Sayfalar

17 Mayıs 2023 Çarşamba

BİR TATLI HUZUR

Seçimin öncesinde ve sonrasında çoğumuzun yaşadığı ve ikinci tur oylanıp sonuçlar belli olana kadar yaşanacak stresten çorbaya dönen kafamı ve ruhumu sakinleştirmek için bugün gençlerin deyimiyle kendimi "Date"e çıkardım 😀 Belli mi olur, anlaşırsak belki birlikte yaşamayı teklif ederim kendime 😜 İşin özü öneriyi başkalarına da yaptım ama reddedildim, ben de "Caanım kendim" diyerek kitabımı alıp yola düştüm. 

Sabah bir açıp bir kapatan hava öğleden sonra güneşi parıldatmaya başladı, terletecek kadar da sıcaklığa ulaştı. Parkta bir tur atıp, sonrasında en sevdiğim cafede oturup kahvemi içerek kitap okumaktı niyetim. Öyle de yaptım. Yol üstündeki tavuk dönercinin önünden geçerken telefonla konuşan bir gencin söylediklerine takıldım: "Oraya gelirsem ısırırım bak!". Amanın evlerden ırak, kimi ısırmayı planlıyordu bilmem ama dönüp "Hoşt" demek geldi içimden 😊Park sanırım en güzel zamanlarından birini yaşıyordu, yürüyüşü sonraya bırakıp Hint leylaklarını koklayarak cafeye yöneldim ve denize bakan bir masaya oturup kahvemi sipariş ettim. 

Deniz durgun, balıksırtı bir kumaş gibi hafiften kıpırtılıydı. Arada bir geçen sürat tekneleri tarafından yırtılınca içimden Dalgacı Mahmut'u çağırmak geçiyordu dikmesi için.

Bey Dağları hafif puslu, cafe tenha, derinden gelen müzik sesini saymazsak sessizdi. En uç masada oturan kabarık kıvırcık saçlı genç arada coşup bağırarak konuşsa da kitabımı okumak ve kafamı dinlemek için gayet huzurlu bir ortam vardı. Ben de öyle yaptım, önce kahve, sonra çay eşliğinde yarıladım 107 sayfalık kitabımı. 

Uzun zamandır Demir Özlü okumamıştım, itiraf edeyim "Dalgalar"ı son YKY alışverişimde kargo ücreti ödememek için atmıştım sepete. Kitabın künyesinde roman yazsa da roman değil okuduğum şey. Yazarın oğlu, Tayland'lı gelini ve küçük torunu ile yaptığı Bangkok, Krabi ve Phuket seyahatinde yaşadıklarını okuyoruz, adeta konuşur gibi yazmış. Gündelik olayların arasına uzun yıllar ikamet ettiği Stockholm'u, ömrünün bir kısmını geçirdiği, annesinin yaşadığı İstanbul'u ve çocukken annesinin görevi nedeniyle bir süre kaldıkları Burdur'u da sıkıştırmış. Gezi yazılarına ilgimden mi, yoksa yazarın anlatımında kalbime dokunan bazı şeylerden mi bilmem kitabı sevdim ben. Oysa Goodreads'da biri yerin dibine batırmış, eh kitaplardan alınan zevk de göreceli bir şeydir.

Yazar kitabın giriş yazısında kendi seyahatlerinden 6 ay sonra Endonezya'daki deprem ve sonrasında Phuket'teki tsunami nedeniyle yedi bin kişinin ölümünden söz edip şöyle diyor: "Dalgalar o kıyıya da ölüm taşıdılar. Bu ölüm dalgaları sadece okyanusun dalgaları mıydılar, yoksa dünyada varoluşumuzun, içsel yaşam dediğimiz şeyin, bir acının, bizim için yaratılmamış bir doğanın sürekli çekilen ve yükselen, sonra da insanı içine alıp sürükleyen dalgaları mıydı bunlar?"

Kendimi biraz Antalya'da Falezler'in üstünde, biraz Tayland'da hissederek, arasıra inceden sızan bir yasemin kokusuyla okudum kitabı. Yaseminin kaynağını tesbit edemedim ama bir yerlerden çıkıp geldi, yazarın Tayland gezisine, benim cafe okumalarıma eşlik etti. 

Kitabı yarılayıp çayı-kahveyi bitirince, biraz da yan tarafımdaki masayı işgal eden eden aile giderek kalabalıklaşıp seslerini yükseltince hesabı istedim ve parkta yürüyüşe çıktım. Yürüyüşüme şunlar eşlik etti:

 

Stresle geçen günlere küçük bir mola verip Kalamış'tan olmasa da Atatürk Parkı'ndan bir tatlı huzur alarak ayrıldım...



20 yorum:

  1. Ne güzel yapmışsın kendinle kitabınla baş başa 📖💗📖

    YanıtlaSil
  2. İlk paragrafınızı okuyunca geçenlerde okuduğum saçma ama beni güldüren bir haber aklıma geldi. Kızın biri kendiyle nişanlanmış. Yüzük falan takmış kendine. İki gün sonra da kendime artık dayanamıyorum diye yüzüğü çıkartıp kendinden ayrılmış. :D

    Seçim sonrası, evet, hepimiz çok gerildik. Biraz kafa toparlamaya ihtiyacımız vardı. İyi yapmışsınız. Gezi kitapları çok okumuyorum, genelde bloglardan okuyorum gezi yazıları ama tanıtmış olduğunuz kitaba denk gelirsem, bakırsam.

    Resimler zaten harika! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kız da benim kafadanmış ama benim kendimden ayrılmak gibi bir niyetim yok, iyi geçiniyoruz :)))) Gezi kitaplarını çok severim ben gidemediğim yerlere gitmiş gibi olur, gördüğüm yerleriyse yeniden geziyor gibi hissederim. Bloglarda da güzel gezi yazıları oluyor, ben de takip ediyorum onları. Çok sevgiler...

      Sil
  3. Resimler de anlatımda güzel. Hem memleketimi gördüm resimlerde, hemde emekli olduğum şirketin reklamını. Hoşt kelimesi de kuzenlerimden birini hatırlattı çok kullanırdı. Bu seçim umarım güzel sonuç verir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa ne tesadüf şirketin reklamı :) Teşekkür eder, son dileğinize can-ı gönülden katılırım...

      Sil
  4. ay bunlar ne? begonvil yere mi yayılmış, şenlik gibi yahu!
    ne iyi yapmışsınız öğretmenim. kitap ayrı, deniz ayrı, çiçekler ayrı güzel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Şulecim, yere dikip uzamasın diye buduyorlar çalılık gibi, böyle halı misali yayılıyor. Gerçekten de çok iyi yaptım, öyle huzurlu birkaç saatti ki...

      Sil
    2. Yayılmacı begonvil kesimini çok beğendim, çok iyi fikir. :).

      Sil
    3. Çok iyi fikir bence de, enfes oluyor görüntüleri...

      Sil
  5. Bayıldım resmen içim açıldı, bizim burada bir yağmur bir fırtına, aman aman örtmenimm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün de burası yağışlaydı, ne biçim Antalya anlamadım, normalde 19 Mayıs'da millet sıcaktan plajlara akardı. Ama ağaç, çiçek harika...

      Sil
  6. Seçim hepimizi hüsrana uğrattı. Yine bir bekleme dönemine geçtik. Ömrümüz hep bekleyerek geçiyor gibi geliyor ve bu duruma sinir oluyorum. Demir Özlü seviyorum ben. Yazılarındaki karamsarlık kendi ruhumun da o karanlık yanına iyi geliyor. Gezilecek, görülecek yerler zaten liste halinde her yerde var ama bir yerle ilgili yaşananları, hissedilenleri duymak bana da iyi geliyor. Ben de kendimi kendimle bir kafeye çıkarmak istiyorum. Du' bi' davet ediyim kendimi, bakalım ne diyecek?
    Çok öperim seni, çoook.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklemekten benzimiz sarardı bacım, yakında Capon olacağız :))) Demir Özlü çok depresif bir tip, bu kitapta iyice açığa çıktı. Hoş Tezer Özlü de farklı değildi. Esasen gezip gördüğü yerlerden ziyade ruh halini yazmış, boyuna da sıkılmış :)) Ama kitap bir şekilde hoşuma gitti benim.
      Bence sen de kendine bir date yap, anlaşırsan kendinle evliliğe kadar gidebilir, ahaha :)))
      Ben de seni öperim...

      Sil
  7. Ben de seninle oturdum inan, ne çok özledim denizi, yasemin kokusunu. Niye Ankara' da yasemin yok :(( deniz niye yok demiyorum bak:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yasemin sıcak iklimde mi oluyor acaba? Eh burada da leylak yok, ödeştiler :)))

      Sil
  8. en sevdiğim şeydir kendimle başbaşa kaçışlarım :) sen de öyle keyifle anlatmışsın ki, bayıldım bayıldım.. mavi gök, çiçekler, ooooh ruhum havalandı. demir özlü'yü hep tezer özlü'nün gerisinde gördüğüm için sevemedim ben, halbuki elma ve armut kadar farklı iki kardeş :) ısıran genci tanıdım, yeğeni falandır heralde dedim ama kız arkadaşı da olabiliyor böyle ısırganların, hatta hihihihi diye cilve yapıyorlar. antropoloji okumalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok severim, yalnız yürümeyi, sinemaya, tiyatroya gitmeyi. Hele de alışveriş, yanımda biri oldu mu burnunu sokar ve seçimimi zorlaştırır. Ama seyahat söz konusuyla kardeşimsiz olmaz.
      Demir Özlü konusunda nötrüm. Ben Tezer Özlü'den çok hoşlanmam esasen, o bana depresif ve karanlık gelir. Yani hoşlanmam dediysem genç yaşta gitmeseydi keşke. Bunlar Adalet'le gelin görümce ya, Adalet'in Göç Temizliği idi galiba, bir anı kitabında sıkı dedikodusu vardı, pek geçinemezlermiş.
      O ısırgan bence kız arkadaşını ısırmayı planlıyordu :))))

      Sil
  9. Burnumda Antalya tüttü, 5 yıl olmuş, ne hainlikler yaptı şu pandemi... Yazı kısa bir tur attırdı ama... hoştu, o güzergahta hissetim, sandım ki nostaljik tramvaydayım... Kaleiçi'nden gelmişim hem:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah pandemi, hayatımıza sıkı bir tokat indirdi. İnanın şehri ben de yeniden keşfeder gibiyim. Bu aralar bahar biraz gecikse de doğa muhteşem. Pandemi sonrası tramvayı ben de çok kullanır oldum, keyifli bir yolculuk oluyor onunla gidişler...

      Sil