim" dedim. "Bize iade olursa tekrar yollarız" dediler, boynum kıldan ince, kopmasın diye büktüm oturdum. Ha bekle gelmez, ha bekle gelmez. Bu arada kitap benim adımla İstanbul adresine gitti ve "Alıcı tanınmıyor" diye şerh düşüldü PTT Kargo Takip'e. Tanınmaz tabii, ne işim var benim İstanbul'da. Tekrar yayınevini aradım, güya kargo gelmiş, beni evde bulamamış, o yüzden geri gitmiş. Küllî yalan. Kargo dağıtıcısıyla aramız pek iyidir. Kargo geldiğinde "Aplaa" dile telefon eder, evdeysem aşağıya poşet sallarım, koyar içine, evde yoksam da alt kattaki dükkanlara, en kötü ihtimal zile basıp posta kutusunun üstüne bırakır. Bunları yapamıyorsa apartman giriş kapısının camına ihbar yapıştırır. Hiçbiri olmadı, tuhaf bir yanlışlık var. Son olarak Kargo Takip'i kontrol ettiğimde "Kayıp Kargo" ibaresini görünce artık tepem attı, tekrar yayınevini aradım ve siparişimi iptal ettirdim. Neyse üzmediler, IBAN alıp 10 dakika içinde paramı iade ettiler. Ben de akabinda stokta görünen Babil'e tekrar sipariş verdim. Ama yok, ilahlar kitabı bana okutmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Babil'den iki gün sonra mail geldi, tedarik gecikmesi. Bir hafta oldu hala ses yok, sonunda sevgili yazar arkadaşım imdadıma yetişti ve kitabı bana bizzat postaladı, hem de imzalı. Bunca maceranın üstüne lavanta ve altın otuyla kokulandırılmış, güneş rengi bir kağıda sarılmış kitabımı hemen okumaya başladım. 

Ayşe Başak Kaban'ı Ayizi Yayınevi'nden çıkan "Ben, Kendim ve Bergen" isimli kitabı ile tanımıştım. Kitabın adını taşıyan öykü ve diğer öyküler de çok güzeldi ama ben asıl Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülü'nü aldığı "Garnik ile Şaşik"e çarpılmıştım. Kitap hakkında yazdığım bir yazı yazarla tanışmama vesile oldu, birbirimizle yüzyüze gelemesek de uzaktan da olsa dost olduk. Kalbinin güzelliğinı anlamak için tanışmaya gerek olmayan insanlardan Ayşe Başak Kaban. Zaten bir süre sonra onun "Ne Malum" Ve "Kırık Kalp Sendromu", benim de "Mutfağın Hatıra Defteri" kitaplarımız sayesinde "Ayizi" kardeşi olacaktık. O ilk öyküleri okurken bunu hayal bile edemezdim haliyle. 

PİNAna'ya gelince, çağdaş bir masal bu roman. Direnmenin, dostluğun, kadın dayanışmasının, iyiliğin, doğa ve hayvan sevgisinin, güçsüze ve ayrıksıya destek olmanın, hayata güzel bakmanın kitabı. Tanıdığım kadarıyla  yazar kendinde bulunan tüm özellikleri kitabına konu etmiş. Kitabın ana kahramanları bir bilge kişi, bir nevi modern şaman olan "Nana" ve torunu "Pina". KüçükFaraşKoyu'ndaki otlarla, çiçeklerle, ağaçlarla çevrili bir çiftlikte köpekler, Koyun Do ve kızı, tavuklar ve başka hayvanlarla doğal bir yaşam sürüyorlar. Evin önünde layemut (ölümsüz) bir koca çam ve verandaya dallarını uzatan bir leylak ağacı var ki, işte o benim kalbimi çarptırdı 😊Nana ve Pina ile birlikte yaşayan bir de Rabiş var, doğuştan çileli bir Rabiş, kambur ve şekilsiz vücudu ile herkesin dışladığı bu yavruyu Nana'nın annesi Emine kanatları altına alıyor ve Rabiş onlarla büyüyor. Nana bir çeşit otacı, şifalı otlar kaynatıyor, tütsüler yakıyor, merhemler, sağaltıcı doğal ilaçlar yapıyor. Her konuda çok yetenekli, sevilen ve sözü dinlenen bir kadın.Ve bir gün çiftliğe misafirler geliyor, Nana'nın kızı, Pina'nın teyzesi İnci ve üç kadın arkadaşı Dicle, İpek ve İris. Ortada bir sorun var ve bunun halledilmesi gerekmekte. Gerisini anlatmak spoiler vermek ve kitabın tadını kaçırmak olacağı için derim ki bu iç açan kitabı alın ve okuyun.

Ayşe Başak Kaban kitabını geçen yaz yanan ormanlara, orman canlarına ve yakınlarda kaybettiği köpeği Puik'e adamış. Zaten kitaptaki köpeklerden birinin adı da Puik. Kapak resmi ise kızkardeşi Burcu Derya Kaban'a ait çok hoş bir tasarım. Nota Bene Yayınları'ndan çıkan kitap 229 sayfa. Yolu açık, okuru ve baskısı çok olsun...


6 yorum:

  1. Öylesine sıcak ve keyifle okudum ki an itibariyle kafama silah dayanmış gibiyim. Çare yok, hemen kitapçımın kapısını tıklayıp var olan kitaplarını bekleyen listeme ekliyorum. Eklemekle kalmıyor, anında yolluyorum siparişi. Hâlâ suratımda bahar tadıyla süregitmekte olan enfes gülümseme eşliğinde:) Note Bene'nin editörü eski bir blog yazarı, can arkadaşlarımdan biri, yorumlaşmalarımız eski yazılarımda durur hâlâ, aynı zamanda bir yazardır, Arzu Eylem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolun sevgili Buraneros. Umarım kitabı severek okursunuz, yazarımız kişilik özelliklerini kitabın güzel kahramanlarına dağıtmış. Nota Bene iyi kitaplar çıkarıyor ama kitabımı ulaştırmakta zorladı beni biraz, neyse ki iade işlemini çabuk gerçekleştirdiler. Sevgiler...

      Sil
  2. Kitabın masalsı havası, sana ulaşmasına da bir masal eklemiş demek ki! :)) Sonunda vuslat olmuş ve sevmişsin ya, ne mutlu, daha ne olsun. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla öyle oldu, bir kitaba ulaşmak için ilk kez bu kadar yoruldum. Başak sağolsun sonunda kendisi yolladı da kavuştum. Bugün bir arkadaşa hediye yolladım bir siteden, umarım o da sorunsuz ulaşır.

      Sil
  3. ne demiş atalarımız, geç olsun güç olmasın :) gerçi sizinki biraz güç de olmuş ama sonunda elinize geçmiş kitabınız, şahane :)

    YanıtlaSil
  4. Kitabı kendim okusam bu kadar sever miydim acaba? Sizin yorumunuz efsane olmuş çok merak ettim, en kısa sürede edineceğim.

    YanıtlaSil