Sayfalar

3 Mart 2014 Pazartesi

FAKİRLER DE OSCAR TÖRENİ İZLER İCABINDA...

Yeni haftanız kutlu, mutlu, neşeli, huzurlu olsun sevgili dostlar, peşin söyleyim bu uzun ve bol görselli bir yazı olacak. Malumunuz üzere dün gece Oscar gecesiydi. Velakin biz Digitürk'ü olmayan fakir kullar ağız tadıyla izleme zevkinden mahrum bırakıldık. Yayın hakkını Digitürk'e verenler Oscar amcamın gazabına uğrasın derim de başka bir şey demem :) Sırf sizleri Oscarlı blog yazısından mahrum bırakmamak için durmadan kopan ve dakika başı reklam giren bir internet linkinden izledim töreni ama o kadar yorucu oldu ki ancak kırmızı halı bitimine kadar dayanabildim. O bile çekilir işkence değildi, bu fedakarlığımı unutmayın, sevildiğinizi bilin :)

Efenim, bilenler bilir geçen haftayı tadilatla geçirince Oscar komitesi nasılsa Leylak Hanım gelemez, işi vardır, yorgundur diye bana davetiye yollamamış. Ama kaçırır mıyım böyle etkinliği arsızlığımla düştüm yola. Malum davetiye yok, kaynak yapacağız ya aradan şık giyinmek lazım, "ye kürküm ye" meselesi. Çektim dünyaca ünlü moda markası LeCeWe'nin laci eşofmanlarını sırtıma, geçen yılkı burnu delik sofistike terliğim paralandığı için bu defa pul işlemeli kırmızı olanlarını geçirdim ayağıma, sinema alemine dalacağım için koca bir çanak mısır patlatıp yolluk olarak aldım yanıma, "Melekler korusun beni" diyerek düştüm Los Angeles yollarına. Kırmızı halıyı gördüm görmesine de davetiye yok neyleyeceğiz, baktım sarılar giymiş, yapılı üç adam dikiliyor halının başında, halden anlarlar belki diye döktüm içimi onlara, çıt çıkarmadılar. İngilizcem yetersiz ya ondandır dedim, bir daha sordum, bir daha sordum, Türkçe sordum. Taşta ses var onlarda yok, meğer heykelmiş ayol. Çaktırmadım kimselere, derken uzaktan parlak renkli, göz alıcı bir şey göründü. Aaa Gabourey Sidibe. Narçiçeği kostümünü Çıkrıkçılar Yokuşu'ndaki gelinlik mağazalarından almış belli, eh buradan bir yakınlık kurarız diyerek yanaştım yanına. Sempatik kızmış, "Hello"ma "Hello" dedi, uzattı kolunu, kolkola girip mısır atıştırarak adım attık kırmızı halıya:


İlk gözüme çarpan Lisa Minelli oldu, insan Milattan Önce'den bu yana hiç mi saç biçimini değiştirmez yahu? Çökmüş ama garibim, yine de perçemini kostümünün renginde boyatmayı ihmal etmemiş.


İlerlerde bir yerde kabarık siyah elbise giymiş eflatun saçlı bir kadınla gelinlik giymiş bir taze aralarına Gene Kelly benzeri bir adamı almışlar hababam debabam konuşuyorlardı, "Kim bunlar?" dedim Gabo'ya, "Sunucu ayol, hiç Oscar töreni izlememiş gibisin, gaf yapıp durma" diye tersledi beni, biraz hüzünlendim, sustum.


Kırmızı halının ilk heveslilerinden biri Christine Chenovet idi. Hac'a giden komşumuz dönüşte oğluma böyle yanardöner, sarı bir kalem getirmişti işporta işi, kostümünü ona benzettim.

Amanin o da ne, birileri çocuk bahçesi yerine Oscar törenine gelmiş. Acaba mı? Ya da yardımcısı ütülerken pantolonun dizden aşağısını yakmış da olabilir, kesip şort yapmış sonra. 



Anneeem dayanamam, Somalili aç çocuklar var burda. "Bi dakka" dedim Gabo'ya koşturdum yanlarına, eksik İngilizcemle "Kamaan, kamaan, luk pop korn, iiit, iiit" diye mısır çanağını uzattım. Alık  alık baktılar suratıma, "utandı garipler" dedim, ısrar ettim bu sefer Türkçe "ye annem ye, bak mısır, ellerimle patlattım, GDO'suz, çekinme" derken ızbandut gibi bir koruma geldi, "go hom" dedi. Zaten Gabo da yetişmişti o sıra, çeke çeke uzaklaştırdı beni. Meğer Tom Hanks'in korsanlarıymış ayol bunlar.


Derken bizim salonun pencerelerine yetecek kadar perdelik kumaştan diktirdiği tuvaletiyle neşeli bir hatun göründü. Sordum Gabo'ya Chrissy Teigen'miş, bunun babası da Çıkrıkçılar Yokuşu'nda perdeciymiş, oradan tanışıyorlarmış.

Ama artık benim de bildiğim meşhur birileri gelsin derken afet göründü kırmızı entarisiyle; Jennifer Lawrance:


Pek sade, pek şirindi ama sarsak bu kız yahu, yine düştü. Yürümeyi mi bilmiyor, kalsiyum eksikliği mi var anlayamadım gitti.


Jeno'nun rol arkadaşı Amy Adams lacivert tuvaletiyle hoştu. Filmde bol bol sergilediği memelerini bu defa epey kapatmıştı. Zaten ödülü de Cate'ye kaptırdı, oh olsun. O filmden nefret ettim ben yahu, izlerken sıkıntıdan patlamıştım, canıma değsin umduğunu bulamadı, ben de intikamımı aldım.


Bu yıl kırmızı halı hamileler cennetiydi, bu ilki.


Bu ikincisi...


Ve buyrun bu da üçüncüsü, zaten köşede bir ebe nöbette bekledi ha doğurdular ha doğuracaklar diye:) Ben çaktırmadan koltuk altından kafamı sokup baktım göbek mi, yoğurt torbası mı diye. Göbekmiş.


En iyi yardımcı kadın oyuncu adayı Lupita Nyoungo "olmayana ergi" yöntemiyle giyinmişti Oscar için. Olmayan memelerine derin dekolte, olmayan saçına taç. Sonuçta Oscar'ı kaptı ya ona bak sen. 


Ve asıl kızımız göründü Cate Blanchett. Çıplak denize girmiş de çıkarken üstüne sedefli deniz kabukları yapışmış havası veren kostümü güzel miydi, tuhaf mıydı bilemedim. İnsan neden kendiyle aynı renk giyinir ki? Yoksa yavruda endam yerinde Allah için...


Ve "Blue Jasmine" de Cate'nin kızkardeşini canlandıran Sally Hawkins. Ailesi çok mutaassıp galiba, boynundan parmak ucuna kapatmışlar garibi. "Ne iş?" dedim Gabo'ya, meğer o da Çıkrıkçılar Yokuşu'ndaki gelinlikçiden almış kostümünü, kına gecesi bindallısıymış. İki tane alınca ikinciye yüzde 50 indirim yapmış mağaza. Gecikince saçını da Ulus'taki kuaförlerden birinde maşalatıvermiş.


Baktım Anne Hateway geliyor, kızçeme benzediği için pek severim kendisini ama sanırım karıştırdı, Oscar töreni yerine kıyafet balosuna geliyorum sanıp "pırlantalı Bülent Ersoy mikrofonu" kostümü giyinmiş.


Ve bence geçen yıl olduğu gibi bu yıl da gecenin bir numarası Charlize Theron; asil bir siyah lale gibi göz kamaştırıyordu. Gabo'yla yediğimiz mısırlar boğazımıza tıkandı hasetten. 


Sandram Bullockum da Charlize'den geri kalmamıştı şıklıkta. Nefret ettiğim Gravity'yi unutturdu bana veletlik akan suratı ve enfes lacivert tuvaletiyle. 


Penelopumuz sarındığı bol döküm kumaşla hamam peştemaline bürünmüş gibiydi, göğüs altındaki siyah kurdele ayrı bir tartışma konusu zaten.


Ehehe absürd ikili :) Brad tombullaşan yanakları ve gölgeli bıyıklarıyla giderek mahalle kasabına benzerken Angelina "nerden giydirdiler şu saçma tuvaleti bana, başlarım sponsoruna, bitse de gitsek" duruşundaydı. 


Bir dalgalanma oldu kalabalıkta, baktık Gaga hanım insani bir kılığa girmiş kasıla kasıla geliyor. Oysa o çirkin sarı saçlarıyla vazoya hapsedilmiş Kibariye'nin annesine benzediğine bilseydi havası fos diye sönerdi.


Meryl teyzem tercih ettiği öğretmen kostümüyle "Artık beni aday göstermekten vazgeçin, giyecek kıyafetim bile kalmadı Leylak Hanım'dan ödünç aldım" der gibiydi.


Hepimizin Julia ablası ise camiler, kiliseler, sinagoglar, mescitler ve cümle tapınaklar yıkılsa da ben mihrabımla hep ayakta kalacağım mesajı vermekteydi. 

Öyle böyle derken kırmızı halı geçişi bitmiş ve Gabo'yla salona girmek üzereyken çam yarması bir bodyguard önümü kesip "Davetiye" dedi, "Hık-mık, ben, şeyy, davetiye Gabo'da" derken ne göreyim Gabo girip oturmuş bile yerine. Vefasız, hain. Yedirdiğim mısırlar haram olsun.  Kaldım iyot gibi açıkta, rica minnet kâr etmedi, "Yassah hemşerim" dedi de başka bir şey demedi kapıdaki yarma. "Eee başlarım töreninize, yarın netten öğrenirim nasılsa" dedim ve çanaktaki mısırları yarmanın kafasından aşağı boca edip yürüdüm gittim.


Leo arkamdan hüzünlü gözlerle bakakaldı...

26 yorum:

  1. Hiç sorma ya bende de digiturk denen nane yoktu, izleyemedim. Artık her şey paralı oldu dünyada. İlla bir şeylere üye olmak lazım bir şeylerden faydalanmak için. Olur mu öyle şey :/

    Gabourey Sidibe'yi çok severim. Elbisesi de yakışmış :)

    Liza Minelli ölürken de çok zarif olacak diye korkuyorum. Ama dediğin gibi feci çökmüş. Özellikle son iki yıldır ciddi bir değişim içinde. Hastalığı olabilir.

    Pharell ile ilgili yorumuna koptum :D

    "Filmde bol bol sergilediği memelerini bu defa epey kapatmıştı." Gerçekten o rezil filmde Amy'den çok dekoltesi rol almıştı resmen.

    Meryl'ı öğretmene benzetmene bayıldım :) Artık ödül mödül almasın zaten evinde yer kalmamıştır.

    YanıtlaSil
  2. harika yaaaa
    oskar ilk defa anlatımınla ilgimi çektiiii:)

    YanıtlaSil
  3. Ben çok bozuldum ve kaç senedir ilk defa seyretmeden yattım. Eminim Oscar komitesi de çok üzülmüştür yokluğuma :D
    Cate bir süredir kendiyle aynı renk elbiseler giyiyor hakikaten, öyle vücudun olsun sen tut yekpare kapat her yerini, valla anlamıyorum. Aynı şey Ancelina için de geçerli, onun elbisesini de uyuz buldum.
    Ahahhaha bakakalan Leo'ya çok güldüm :D

    YanıtlaSil
  4. Hiç bu kadar eğlenceli Oscar yazısı okumamıştım, yüzümde kocaman bir gülümseme ile bitirdim yazıyı.
    Yekta Kopan'nın muhteşem program düzeni ve sunumu ile seyretmeye alıştığımız töreni ne yazık ki bu sene digitürkte olması sebebi ile bende seyredemedim.
    Leonardo'nun ödül alamamasına da çok üzüldüm, herhalde çocuğun iyice olgunlaşmasını bekliyorlar.
    Angelina'nın tuvaleti hiç onun tarzına uygun değildi, üzerinde hiç güzel durmamış.
    Lady Gaga'yı insani bir kıyafetle görmek şaşırtıcı oldu.
    Lady gaga o saçma topuklarla falsosuz yürümeyi başarırken, Jenifer'in normal ayakkabılarla 2 yıldır düşmesi komik oldu :)
    Bence tuvaletini değil ayakkabısını değiştirsin, seneye babetlerle törene gelsin :)

    YanıtlaSil
  5. ben biraz izledim çook güzeldi bence :D

    YanıtlaSil
  6. okurken gülmekten karnıma ağrılar girdi Nurşen Hanım. bu kadar da eğlenceli anlatılmaz ki canım :) siz çok yaşayın emi...

    YanıtlaSil
  7. Sevgili leylak dalı ne güzel bir oskar yazısı olmuş çok güldürdün beni ,Charlize konusunda hemfikirim hem çok güzel hem de çok zarif görünüyor güzel bir hafta diliyorum sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. Oscar Törenini senin dilinden (elinden) daha çok seviyorum ben. Geçen seneki gibi çok güzeldi.

    YanıtlaSil
  9. Atilla atalay'ı mizahta solladınız. En çok saçları etilerde ki kuaföre maşalatmış hoşuma gitti:)

    YanıtlaSil
  10. Ahaahahh olmayana ergi ne kuşum bayıldım gülmekten :))))

    YanıtlaSil
  11. ah kuşum ayıptır sölemesi biz bi de tekrarını izledik bugün:))
    Şaka bi yana eğer sen yazmasaydın çok tatsız olacaktı bu yılki Oscar Töreni...
    Kıyafetler ''Mahmut Paşa''dan da alınmış olabilir yalnız. Sankim görmüş gibiyim daha önce oralardan geçerkene:)

    YanıtlaSil
  12. Hahhaaaa çok yaşayın emi :)) Okuduğum en keyifli Oscar yazısıydı. Ayrıca her noktasında hemfikirim :DD

    YanıtlaSil
  13. Yoğun çalışmaların için çok teşekkür ederiz :) Sağlıcakla kal ....

    YanıtlaSil
  14. Leylağım eğer sen bu yazıyı yazmasan eksik kalacaktı Oscar, gerçekten:) Zor şartlarla izlemene rağmen yine o kadar doğru tespitler yapmışsın ki, çoğunda hemfikirim. Kıyafetler bu sene sanki Rahibe Teresa'dan esinlenilmiş gibiydi, olabildiğince kapalı ve vasat. Özelllikler çok beğendiğim bir kıyafet olmadı ama bu yıl erkekler daha mı şıktı ne?;)
    Dün gece saat 06.00'ya kadar izledim son bir saat kala artık Gravity'nin tüm ödülleri toplamasına sinirlendim ve en iyi filmi onun alamayacağını bilerek, mutlu yatağa düştüm:))En iyi film, en iyi kadın, en iyi yard.kadın, en iyi efekt, en iyi dekor tahminlerim doğru çıktı. Bu güzel yazın ve yorumlarınla bizi mutlandırdığın için teşekkürler Leylağım:))

    YanıtlaSil
  15. Geçen seneki oskar törenlerine yaptığın yoruma da gülmüştüm bu senekinede güldüm :) Sanki birlikte oturmuşuz da beraberce yorum yapıyormuşuz gibi hayal ettim ay ne hoş olurdu valla :) En çok da çıkrıkçılar yokuşu muhabbetine ...Öptüm seni Leylakcığım :) İlknur

    YanıtlaSil
  16. Biliyorum çok önem veriyorlar ama şimdiye kadar kıyafet konusuyla ilgili bir yazıyı hiç baştan sona hem de sıkılmadan hatta gayet de gülerek okumamıştım :)
    Çıkrıkçılardaki gelinlik dükkanları geldi aklıma..
    Çok eğlendim bu yazıda, teşekkürler sevgili Leylak Dalı :)

    YanıtlaSil
  17. Leylak Dalııııı'm, başlıkta başladın güldürmeye, hayat da seni güldürsün. Bu kadar güzel benzetmeyi nasıl tak diye buluyorsun. Bende de digitürk yok, bir link buldum ama canım istemedi izlemek. Çok keyifli anlatmışsın. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  18. Ne iyi oldu.
    Seyredememiştim bir d smart lı olarak.

    Eksik anne

    YanıtlaSil
  19. Oscar bahane senin yorumlar şahane....

    YanıtlaSil
  20. bayıldım.8)
    bi de çıkrıkçılara gidesim geldi. nicedir gitmediydim.

    YanıtlaSil
  21. Güle güle bi hal oldum Leylak'ım...
    Akşam eve vardığımda saat on ikiye geliyordu, bilgisayar bile açmadım :)))
    Bu akşama dek bekleyemedim, resmen işten kaytarıp okudum gönderini; iyi de ettim! :)
    Ablanın hakkaten maşşallahı var be...yani...nasıl desem...enine-boyuna :D
    Kendi geleceğimi gördüm bi' an, sonra dedim kızım yok, senin ten rengi bu kadar koyu değil... aynısı olmayacaksın :)))
    Yine döktürmüşsün Leylak'ım...
    Seneye de aynı performansı bekliyorum senden bilesin :)
    Charlize Theron ablanın yeri apayrı göynümüzde :)
    LeCeWe aşortman :))) la gelse her türlü bir numara olur...
    Neyse, dövecekler beni burda, bi' saattir iş yapmıyorum :)
    Yorumu burada noktalayıp gideyim...de, insan Leonardo'ya ardından ööle baktırır mı be Leylak'ım? Ayıp...valla ayıp.
    Bi' de, sevmediğin...benim sırf sen sevmedin diye izlemediğim Gravity tüm ödülleri silmiş süpürmüş ya...bizim bademler Akademiye de mi el attı? diye düşünmedim değil... :)
    Hadi kaçtım.

    YanıtlaSil
  22. Ben de Kırmızı Halı postu yaptım ama itiraf etmem gerekirse senin yazdıklarını okurken çok eğlendim :)
    Charlize Theron benim de yıllardır değişmeyen favorim... kadın dunyaya asil olmak için gelmiş <3
    Bu arada ben de beklerim...

    http://kopikett.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  23. Belki artık Digiturk maçları gibi kahvelerde verirler Oscar törenlerini, çekirdeğimizi alıp izleriz bütün mahalle :)

    Elbiseler çok fenaymış hakkaten, herkes perdeye sarınıp gelmiş. Arada duş perdeleri var ki daha fena. Charlize ve Julia'nınkini beğendim ben. Cate'e karşı da boş değilim ama :)

    YanıtlaSil
  24. Ahahahah. Harika. Super. On numara yorumlar.

    YanıtlaSil
  25. LEYLAĞIM sen öyle güzel anlatıyorsun ki, remen seni kırmızı halıda pijamalarınla görüyorum yahu :)))
    çok harika bir insansın
    beni güldürdün akşam akşam Allah da seni güldürsün emi :)))
    güzel bir haftasonu diliyorum sana

    YanıtlaSil