Sayfalar

2 Aralık 2009 Çarşamba

HASTANEDE

Bu öksürük kesilmek bilmeyince istemeye istemeye doktora gitmeye karar verdim. Sağdan-soldan gelen baskıları da inkar etmemek gerek tabii ki, bana kalsa yine baştan savardım zira son yıllarda yaşadıklarımın sonucu müthiş bir hastane fobim var. Dün randevu aldım ve bugün de gittim hastaneye. Önce başvuracağım servisin yerini öğrenmek için danışmaya uğradım. Danışma görevlisi çok kötü bir sarıya boyadığı saçlarına yeşil fiyonk iliştirmiş çakma bir Barbie idi. Kirpiklerine cömertçe sürdüğü rimellerin ağırlığından gözkapaklarını kaldıramadığı için yere bakarak "Bir üst katta" dedi. Çıktık işlemlerimizi yaptırdık ve beklemeye başladık. Az sonra doktor geldi, şaşırtıcı bir şekilde selamladı bizi, özel hastane olmasından kaynaklandığını düşündüm. Yanımda orta yaşlı bir hanımla asker emeklisi olduğunu düşündüğüm babası oturuyordu. İlerlemiş yaşına rağmen çok şıktı beyamca, pantolon, ceket, kravat gayet uyumlu idi. Kızıyla tatlı bir atışma içinde sıralarını beklediler, adları okununca da arka arkaya girdiler doktorun yanına. Sonra da bana sıra geldi. Derdimi anlattım, muayenemi oldum ve istenen tetkikleri yaptırmak üzere dalgalı kızıl saçlı, hoş sekreter hanımın ardına düştüm. Elime verilen barkoddaki sırayla önce kan verdim, acıdan ziyade damarıma bir iğnenin girmesi duygusu sinirimi bozduğu için kan alma süreci boyunca duvardaki hastaneyi tanıtıcı ilanları okudum. Bitiremeden işlem sona erdi, sonra da tomografi sırasına girdim, bereket kontrastsız idi, o iğrenç ilaçlı sıvıyı içmeden ve damarıma ikinci iğne girmeden yattım uzay mekiğine. Zavallı carpal tunnel sendromlu ellerim başımın üstünde 10 dakika kıpırtısız durduğu için fena halde uyuştular, nefesimi üç kere patlama aşamasına gelene kadar tutması da cabası. Kazasız belasız bitirdim uzay mekiği macerasını ve tekrar üst kata solunum testine çıktım. Ama asansöre binmediğim için nefes nefese kaldım, o durumda yapılan solunum testinin verimli bir sonuç vereceğinden hiç emin değilim. Bütün bunlar 1,5 saatlik süre içinde tamamlandı ve önümüzdeki hafta gidip sonuçları alacak ve doktoru tekrar göreceğim. Umarım olumsuz birşey çıkmayacaktır.

Bu doktora gitme işi beni hem ruhen hem bedenen yorduğu için burada kesiyor ve izninizi rica edip spagetti pişirmeye gidiyorum. Sağlıklı günler dileğiyle...

EK:

Az evvel sevgili Özlem'den romancı Cahide Birgül'ün öldüğünü duydum. Hala inanabilmiş değilim. Daha Eylül ayında kitabı çıkmış ve sabırsızlıkla yeni kitabını beklediğim içim mail atıp müjdelemişti bana. Hemen almış, çok beğenmiş ve bir kutlama maili yazmış ama cevap alamamıştım. Meğer sebebi varmış. Işıklar içinde yat sıcak gülüşlü kadın, o güzel romanları çok özleyeceğim...

Bir diğer acı kayıp da sinema dünyasından. O naif, o içten, o çocuksu filmin yapımcısı, yönetmeni, senaryo yazarı, kısacası "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak"ı yoktan var eden adam, Ahmet Uluçay yok artık. Rahat uyusun...



15 yorum:

  1. Leylak Dalı,
    Geçmiş olsun.Bir aydır öksürüyorum ben de.Doktor kontrolündeyim ancak bu seneki soğuk algınlıkları bir acayip.Bir hafta önce doktorla görüşmüştüm bekle hemen geçmez dedi.Artık dayanamıyorum.C.tesi tekrar gideceğim.Başta sana olmak üzere tüm hastalara acil şifalar
    En kısa zamanda bomba gibi olacağız eminim
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Sağol Aslıcım,
    Benimki iki ayı buldu inan, artık mecbur hissettim kendimi gitmeye, bronşit demişlerdi daha önce ama bitmek bilmedi. Bu doktor da bir sürü tetkik isteyince gözüm korktu biraz. Gerçi özel hastanelerde öyle yapıyorlar ama umarım bir sorun çıkmaz. Her ikimize de geçmiş olsun. Yeter artık iyi olalım:)

    YanıtlaSil
  3. Geçmiş olsun :)
    Cahide Birgül'ün vefatını bilmiyordum, şaşırdım ve üzüldüm. İlk iki kitabını çok sevmiştim, yanılmıyorsam bu üçüncüsü.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  4. Serpil teşekkür ederim,
    Blogun kapalı galiba ulaşamadım. Cahide Birgül'e ben de çok üzüldüm ve şok oldum, hasta olduğunu bilmiyordum. Eflatun Koza 4. kitabıydı ve çok güzel bir kitaptı, çıkar çıkmaz almıştım. Ne yazık. Allah rahmet eylesin.
    Sevgiler yolluyorum...

    YanıtlaSil
  5. Leylak Dalıcım, itiraf etmeliyimki benim öksürüğümde hala geçmedi. Şu anda Doğuş Çayın çıkardığı Mistik diye bir çay var,onu içiyorum. Sıcak süt içine atılan, tarçın , karanfil, Ginseng, karabiber ve bir kaç baharatın daha karışımı. Dün gece yatarken içtim ve rahat uyudum. Şekersiz içemiyorsan balla tatlandır.
    Her iki kaybımızada çok üzüldüm. Ne mutlu onlara ki , sonsuza kadar yaşayacaklar eserleri sayesinde.

    Sevgiyle selamla kucaklamayla

    YanıtlaSil
  6. ah Lalecim ömrümde içmediğim kadar ot-çöp içtim. sadece o an için rahatlatıyor. Sanırım bronşit kronikleşti bende. Bakalım sonuçlar ne çıkacak.
    Ben de seni kucaklıyorum şeker kadın...

    YanıtlaSil
  7. Doktora gitmekle çok iyi ettin Leylak' cım. Böylece alacağın ilaçlarla daha çabuk kurtulacaksın öksürükten. Uzayınca bitki çayları yetmiyor çünkü. Bir şey dikkatimi çekti. Asansör fobin mi var senin?

    YanıtlaSil
  8. Sevgili Leylak Dalı'm,
    Çok çok geçmiş olsun.Öksürük insanı gerçekten son derece yoran ve yıpratan illet bir şey.Ben atlattım, darısı senin başına.Her sabah aç karna ağzıma atıverdiğim bir kaşık bal ve bir bardak sıcak suya bir kaşık zencefil ile yarım limon suyu karışımının yararını gördüğümü söyleyebilirim.Korkum;13 Aralıktaki konserimizde sirenvari sesler çıkartmak.Öksürüğüm geçse de boğazımdaki tahribat bana beklenmedik oyunlar oynayabilir.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  9. Sevgili Leylak Dalım'cım,
    Geçmiş olsun, Rabbim acil şifalar nasip etsin inşallah.İnşallah kötü bişi çıkmaz.
    Burdan Sevgili Laleninbahçesiyle, aslı koyuncuoğlunada geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

    YanıtlaSil
  10. Asucum,
    İyi mi ettim kötü mü bilmiyorum, umarım başıma iş çıkarmamışımdır. Asansör fobim yok ama çok dar bir asansördü ve başı çok kalabalıktı, merdivenden çıkıverdim.
    Benden de çok sevgiler..

    Ah Rayoşcum,
    neler içtim, neler yedim bana mısın demedi, çaresiz doktora gitmekte buldum çözümü, umarım sonuç iyi olur. Ay keşke o konsere gelebilsem ne güzel olurdu, şimdiden başarılar ve çok çok sevgiler. (Asu kıskanacak, ona çok sevgi yolladım sana çok çok:)))

    Şenizcim, canım benim,
    Ne tatlı bir kızsın sen, ne güzel kalbin var. Sağolasın, umarım duaların gerçekleşir. Sevgiler canım...

    YanıtlaSil
  11. Tekrar tekrar geçmiş olsun Leylak'cım,
    Sanırım öksürüğün inatlaşma yolunu seçmiş, birşey çıkmayacak eminim de seni biraz yoracak gibi.
    Kronikleşmeye izin verme, dr.a gitmekle iyi etmişsin doğal sağlık iyi ama ilaç da gerekiyor bazı durumlarda.
    Cahide birgül'e de üzüldüm, verimli başlamıştı kitaplarına. Allah rahmet etsin.
    Yorum yapan, rahatsız arkadaşlarada sayfandan geçmiş olsun dileklerimi iletirim.
    Sevgiyle sağlıkla kal...

    YanıtlaSil
  12. Nurcuğum, sağol canım,
    Mecbur gittim valla ayaklarım geri gide gide, nefret ediyorum hastaneye gitmekten. Şu işi hayırlısıyla halledersem hazır başlamışken bir de fizik tedavi ziyareti yapayım diyorum, sağ omzum berbat durumda. Aaah ah, hep bunlar gençlikten oluyor:))
    İyi geceler canım...

    YanıtlaSil
  13. Leyakcım, çok geçmiş olsun.İçini rahat tut, sen totmografiyi atlatmışsın gerisi kolay :)

    İyi dinlen...

    YanıtlaSil
  14. başlığı gördüm yüreğim kalktı neyse ki muayeneymiş.geçmiş olsun canım acil şifalar diliyorum

    YanıtlaSil
  15. Bu sabah radikal kitap ekinden öğrendim bende Cahide Birgül'ün vefatını.Aklıma ilk gelen siz oldum Nurşen Hocam.Ben sizin sayenizde adını duymuştum ,kitabını okumadığım halde sizin sevginizi bildiğimden çok etkilendim.Her ikisininde mekanı cennet olsun.

    Sizede çok geçmiş olsun...

    YanıtlaSil