Sayfalar

5 Mart 2014 Çarşamba

YAĞMURUN ETTİĞİ


Geceden beri soluk almadan yağan bir yağmur var dışarda. Önce akşamki yıldızlara aldanıp balkonda bıraktığım çamaşırlarımı ıslattı, sonra postaneye giden beni. Yetmedi karşıdan karşıya geçerken bir direksiyon magandasının hışmına uğratıp pantolonumu ve ayakkabılarımı çamurlu suya beledi. Sevmiyorum arkadaş yağmuru, eskiden de sevmezdim, şimdi de sevmiyorum, ilerde de sevmeyeceğim. Sevenlere de şaşıyorum. tamam gerekli, faydalı, onsuz olmaz ama siz her gerekli, her faydalı şeyi, mesela ders çalışmayı seviyor musunuz? Ha bir de sevenleri en şiddetli Antalya yağmurunda sokağa çıkmaya davet ediyorum :)

Sokağın köşesindeki PTT şubesine gittim Bibliyomanyaklar'da kitap kazanan arkadaşa kitabını göndermek için. İki hanım çalışıyor şubede, biri yeni geldi. Yeni gelen dünyanın en ağır kanlı ama en iyi niyetli insanlarından biri. İşleminizi yaparken gecikme için binbir özür diliyor-hatta geçen sefer çay ısmarladı bana bilgisayarda linkin açılmasını beklerken-ama bu arada da neredeyse hayat hikayesini anlatıyor. Bir nevi kabul günü havasında posta işlemi yapıyoruz. Bugün kayınvalidelere anne demenin faziletleri üzerine özlü bir muhabbet gerçekleştirdi(k). İlaveten yağmurun bereketinden bahsettik, insanın kendisini severse  başkalarını da seveceği üzerine felsefik saptamalar yaptık, benim ne kadar iyi ve hoş bir bağyan olduğumu da eklemeden geçemediler :) Böylece biri bilgisayar başında işlem yapmaya çabalarken, diğeri yerleri paspaslayıp "Ne zaman yağmur yağsa utanıyorum" diye bir Neşe Karaböcek şarkısı terennüm ederken sohbet ederek sıkılmadık, yani onlar sıkılmadılar, ben çok sıkıldım. İyiler haslar da işler biraz daha hızlı yürüse daha iyi, daha has olacaklar. Yaklaşık yarım saatte çıkabildim şubeden ve haydi çıkmışken markete uğrayım dedim. Karşıya geçmem gerekti ve direksiyon magandasının sıçrattığı sularla o zaman ıslandım. Bazı insanlar direksiyona geçince yayaları yolları işgal eden gereksiz bir böcek olarak görüyorlar sanırım. Market alışverişinden sonra uğradığım yöresel ürünler satan dükkanın sahibi kadın tam çıkarken kolumdan yakalayıp alçak sesle şöyle dedi: "Yanlış anlamayın ama saçlarınız tepeden seyrelmiş, şu sarmısaklı şampuanı tavsiye ederim, benim dökülen saçlarımı yeniden çıkardı". Oy ben nerelere gidem, karizmayı temelli sıfırlayıp döndüm eve :)
Not: Şampuanı deneyeceğim, saçlarım gerçekten ayrım yerinden seyrelmeye başladı, sonuçtan haberdar ederim, olumlu olursa komisyon alarak sizlere de şampuan pazarlaması yaparım. Eee devir ekonomi devri :)))

5 yorum:

  1. Antalya'nın yağmurundan bende nefret ederim ama Ankara' nın ki öylemi, uslu uslu yağıyor şikayet bile edemiyorum:(( Direksiyon magandalarını yufluyor, sarımsaklı şeyde başarılar dilyom ,bir de öpüyom

    YanıtlaSil
  2. Bir sefer benim de başıma geldi ama tam geldi.Pantolonumla kalmayıp yüzüm bile yıkanmıştı.Saç meselesine gelirsek ,herhalde saçı dökülmeyen kalmadı artık.Herkes bundan şikayetçi ,umarım işe yarar.Size bol güneşli günler dilerim

    YanıtlaSil
  3. Şemsiyenize bayıldım :))

    YanıtlaSil
  4. neyse şükür yağıyor yazın susuz kalmayalımda cok gecmıs olsun *-*

    YanıtlaSil
  5. Hangi sarımsak şampuanı o? Mecitefendi mi? Benim saçlarım da dökülüyordu onu kullandım nerdeyse durdurdu valla :)

    YanıtlaSil