Sayfalar

16 Şubat 2010 Salı

ADAM ECER


Geçen gün markette gözüme çarptı. Haribo bütün çeşitlerini minik poşetlere koymuş ve bir büyük paketin içinde satışa sunmuş, kaptım bir tane. Sık sık tüketilmese de bizim ailede özel bir yeri olan şekerdir lastik şekerler, bilhassa kızkardeş için. Yıllar önce, henüz Türkiye'de satışı olmadığı zamanlarda Almanya'dan gelen konu-komşu getirirdi arada bir ve pek hoşumuza giderdi. Renk renk minik ayıcık şeklindeki şeffaf şekerlerin neşeli görüntüsüydü herhalde bizi çeken. O yıllarda 3-4 yaşlarında olan kızkardeş çok severdi, lakin belirtiğim gibi Türkiye'de bulunan birşey değildi ki bakkaldan alıp eline tutuşturasın. Yaşadığımız apartmanın üst katında oturan ailenin kızı evlenmiş, Almanya'ya gelin gitmiş ve orada iki kız çocuk sahibi olmuştu. Yaşları kendisine yakın olan bu çocuklarla tatile geldikleri zaman oynamaya giderdi kızkardeş. Yine birgün oynamak için hevesle gittiği çocukların yanından kırık ve ağlamaklı bir şekilde dönüp geldi. Ne olduğunu sorduğumuzda önce söylemek istemedi ısrar edince anlattı. Komşumuz Almanya'dan lastik şekerler getirmiş ve oyun esnasında iki paket çıkarıp iki kızına vermiş. Bizimki çok sevdiği bu şekeri görünce belli ki hevesle kendisine de verilmesini beklemiş. Gelgelelim ona verilmediği gibi çocuklar da göstere göstere paketteki şekerleri yemeye başlamışlar. Hem canı çok çeken hem de ikram edilmediği için kırılan kızkardeş de dolu dolu gözlerle oyunu yarım bırakıp çıkıp gelmiş eve. Çok üzüldük, hem komşunun düşüncesizliğine, hem de bulunma imkanı olmayan bir şekerin sebep olduklarına. Bu olay hiç unutulmadı, sonraları bizim ülkede de bollaşıp üç kuruşa satılmaya başladığı zamanlarda bile gördükçe bu düşüncesiz tavrı hatırladık.

Sonraları lastik şekeri daha kolay bir yoldan elde etmeye başladık. Dayımın Almanya'da yaşayan kayınbiraderi tatile gelirken bol miktarda getiriyordu ve bizim eliaçık kuzenler de zevkle paylaşıyordu artık yaşı biraz daha büyüyen kızkardeşle. Bir de komik isim takmıştı kuzenlerin ufak olanı lastik şekere, ayı şeklindeki görünümünü insana benzeterek "Adam ecer" diyordu, yani "Adam şeker". İsmi biz de benimsedik ve adı "Adam ecer" olarak yerleşti kaldı kızkardeşle aramızda. Zaten bir süre sonra da "Adam ecer"ler market raflarını doldurmaya başladı, istediğimiz zaman alıp yiyebilecek durumdaydık artık.

Aradan yıllar geçti. Şimdi bile nerede görürsek görelim "Adam ecer" diye üstüne atlar, dayımın sağlığındaki güzel günleri hatırlar ve mutlaka komşunun kızkardeşe yaşattığı o tatsız olayı bir kez daha anlatırız hala geçmeyen kızgınlığımızla.

7 yorum:

  1. Ay nasil kizdim kadina, yuh yani.
    Üc cocuk var ve sadece kendininkilerine veriyor sekeri, ki seker cocuk icin cok sey demektir.
    Neyseki artik kendi ülkemizde de var hersey de kimse kimsenin eline bakmiyor.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. isteseymiş bundan fazla ayılık edemezmiş, yuh dedim geçtim kenara !
    teyzem getirirdi bize de almanya'dan, yoksa dediğin gibi nerdeee adam ecer bulup da yiycen bol bol :)

    YanıtlaSil
  3. Kıyamam dediklerimize kıydıkları zaman ne de üzülüyoruz değil mi?Oh canıma domdom ki cıktı haribolar burda da...İstediğiniz kadar yemeniz dileğiyle :)

    YanıtlaSil
  4. leylak dalıcım, ben iki yazını aynı anda okuyunca aşağıda ortaya karışık bir yorum yapıp her iki yazınıda aynı anda yorumlamışım:)))

    YanıtlaSil
  5. Arada böyle şuursuzlar çıkıyor malesef..Yuh bile az gelir..Bu arada hemen hemen aynı yaş gurubunda bulunan bizlerin geçmişten özlem duyduğu çok şey var ..bunun gibi küçük şeylere.Bazen kendi nefsim için aldığım ama çocukların arkasına sığındığım şeyler oluyor..ha ha ha ha ..

    YanıtlaSil
  6. Bizde kardeşim ve kuzenlerimle küçükken teyzemin mahallesindeki Almanyada yaşayan komşularını dört gözle beklerdik yazın gelmelerini. bu şekerlerden getirirler, kablo gibi şekerler, balonlar hayalini kurardık. Yazın onlar geldimi ertesi gün bütünnn günn sokakta oynar beklerdik dağıtım için. Kapıya çıktılarmı nasılda hurraaa koşardık yaa..

    YanıtlaSil
  7. kım sevmezkı lastık seker

    YanıtlaSil