Sayfalar

9 Mart 2012 Cuma

KİTAPLAR


Tam da bugün Idefix siparişlerim kapıya gelmişken ve daha Kitap Fuarı'ndan aldıklarımı hatta daha öncekileri eritememişken  Yeliz bir mim pasladı: "Kitap Okuma Ritüelleriniz". Eh kitap dendi mi bende akan sular durur, dolayısıyla aldım elime kalemi (kalem nerde bu arada?), yazdım başıma geleni.

Aslında her koşulda kitap okuyabilirim (hareket halindeki bir vasıta dışında, anında midem bulanır otobüs ya da arabada giderken okumaya kalkarsam). Evde, sokakta, mutfakta çorba karıştırırken, yatarken, parkta otururken, yemek yerken, kuaförde boyanan saçımın zamanını beklerken rahatlıkla okuyabilirim; gürültü, patırtı hiç etkilemez. Hatta bir defasında acilen bitirmem gereken bir kitabı kolumu uzatarak duşun altında bile okumuşluğum vardır. Ama herhangibir zorunluluk yoksa ve keyifle kitabımı okuyacaksam genellikle kışın güneş, yazın esinti alan kanepeme uzanarak okumayı tercih ederim. Oturarak okuyorsam aynı kanepenin sağ köşesine kurulmam, köşeye bir yastık koyup sırtımı dayamam gerekir. Asla kanepenin sol yanına oturup okuyamam, dikkatim dağılır, huzursuz olurum. Her kitaba başlarken bir ayraç seçer içine yerleştiririm, okumaya başlayınca o ayracı alır bir kenara koyarım, kitaba ara verince de kesinlikle koyduğum yeri bulamaz arasına ya bir mendil, ya kalem, ya bir bardak altlığı hatta gözlük sıkıştırdığım olur. Bir keresinde eşimin hemen masanın üstünde bulduğum kimliğini koymuş kitabı kapatmıştım. Okumaya bir sebeple ara verince de tamamen unutmuştum. Günlerce kimlik aradık, tam yenisini çıkartmaya karar vermiştik ki tesadüfen kitabı tekrar elime alınca kimlik bulundu. Eşeğini kaybeden Nasreddin Hoca hesabı bir durum oldu. Kitap arasına yer işaretleyici olarak rastgele şeyler sokuştursam da aslında iflah olmaz bir ayraç manyağıyım. Hayli kapsamlı bir koleksiyonum vardır ve kitaptan sonra satın almaktan en çok zevk aldığım ve bıkmadığım şey ayraçtır. 

Kitabı okurken asla katlamam, buruşturmam, kıvırmam. Birkaç kez okunmuş kitaplarım bile yeni alınmış gibidir, eğer aşınmış bir kitabım varsa mutlaka bir başkası ödünç alıp o hale getirmiştir ve bu benim müthiş sinirlendiğim bir durumdur. O yüzden artık sadece gerçekten severek kitap okuyan, kitaba verdiği parayı boşa gitmiş saymayan insanlara ödünç (hatta temelli) kitap veriyorum ve geri dönüş yukarıdaki gibi olduysa bir daha avuçlarını yalıyorlar. Aldığım kitabın ilk sayfasına çoğunlukla ismimi, aldığım tarihi ve satın aldığım kitabevini yazarım. Hediye edilmişse mutlaka belirtirim. Sevdiğim bir yazarın kitabının yeni baskılarını da alırım, Mesela Füruzan'ın ilk basımından başlayarak tüm yayınevlerinden çıkmış kitapları kitaplığımda çifter çifter mevcuttur. Genellikle kardeşim ve çok yakın birkaç arkadaşım dışında kimseden ödünç kitap alıp okumam. Kitap benim olmazsa aramda bağ kurulamayacakmış gibi bir duyguya kapılırım. En sinir olduğum şeyse odaya girip duvarları kaplayan kitaplıkları görünce "aa giderken birkaç kitap alayım ben" denilmesidir, sanki halk kütüphanesi. Ben vitrini kadeh dolu bir evden ayrılırken ödünç kadeh mi istiyorum arkadaş.

Eskiden gece yatarken kitap okumazdım, birkaç yıldır yatmadan önce mutlaka okuyorum. Kitap okumak uykumu kesinlikle getirmez, sayfalar dolusu okuyabilirim. Son günlerdeki şikayetimse çocukluktan beri miyop olan gözlerimin bana bir hediyesi olarak zamanı geldiği halde takmadığım yakın gözlüklerine hem ihtiyaç duyup hem duymama durumum. Işık iyi değil ve uzun süre okursam görüşüm bulanıyor ve harfleri seçmek zorlaşıyor. Lakin yakın gözlüğü taktığım anda da adeta kusacak gibi oluyorum. Bu duruma nasıl bir çözüm bulacağım bilmiyorum.

Kitap sözkonusu olunca çenem düşüyor, daha yazacak birsürü şey bulabilirim ama okuyacakları da düşünerek burada kesiyorum. Bu mimi de kitap okumayı seven ve yazmayı arzu eden kişilere paslıyorum.

17 yorum:

  1. Ohh, ne büyük mutluluk ablam, keyifle oku hepsini...
    Ben de idefix siparişimin gelmesini bekliyorum bugünlerde :) Siparişlerimiz arasında pişti olan kitap yok, yalnız Şairin Romanı'nı Teyzoştan ödünç almıştım, rafta duruyor, halen başlamadım. Başladığında haber verirsen aynı anda okuruz yine.
    Öptüm,
    Sevi

    YanıtlaSil
  2. Kitap kurdu olan biri olarak yazınızı bir çırpıda okudum, devamı olsa onu da okurum. :))
    Konu kitap olunca bende de akan sular durur.
    Her yerde okuayn biriyimdir bende. Her kitaba ayrı ayraç kullanmayı severim. O anda bir kitaba bakarım bir ayraçlarıma içimden hangisi gelirse onları eşleşdirirm. :)
    Okumalı, keyifli haftasonu :)

    YanıtlaSil
  3. BİRGÜN bende bir kitap olursam yatmadan önce beni de okurmusun. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Ben yazmışım gibi okudum. Hele şu aldığı kitabı kötü bir şekilde geri verenlerle, kütüphanemi görüp ödünç kitap isteyenlerle ilgili duygularımı aynen yazmışsın. Altına imzamı atıyorum:))

    YanıtlaSil
  5. Çoook güzel çoook...
    Kitap görünen her post beni mıknatıs gibi çekiyor:)
    Yolculukta okyamama, gece yatmadan mutlaka okurum kısımları tastamamam aynı.
    Okurken uykum gelmez kısmı da... yalnız kitapları parçalamam ama yaşanmış olmasını severim zaten ister istemez öyle olur çünkü çantamda, başucumda, elimde gezerler bolca..
    Yeni kitaplarınızı nice yeni duygular katmasını dileyerek okuyun diyorum.
    Sevgiler çoook!

    YanıtlaSil
  6. Ben de kitaplarda iz bırakmadan okurum. Sayfasını katlamam ve kitapların sırtlarında aşırı kıvvrılmakdan dolayı izler oluşmaz. Artık kitap ödünç verdiğim iki kişi var daha fazla kişiye veremiyorum. O iki kişi de benim gibi okur kitapları. Ya da vermek zorunda kaldıysam bir şekilde tembihlerim sakın geri getirme istemiyorum senin olsun derim. Kitabın yeni gibi kalması hoşuma gidiyor sanırım. Neden acaba?

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Leylak Dalı,ne kadar güzel,sıcak,samimi yazmışsınız..Bence sizin adınızı taşıyan bir kütüphane yapılmalı.Ben de herkese herşeyimi veririm..Son paramı,son lokmamı,üstümdekini veririm.Ama kimseye kitabımı vermek istemem.Kimseninkini de almam.Kitabı kıvırarak okuyana,kaldığı yeri işaretlemek için kocaman kıvırana,parmağını ıslatarak sayfalarını çevirene,açıkken ters çevirip bir köşeye koyana çok kızarım.Okulda hep kitaplık kolu olurdum.Kitaba bence değerini bilenler sahip olmalı.İlk baskı ve özel baskılara sahip olabilmek ne kadar güzel..Ben de miyop olduğumdan,bazen kitap okurken gözlüğümü çıkarıp yakından okumaya çalışırım.Yakın gözlüğü olmadan o şekilde okumak bile güzel bence..

    YanıtlaSil
  8. Ayrıca ben kitap biriktirmem(genel olarak hiçbir şey biriktirmemeye çalışıyorum). 2-3 sene önce, kitap koyacak yerim kalmamasının sıkıntısını çekerken, takasx.com sitesini keşfettim ve kitap takas etmeye başladım. Gerçi şimdi site kapandı ama o siteden tanıdığım ve takas yapmaya devam ettiğim kişiler var. Bir kitabı bir kez daha okuyacağıma inanmıyorsam elimde tutmuyorum boşuna. Çünkü daha okumak istediğim yüzlerce kitap var. Hem bir kitap, daha fazla kişi tarafından okunursa daha mutlu bir kitap olur; diye düşünenlerdenim.
    Bir zamanlar ben de kütüphane işletir gibiydim evde. Büyük bir defterde kitaplarımın listesi vardı, kime ödünç vermişsem deftere kaydederdim, unutulup kayıplara karışmasın diye. Kitaplarım bir yana dünya bir yana, derdim. O nedenle okuduğum kitabı -özellikle ödünç almışsam- çok titiz okurum. Ama takasla gelen, tekrar tekrar okunduğu belli olan kitaplara da bayılıyorum. Yalnız yıpranmış olabilir ama pis olmayacak. Şunu keşfettim, bayanların takas ettiği kitaplar genellikle yeni gibi temiz oluyor; halbuki beylerden gelen kitaplardan mikrobu kırılsın diye sobada tütsüledikten sonra okuduğum bile var :) Allah sizi inandırsın, bazısı çok pis okuyor kitabı. Hatta okumayı bırakıp çamura atıp üstünde tepiniyor sanki :)
    Öptüm tekrar, Sevi

    YanıtlaSil
  9. heeyy bayıldım bu mime, ben de üzerime alıp yazıyorum hemen:) o kitabın arasına eline geçen ne varsa sıkıştırma durumu bende de var, çok komik:)

    YanıtlaSil
  10. Ah bizim kuşak ahhhh ne çok benzeriz.yıllarımızı verdik ,vermeye devam ediyoruz ilkelerimizde...Selamlar,sevgiler.

    YanıtlaSil
  11. Bir de gidip de gelmeyen, verdiğiniz kişinin arkadaşlarının arkadaşlarında dolaşan kitaplar var. :( çok sinir olduğum bir durumdur kendisi.

    YanıtlaSil
  12. Biz de bu yüzden senin kitap listeni kutsal sayıyoruz :)

    YanıtlaSil
  13. Bizi kitaplar bir araya getirdi. Böyle bir yönleri de var. Hem arakadaş oluyorlar hem de arasan bulamayacağın arkadaşları getirip sana bırakıyorlar.

    Duşta kitap okuma kısmnını naklen dinlicem heheh

    YanıtlaSil
  14. çılgın leylak.. akrobat gibisin kitap okuma konusunda.. duşun altında.. =)hayır küvette desen tamam da..

    atalet

    YanıtlaSil
  15. ben .. ataletim demiş miyim ki ?? demin.. bilemedim.. =)

    YanıtlaSil
  16. yine ne güzel yazılmış :) öperim çok

    YanıtlaSil
  17. çok teşekkürler:)
    sevgiler

    YanıtlaSil