Sayfalar

20 Aralık 2022 Salı

DOMESTİK / 20 ARALIK

Salı günü postaya verdiğim kartların akibetinden biri hariç habersizim. O biri de beni şaşırtacak kadar büyük bir hızla ertesi gün sahibine ulaşmış, ağzım açık kaldı. PTT'nin ortası yok, ya hep, ya hiç. Bakalım bu ışınlanan dışında diğerleri yürüyerek mi gidecek, araçla mı, yoksa ebediyen yaya mı kalacak, göreceğiz. 

10 gündür hava muhalefeti nedeniyle evde kapanmanın intikamını aldım hafta sonunda. Cumartesi günü bir arkadaşımla buluşup güzel havanın, manzaranın ve sohbetin tadını çıkardık:

Sohbetimize uzun zamandır görünmeyen Arap bülbülleri de eşlik etti ara sıra, cep telefonu ve zoomla çekince görüntü net değil ama idare edin artık:

Mekandan güneşi batırıp ayrıldık:

Pazar günü ise uzun bir yürüyüş yaptık, en sevdiğimiz parkta turladık. Henüz kışa geçiş yapamadık ama sonbahar tam anlamıyla gelmişti. Günnük ağaçları iyice çıplak hale gelmiş, yere dökülen yapraklar da ayağımızın altına renkli bir halı sermişti:

Parkta geleneksel mola yerimiz her zamanki gözlemecimiz oldu. Bir yandan gözlemeleri götürüp bir yandan mekanın maskotu keçiyi gözledik. Keçi deyip geçmeyin, pek süslüydü. Tepesinde çiçekli oyası, boynunda boncuğu eksik değildi. Üstelik utanmadan kadife çiçeklerini yiyordu 😃


15 bin adım atınca eve geldiğimde mefta olmak üzereydim, evde otura otura hamlamışım. Merdivenlerden sürünerek çıktım ve kendimi kanepeye attım. Biraz dinlenince bir süre önce online izlemek üzere bilet aldığım "AB Uyumlu Aile" isimli oyunu izlemek için ekran başına geçtim. Yarım saat civarında sürdü gösterimi, çok gürültülü, çok bağırtılı ve tuhaf bir sahneleme idi, sevmedim, üzgünüm. Hatta o gün için olan ikinci biletimi yaktım, diğer oyunu da izlemedim. Dilber Ay'ın dediği gibi "Zorunda mıyım?" 😃
 
Halbuki sabah güzel bir film izlemiştim: "The Fabelmans". Steven Spielberg'in yönettiği ve kendi çocukluğundan esinlendiği hoş, sıcak bir yapımdı. 

Haftanın ilk gününü ise mutfakta geçirdim diyebilirim. Birkaç yıldır yılbaşı havasına giremediğim için kurabiye işine de girmiyordum. Bu yıl "Haydi" dedim, "tarçınlı, zencefilli kurabiyeler yapayım, hem çocuklar, hem de alt katta oturan yiğen sebeplensin". Hamurları hazırladım, toparlansınlar diye buzdolabına koydum, artan yumurta sarılarını değerlendirmek için bir de poğaça işine niyetlendim. Önce poğaça pişti, o pişerken zencefilli kurabiyeler çam ağacı, kardan adam ve çocuk kalıplarıyla kesildi ki Umut Efendi'nin hoşuna gitsin. Onları fırına atınca bu sefer büyük çocukların favorisi kurabiyeyi yıldız kalıplarla kestim, fırının boşalmasını beklerken dolapta beklettim. Bu nefis bir kurabiye, blogun ilk yıllarında "Yetur" isimli bir yemek blogundan almıştım tarifi, hala yazıyor mu bilmiyorum ama bu tarifini çok kullandım sağolsun. Biraz pahalıya mal oluyor ama inanın bu kadar lezzetli bir kurabiye olamaz. Hazır bahsetmişken şuracığa tarifini de yazayım, belki niyet edersiniz:

"1 su bardağı toz Antep fıstığı
1 su bardağı Hindistan cevizi rendesi
1 su bardağı pudra şekeri
1 yumurta akı

Fıstık, H. cevizi ve şeker karıştırıp üstüne yumurtak akını ekliyorsunuz. Hamur haline getiriyorsunuz. Sonra streç filme sararak ya da bir buzdolabı poşetine koyarak buzdolabında 4 saat kadar bekletiyorsunuz. Çıkarınca merdane ile yarım cm den biraz daha fazla açıp istediğiniz bir kalıpla kesiyorsunuz. Orijinal tarifte yuvarlak kurabiye formu veriliyor ama kalıpla kesince daha fazla adet elde ediliyor. Sonra 180 derece ısıtılmış fırında 10 dakika pişiriyorsunuz. Fazla tutmayın, sertleşip tadı kaçabilir. Afiyet olsun."

Poğaçaları, kurabiyeleri pişirdik ama akşama ne yiyeceğiz, yemek de yapmak lazım. Fırındakiler pişerken z.yağlı pırasa ve tarhana çorbası pişirdim, son tepsiyi de fırından çıkarınca saçımı boyamaya niyet ettim. Anlayacağınız hayli domestik bir günümdü, yoruldum ama aklımda olan işleri de halletmiş oldum.
 
Son olarak çay ve kitap ikilisiyle günü bitirdim...

12 yorum:

  1. Tarifi not aldım. Kurabiye severim çayın yanında bunu mutlaka deneyeceğim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdiden afiyet olsun, yalnız fırında fazla tutmayın, anında sertleşiyor. Isıtılmış 180 derecede 10 dakika...

      Sil
  2. Kurabiyeyi yiyeceklere şimdidwn afiyet olsun..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kurabiyeleri yiyecekler adına teşekkür ediyorum :)))

      Sil
  3. sorunuza Cüneyt Özdemir'in yanıtı ile karşılık vereyim o zaman öğretmen: "hayır, zorunda değilsiniz" :)

    ben bu tarçınlı zencefilli kurabiyeyi yaparsam oturup hepsini yerim, o yüzden yapmamak en iyisi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de o sebeple tamamını yolladım az evvel kargo ile ama asıl fıstıklı olana dayanamazsınız gibi geliyor. Ortadoğu ve Balkanların en nefis kurabiyesi, hoş içine girenler çiğ olarak yense de güzel haliyle. Bir de çok tuzluya patlıyor o yüzden sadece yılbaşlarında ve sadece çocuklara yapıyorum :)))

      Sil
  4. Ya her şey geliyor elinden Örtmenimm :) Elceğizlerine sağlık, enfes olduklarına eminim :) Keşke bişey beni dürtse içimden gelse de ben de yapsam şu zencefillilerden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorma, safi marifetim :)) Şaka bir yana gelirdi diyelim, çünkü artık hiçbir şey yapmak istemiyorum, yeterince yaptım, artık sadece keyfim ve kahyası için çalışıyorum, arada çocuklara ayrıcalık tanıyorum tabii ki :)) Haydi ben dürteyim de yap, Çağancığım yesin :)

      Sil
  5. Ohh ellerine sağlık, yiyenlere afiyet olsun. :)
    Sizin sonbaharınız, bizim kışımız demek, hoş gelsinler zamanıdır. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım, Umut Efendi adamlı kurabiye diye götürür inşallah :) 10 gün yağmur ve nemin üstüne cumadan beri hava mis, bir süre daha böyle sürsün istiyorum. Antalya için normal Aralık havası bu çünkü, Ocak'ta başlar bizim kış. Dün millet yüzüyordu inan ama deniz muhteşem görünüyordu, ben bile imrendim :)

      Sil
  6. Hihi arada bir de türkü söylediğini unutmuşsun, hatırlatayım! <3

    YanıtlaSil