Sayfalar

12 Nisan 2023 Çarşamba

YÜRÜYÜŞ / 12 NİSAN

Dün başvurusu kolay, kullanımı zor (Euro, Dolar malum) pasaportlarımızı yenilemek için Nüfus Müdürlüğü'nde randevumuz vardı. Hava yağdım yağıyorum haberi yolladığı için taksiyle gittik. Bunca yıldır görmediğim sapa ara sokaklardan geçirip götürdü bizi taksi, zira Nüfus Müdürlüğü sözde merkezi ama araçla ulaşımı zor bir yere konuşlanmıştı. Fi tarihinden kalma evler gördüm, garip renklere boyanmış binalar (limon sarısı), dizi dizi sahaf dükkanları, ilginç geldi. Sanırsınız şehre yeni geldim. Güzel bir havada yaya olarak gelip çevreyi keşfetmeye karar verdim. 

İşimiz çok çabuk bitti, dışarı çıktığımızda yağmakla yağmamak arasında kararsız bir serpinti vardı. Şemsiye açmaya üşendim, zaten bir süre sonra durdu. Yürümeye karar verdik eve kadar, yaklaşık iki kilometrelik yol boyunca da dört mevsimi yaşadık. Güneş çıktı terletti, rüzgar esti üşüttü, yağmur yağdı ıslattı, arada bir de bahar selam verdi, kaldırım boyu dikilmiş turunç çiçeklerinin kokusuyla. 

Güzergah olarak epeydir geçmediğimiz bir parkı tercih ettik. İçinden dere geçen, eni dar, boyu uzun bir park bu. Bu şehre geldiğimizde kendi halinde akan, pasaklı, kokulu bir dereydi, ismi de malumunuz üzere "Bokludere". Sonra ıslah ve peyzaj düzenleme çalışmaları yapıldı, çevresi düzenlendi, yeşillendi, parka dönüştü, ismi de evrim geçirerek "Büklüdere" oldu 😃 Adımladıkça "Biz senin cemaziyelevvelini de biliriz şekerim, o havanı başkasına at" dedim, evet ben parklarla da konuşurum 😋

Bir şerit gibi uzanan parkın girişi paralelinde olduğu ana caddedeki binaların sırtlarına bakıyor. Caddeye bakan yönleri pırıltılı binaların arka cephelerindeki perişanlık eğlenceli. Sonrasında iki yönlü apartmanlar var, yeşile ve suya bakmak hoş olsa da yazın oluşacak sivrisinek popülasyonu konusunda şüphelerim var. 

Aa o da ne? Dedikodu koltukları, pembiş pembiş. Otur Benjamin ağacının gölgesine, çekiştir konu komşuyu, termosla çay da getirdiysen değmeyin keyiflere 😊 Çocukluğumda halam Konya Ereğli'de görev yapıyordu, her yaz giderdik. Şehir içi ulaşımda toplu taşıma aracı olarak triportörler kullanılırdı. Kasasına karşılıklı iki sıra konmuştu, müşteriler oraya otururdu. Haliyle triportör küçük, kasa triportörden de küçük, sıralara oturanların dizleri birbirine değer, gözleri de mecburen karşıdakine bakardı. O yüzden bu taşıtların adı halk arasında "Dizdize Gözgöze" idi. Koltuklar bana onları hatırlattı, mis gibi, diz dize, göz göze, ver coşkuyu gıybette 😃

"Mahallemizde bir parkımız var/Parkımızda ördeklerimiz var/Vaak vaak diye bağırır/Parkımızda mahallemizin". Arkadaşlar adeta parkın sahibi, kurumlu kurumlu dolaşıyorlar. Etrafına toplaştıkları horoz da parkın ağası mı derken az ilerde kocaman bir kaz çıktı karşıma, sözümü geri aldım. Çook küçükken kaz tarafından kovalanmış biri olarak tövbelerimi kaldırdım, sataşmaya gelmez 😀

Böyle böyle bitirdik yürüyüşü geldik eve. Aldım kitabımı çekildim köşeye. "Tren Düşleri" ince bir kitap, bir novella, gün içinde okuyup bitirdim. Fena değildi. Sırada bir Metis kitabı var, genelde yanıltmaz beni, okumaya değer çıkar. Denton Welch'in "Bulutun İçinden Bir Ses"i, bugün başlıyorum. Bakalım nasılmış.

Efendim yarına misafirlerim var yemeğe, gidip yaprak sarayım, bir de film açayım. Bir taşla iki kuş, kaçtım ben...




12 yorum:

  1. O koltuklar birinin evine fazla gelmiş anlaşılan. :)) İyi güzel de yağmur yağınca ne oluyor o koltuklar, suyu çeker havuz olur muhtemelen. ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı dediğin gibi, kimseye verememiş, atamamış da, götürmüş parka bırakmış, oturulacak hali yoktu zaten, benimki gırgır.

      Sil
  2. Çok güzel yaprak sararım, yardıma gelesim geldi; yardım bahane de seninle olasım geldi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir dahakine haber vereceğim şekerim, kaçamazsın :)))

      Sil
  3. Bokludere her yerde oluyor galiba, bizim buralarda da vardı bir zamanlar. tabii ki şimdi dereler ve dereyatakları doldurulup üzerine bina konduruldu:( Büklü dere ye çok güldüm :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makyajlıyoruz güzel oluyor, alt yapıyı önemsemesek de olur :)))

      Sil
  4. Bu mevsim tam hasta mevsimi Nurşen abla, aman dikkat et kendine...
    Sözde bir yere çıkmıyorum ama hafiften boğazım gıcıklanmaya başladı :/

    Büklüdereye pek güldüm :))))) Alem insanlarız vesselam :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ha "o", ha "ü" ne farkeder Şebocum :))) Gerçekten hastalık mevsimi, bugün de hava böyle, bir sıcak, bir soğuk...

      Sil
  5. Benim ilk oturduğum evin yanından geçen dere. Bende yıllardır görmemiştim. Eylülde pasaport değiştirmek için gittiğimde gördüm. Güzel bir park olmul.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet en azından yeşillenmiş, o pasaklı görüntü kaybolmuş ama biraz bakımsız geldi bana...

      Sil
  6. size misafirliğe gelebilir miyim örtmenim? çok güzel sarma yerim ben :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen gel, özel olarak yaparım sana. Yaza bir Ankara planı yapalım o zaman...

      Sil