Sayfalar

26 Mayıs 2021 Çarşamba

26 MAYIS (ANKARA'YA GİDERİKEN)

Pazartesi yasak biter bitmez yola düştük, saat 5'i 10 geçiyordu. Ben ilk 3 saati sütçü beygiri modunda uyuyarak geçirdim. Afyon'a yanaşırken açtım gözümü. (Bu arada peşinen bildireyim, mecburen Q klavyeye geçiş yaptım. 10 parmak alışkanlığı ile yapacağım yazım hatalarını affediniz. Yeni F klavyem gelene kadar zor durumdayım 😁) Yol alışkanlığımız üzere İkbal'de mola verdik. Geçen yılın aksine WC'yi kullandık ama yemek yemedik. Park yerinde biz ayaküstü termos çayı ve ev yapımı poğaça ile açlık bastırırken başka bir aile beton zemine oturup salatalıklı domatesli pek mükellef bir kahvaltı ettiler, afiyet olsun. Her koşulda hayattan zevk almayı bilen insanlara bayılıyorum.

Akdeniz yöresinde buğdaylar biçilmiş bile, çoğu yerde de haşhaş tarlaları vardı, nefis çiçeklenmişler. Arabayı durdurup fotoğraflamak vardı ama trafiğin canına okumayı göze alamadık. Uzaktan ancak şunu çekebildim:


Ve sonrasında hep nefret ettiğim, bir türlü bitmek bilmeyen Bayat-Sivrihisar arası ip gibi yola girdik. Bereket biraz yeşertmişler, o kıraç görüntü azalmış. Yol üstü köylerin ilginç isimlerini okuyarak eğlendim, Gülçayır, Benliyaver 😃 İkincisi bende bıyıklarını ve saçlarını briyantinlemiş, fesini yana eğmiş, dudağının yanındaki bene doğru eğri ve çapkın bir gülüş takınmış bir eski zaman paşası intibaı uyandırdı 😊 Köyü de insana benzettim ya, hayal gücümü seveyim 😋

Sonunda Sivrihisar'ın oyalı dağları göründü de şükür yol bitti dedim.


Ankara yönüne dönünce bir kez de Muhteşem Tesisleri'nde durup arabayı yıkattık. O güzelim salkım söğüdü kuşlar tüneyip masalara pisliyor diye kestiklerinden beri bu tesise mesafeliyim.

Polatlı çıkışı sağ şeritten giderken tam karşımızdan bir araba geldi, nasıl bir suçu üstlenme psikolojisi ise (haliyle lokasyona yabancılık) 'Aa ters yöne girdik galiba' diye telaşlanıp sağa çektik. Ters yöne giren diğer araçmış tabii ki 😀 Hani bir Temel fıkrası var, Kızılordu Korosu konserinde koro elemanlarından biri komik bir Türkçe ile anlatmıştı: Temel yolda giderken yanlış şeride girmiş. Trafik polisi anons yapmış. 'Falanca şeritteki araçlardan bir tanesi ters yönde gitmektedir' diye. Temel pis pis gülmüş: 'Ne bir tanesi, hepisu, hepisu' demiş. Bizimki de o hesap oldu.

Tam öğle vakti girdik Ankara'ya, ODTÜ civarında sıra sıra çok özlediğim iğde ağaçları karşıladı bizi, kokularını da duysam şahane olacaktı. Birkaç tane de kocaman billboard: 'Dünyanın Bizden Öğrenecek Çok Şeyi Var' yazıyor iri harflerle. Kaçırdım, ne acaba derken üçüncü billboardda yakaladım, vana imiş. Vana önemli tabii, tüm dünya bizden öğrenmeli 😃

Sonunda eve ulaştık. İlk sürprizi evin altındaki sürekli el değiştiren dükkan yaptı, tavuk dönerci açılmış. Buram buram yanık yağ ve tavuk kokuyor apartman, ekmeğini ban ye duvarlara. İkincisini balkona çıkınca farkettim, bir ferah, bir aydınlık, aşırı güneşli bir ortam caddede. 'Niye ki?' derken hüsranla çözdüm olayı. En az 60 yıllık güzelim akasya ağaçlarını fena halde budamışlar, tüy kalemlere dönmüş o bol yapraklı, dalları gölge yapan ağaçlar. Geçen sene Ankara dönüşü de balkon çınarımı budanmış bulmuştum, bu da benim kaderim, sevdiğim ağaçlara gözüm değiyor galiba.

Ankara'da iki günün bilançosu böyle şimdilik, çocukları, kardeşi görüp mutlu olduk, devamına bakacağız...

13 yorum:

  1. Evinize hoş gittiniz Leylakığım. Keyifli bir yaz olsun. :)
    Bizim mahalledeki iğdeler açtı, özellikle akşamları nasıl mis kokuyor... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bayılırım iğde kokusuna, ah çok hasretim :) Hoşbulduk canım, umarım keyifli geçer...

      Sil
  2. Hoş geldiniz Nurşen Hanım Ankara'mıza.

    YanıtlaSil
  3. ben de pek severim yolda gördüğümüz yer adlarının nereden çıktığına dair hikayeler türetmeyi. benliyaver efsane olmuş :P

    iğde ağaçları bizim burada da çok güzel kokuyor. iğdeyi pek sevmem ama kokusu çok hoş gerçekten :)

    alt katta tavukçu fena olmuş tabii ama "ekmeği ban ye"cümlesine çok güldüm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benliyaver çok komikti ya, ilk kez denk geldim, onca gelir giderim halbuki :)
      Dedemin Ulukışlada kocaman bir bahçesi vardı ve duvar yerine iğde çalılarından çitle çevriliydi etrafı, oradan kalma bir sevgi sanırım. Aslında iğde yemeyi de severim ama yıllar oldu tadına bakmayalı, lakin kokusu, ah kokusu ve Antalya'da tek tük ne yazık ki.
      Tavukçu fena, gerçekten dediğim kadar var :)

      Sil
  4. Yaz sezonunuz hayırlı olsun, sonbahara bekleriz :))

    YanıtlaSil
  5. Kardeş, çocuklar, torun... Hep beraber keyifli Ankara günleriniz olsun... Sevgiler Nurşen Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Sezercim, moralim yükseldi gerçekten onları görünce. Çok sevgiler...

      Sil
  6. Bu güzelim ağaçları budayıp kele çevirmiyorlar mı sinir oluyorum ben de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla anlamıyorum Mihribancım, eline testereyi alan girişiyor

      Sil
  7. Hoşgeldiniz rahmet, bereket getirdiniz. Keyifli ve sağlıklı geçsin,güzel anlar anılar biriksin inşallah hemşerim 🌸

    YanıtlaSil