Sayfalar

1 Aralık 2009 Salı

NİHAYET SOKAKLARDA

Sonunda inzivadan çıktım. Gidip bakayım, bu Ankara sokaklarında neler var, neler yok, ben Antalya'dayken ne gibi değişiklikler olmuş diyerek düştüm yollara. Kendimi hala Antalya'da zannettiğimden ince giyinmişim, üşüdüm tabii ki, ancak alışacağım yeni ortamıma, henüz geçiş dönemindeyim. Kendimi Yüksel Caddesi üzerinden Kızılay'a attım, özlemişim buraları. Yerler silme kuru yapraktı. Akasyalar, çınarlar savurmuşlar saçlarını, dökmüşler beyaz tellerini sokaklara. Antalya'da henüz yaprak dökümü başlamamıştı ben gelirken, koca şehirdeki kuru yaprak sayısı Yüksel Caddesi'ndeki kadar bile değildi. Pek hoşuma gitti üzerlerinden hışır hışır yürümek.



Çocuk gibi ayakkabımın burnuyla yaprakları savura savura yürüdüm, Ankara'daki en iyi dostlarımdan Dost Kitabevi'ne. Ankaralılar bilir, şehrin en ünlü kitabevlerindendir, ben Konur Sokak'taki küçük şubeyi severim, daha sıcak, daha samimi gelir. Gide gele çalışanlarla da ahbap olduğum için kendimi yabancı hissetmem. Bütün standları dolaştım, "Yeni Çıkanlar"ın önünde daha çok oyalandım ve 5 adet kitapla çıktım. Şimdi Serapçım merak eder neler aldığımı, yazayım bari:
1- Canım Sevgilim Ines/Isabel Allende
En sevdiğim yabancı yazarın yeni kitabı, epeydir bekliyordum, çok sevindim.
2- Momo/Michael Ende
Büyüklere de hitap eden bir çocuk kitabı.
3- Torunlar/Ayşe Gül Altınay, Fethiye Çetin
Fethiye Çetin'in daha önce "Anneannem" adlı kitabını okumuştum. Bu defa başka torunlar anneannelerini anlatıyorlar.
4- Fettan Vişne, Günahkar Elma/Ayşe Kilimci
Ayşe Kilimci yaşdaşım ve sevdiğim bir yazardır. Bu defa değişik bir tür denemiş, meyveleri anlatıyor. Kitabın dizaynı da pek güzel, siyah ciltli, renkli resimli.
5- Yalnız Değilsin/Alev Alatlı, Ayşe Kulin, Nurşen Mazıcı, Liz Behmoaras
Dört kadın yazarın değişik konulardaki yazılarını topladıkları bir kitap bu. Esas alış nedenimse fanatiği olduğum Alev Alatlı. Alev Alatlı'nın kitaplarıyla tanışmam çok ilginçtir, anlatırım birgün.

Kitapçıdan çıkıp CD satan bir dükkana daldım ve epeydir aklımda olan müthiş bir CD aldım: "Dokunuşlar". Kanun ağırlıklı bir CD bu ve kanunu Tahir Aydoğdu çalıyor. İçinde en sevdiğim Refik Talat'ın "Mahur Saz Semaisi", Aleko Bacanos'tan "Gel Ey Denizin Nazlı Kızı", Hacı Arif Bey'den "Vücud İkliminin Sultanı Sensin" gibi harika parçalar var. Türk Sanat Müziği sevenlere şiddetle tavsiye olunur.

Son durak baharatçı idi. Malum kış geldi, öksürük var, domuzsal grip var, ıhlamur ve türevlerini çokça tüketmek lazım. Baharatçıya girince bayram çocuğuna döndüm; oydu, buydu derken koca bir torbayla çıktım, biraz da satıcı kız gaz verdi, yalnızca baharatla kalmadım ginsengli şampuan bile alıverdim. Neler mi vardı torbamda, sayayım: Tilia, salvia, cinnamon, syzygium aromaticum, alpinia, piper nigrum, zingiber officinale (toz, kök, taze ve şekerleme olarak) ve kurutulmuş malus domestica.

Eve döndüğümde çok yorulmuştum dostlar ama olsun iyi geldi bana dışarı çıkma işi kaç günün üstüne. Şimdi baharatçıdan aldığım ıhlamuru, çubuk tarçın, havlıcan, karanfil, zencefil, top karabiber ve elma kurusu ile demleyip bal ve limon eşliğinde yudumlamaktayım. Ay ne yapayım huyum kurusun, ailemin binbir emekle ders aldırarak öğrettiği Latince'yi (bilmem biliyor muydunuz, babam Roma İmparatoru idi) arada kullanmazsam unutuyorum, o yüzden baharatların adını Latince yazıvermişim:))) Ne demişler bir lisan bir insan...

14 yorum:

  1. Dost kitapevi,özellikle kendi şehrinde bu kadar büyük kitapçının olmadığı bir yerden gelen üniversite öğrencisi için gerçek bir dosttur.
    Nitekim benim dost kitapevi ile tanışmam da öyle olmuştur.Şimdi her yerde büyük kitapçılar var artık ama Dost, hakikaten benim için farklıdır.Şehrin uzağında olduğumuz için yüksel caddesi ve kızılay ve Tunalı benim gençlik mekanım olarak hafızamda yer etmiştir.

    Her anlamda bereketli bir gezi olmuş.
    CD önerinizi mutlaka değerlendireceğim.
    Ayrıca Roma imparatorunun kızıyla tanışmış olmaktan ayrı bir gurur duydum:)Sevgiyle efenim.

    YanıtlaSil
  2. prensesim,ben latinceyi pek bilmem ama Vücud İkliminin Sultanı Sensin'i dinlemek seninle sohbete dalmak isterim ama odun sobasının çıtırtıları ,üstündeki çaydanlıkta fokurdayarak yayılan ıhlamur ve tarçın kokuları eşliğinde olmalı..
    hayal bu ya hatta 17 yaşımızda ve göreve başladığım köy okulu lojmanında olalım ne dersin

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Balkahve,
    Bu şehirde doğup büyüdüm ama evlilik nedeniyle epeydir Antalya'da yaşıyorum lakin Ankara'nın yeri her zaman farklıdır, özellikle de yazdığım yerlerin ve mekanların. Ankara'da bu kültürel ortamı bulmak biraz zor ne yazık ki, o yüzden geldim mi kendimi atıyorum kitapçılara.
    Ben de Roma imparatorunun kızı olarak her zaman hizmetinizdeyim efendim:))

    YanıtlaSil
  4. Nalancım,
    Soba yokmuş ne beis, otururuz radyatörün yanına. Sen Latince bilmiyorsan Türkçe muhabbet ederiz. Ihlamur ve tarçın kokuları enfesss...şarkı da öyle, bi de lojmana gidebilsek missss:))
    Sevgiler canım...

    YanıtlaSil
  5. Ah Balkahve, yanlış yazmışım antalya'nın kültürel ortamı diyecektim ankara demişim affola:)))

    YanıtlaSil
  6. Tam sormaya hazırlanırken alt katlarda açıklama ile aydınlandım, güzel çay çeşitleri ile.
    Antalya'dan sonra Ankara nasıl geliyor bilmem ama ben Ankara'da yaşayabileceğimi hiç sanmıyorum. Denizi olmayan şehirde boğulurum gibi gelir bana. Gerçi denizde boğulunur ya, işte benimki tam tersi.
    CD muhakkak denenecektir.
    gel ey denizin nazlı kızı nuşi şarabet
    çık sahile gel sinede br alemei abet
    Çok güzel çok
    sevgilerimle

    YanıtlaSil
  7. Nurcuğum iyi geceler,
    Valla Ankara'da doğup büyüdüğüm için Antalya'dan sonra biraz tatsız gelsede severim bu şehri. Zaten bir şehri sevdiren yaşanmışlıklar değil midir?
    CD harika. O yazdığın şarkının da ayrı bir anlamı vardır benim için. Kardeşim küçükken şarkıda geçen "nuş-i" sözcüğünü "Nurşen" sanıp "bu şarkı senin" derdi. Ben de o vakitten beri aldım kabul ettim.
    Sevgiler canım...

    YanıtlaSil
  8. Nasıl yabancı geliyor Ankara sokakları bana. Okurken düşündüm, Demek ki benim yazılarımda aynı oluyordur dedim. Alkım kitabevi diyorum, Bağlarbaşı diyorum...

    Ayşe Kilimci , bir arkadaşımın yengesi , Alev Alatlı'nın torunu ise Naziş'in öğrencisiydi. Onu Babaanne olarak izlemek çok keyifli ve şaşırtıcıydı.

    Aldığın kitapları, geçen gün kitapçıda görmüştüm. Sende aynı duyguya kapılıyormusun bilmiyorum, bazen şaşkına dönüyorum, yetişmek okumak, hepsini almak imkansız.Hayatımda bir kitap alarak çıktığımı hatırlamam kitapçıdan hatta ama yine de mümkün değil yetişmek. Bazen diyorum ki yoksa herkes yazar mı? oldu bu memlekette. Hiç tanımadığım isimler çıkıyor her gün karşıma, merak da ediyorum. Sen söyle , ne olcek bizim halimiz.

    Çook öptüm seni

    İsabel Allande^nin Paula^yı okumuştum. Yüreğim öyle burkulduki, sonra korktum başka kitaplarını okumaya. Böyle saçma takıntılarım vardıri bir gün bir araya gelebilirsek konuşuruz leylak dalıcım.

    YanıtlaSil
  9. Momo çok güzel bir kitaptır.Yazarın tarzını seversen Bitmeyecek Öykü de çok keyiflidir.Ben Ayna Aynaİçinde kitabını aldım ama henüz okuyamadım.Okuduğumda blogda yorumlarım

    YanıtlaSil
  10. Lalecim,
    Çok haklısın kitaplara ve yazarlara yetişmek mümkün değil. Ben de aynen senin gibi düşünüyorum, iki satır yazı yazan bastırıyor, yazardan bol bişey yok. Çok zengin olmayı en çok istediğim kitabı düşünmeden alabilmek için isterdim biliyor musun? Yine de Dost Kitabevi sağolsun, 6 ya bölüveriyor aldıklarımın bedelini. Isabel Allende'yi sana hararetle tavsiye ederim, Paula'da kızının ölümünü anlattığı için kötü etkilenmişsin. Ama Ruhlar Evi ve Eva Luna'yı okuman şart, çok seveceğine eminim.
    Dilerim günün birinde biraraya gelme dileğin gerçekleşir Lalecim, sevgiler...

    Nanem Şekerim,
    Momo'yu birinden duydum diyordum, sen mi yazmıştın acaba? Diğer kitabı da vardı kitapçıda okuyum, belki onu da alırım,
    Günün güzel geçsin...

    YanıtlaSil
  11. Yeni kitaplarını güle güle oku. CD yi (içindeki örnekleri sevdim) ben de edineceğim. İmparator babana hürmetler...

    YanıtlaSil
  12. Bu yazının üzerine bana da aldığın kitaplar iyi geldi Nurşen'cim:)

    YanıtlaSil
  13. Ruhen fikren ve fiziken çok doyurucu bir Ankara gezisi olmuş:) Tekrar hoşgeldin canım.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  14. Ankara da yaşamak bunda ısrar etmek konusunda en istikrarlılardan biriyimdir bana da buranın dışında yaşanmaz gibi gelir. Ben de Konur Sokaktaki Dost'u severim ama oğluş diğerinin alt katını çok sever. Tam karşıda da Mülkiyeliler. Limon'a gidip gümüş almak:) Canım istedi pazar günü ben de çıkayım.

    YanıtlaSil